Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9948 E. 2024/7425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/502 E., 2023/2456 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI- DAVACI : Havva Boztepe vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 15.04.2020- 20.05.2020

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/201 E., 2021/1835 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, sürekli şiddet uyguladığını, elbiselerini yırttığını, iki adet gözlüğü kırdığını, sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, aşırı gezme taleplerinde bulunduğunu, aşırı alışveriş yapmak istediğini, aşırı kıskanç olduğunu, sürekli telefonla ilgilenip eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, çocuğu tartışma ortamı içine dahil ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, kayın babanın evden kovduğunu, sürekli küstüğünü, "çocuk bir anne baba rolü görsün ben ... için duruyorum yoksa durmam" dediğini, birkaç defa intihara kalkıştığını, ikinci çocuk yapma konusunda baskı uyguladığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, erkek yararına faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî-50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, aşırı kıskançlık gösterdiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, eş ve çocuğuna ilgi göstermediğini, onlarla vakit geçirmediğini, gezmeye götürmediğini, asosyal bir hayat yaşadığını, kimseye gitmediğini, kimsenini de eve gelmesini istemediğini, arayıp sormadığını, soğuk davrandığını, sağlık sorunlarıyla ilgilenmediğini, psikolojik rahatsızlığını gizlediğini, tedaviden kaçındığını, cinsel ilişkiden kaçındığını, yatağını ayırdığını, seni istemiyorum, sevmiyorum dediğini, sürekli evden kovduğunu, gitmekle tehdit ettiğini, eş ve çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, birlik yükümlülüklerinden kaçındığını, ekonomik şiddet uyguladığını, müsrif ve savurgan davrandığını, aracı baskısıyla sattığını, maaş kartına el koyduğunu, agresif ve sinirli davrandığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, başkasına gitmekle tehdit ettiğini, eğitim hayatını engellediğini, hiçbir geziye izin vermediğini, ailesine gitmesini kısıtladığını, ailesini istemediğini, ilgi göstermediğini, kardeşine hakaret ve tehdit ettiğini, son olayda yemek sofrasını dağıttığını, şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini, internet ve elektriği kestirdiğini, evden çıkması için baskı yaptığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın yararına faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, son olayda yerdeki sofrayı ters çevirdiği, aşırı kıskançlık gösterdiği, maaş kartını aldığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, sürekli telefonuyla uğraştığı, hakaret ettiği, kadının kardeşine "al kardeşini götür" dediği, sevmediğini istemediğini söylediği, kardeşini ölümle tehdit ettiği, genel olarak tek başına tatile gittiği, evin anahtarının bir yedeğini kendi annesine verdiği, kadının ise ev eşyalarına zarar verdiği, hakaret ettiği, ailesine "senin oğlun hasta, doktora götür" dediği,"psikopatsın, delisin" dediği, aşırı kıskançlık gösterdiği, şiddet uyguladığı, ben ... için duruyorum dediği, ben intihar edeceğim kendimi öldüreceğim dediği, babası eşini kovduğunda sessiz kaldığı belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, karşı davanın kabulü, kusuru, velâyet, aleyhe iştirak nafakası ve maddî-manevî tazminat, lehe tazminat verilmemesi, tedbir nafakaları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın kabulü, kusuru, tedbir-iştirak nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarını, yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece belirlenen erkeğin kadına yönelik şiddet uyguladığı kusurunun "sürekli şiddet uyguladığı" şeklinde nitelendirilmesi gerektiği,müşterek çocuğa aynı apartmanda oturan erkeğin annesinin baktığı göz önüne alındığında evin anahtarını annesine verme eyleminin kusur sayılmadığı ancak kadının ailesine soğuk davrandığının erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadına ise cinsel ilişkiden kaçındığı eyleminin kusur olarak yüklenmesi gerektiği ancak babasının eşini kovma vakıasında kadının sessiz kaldığının ispatlanamaması nedeniyle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, taraflara eklenen ve çıkartılan kusurlarla birlikte değerlendirildiğinde erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği ve tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuğa yönelik tedbir nafakasının istinaf karar tarihinden itibaren 1.500,00 TL ve iştirak nafakasının aynı miktar olarak artırılmasına, kadına yönelik tedbir nafakasının yine aynı tarihten itibaren aylık 1.500,00 TL olarak belirlenmesine ve kadın yararına 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 T manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur, maddî/manevî tazminat, velâyet ve iştirak nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, nafakaların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 331 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.