"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1158 E., 2023/1850 K.
DAVA TARİHİ : 11.12.2020 - 08.02.2021
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkek yaranına tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde; kadının balayında erkeğin eşine yaklaşmak istediği bir zamanda "şerefsiz" diyerek eline ne geçirdiyse fırlattığını, balayı dönüşü aynı davranışlara devam ettiğini, erkeği hakir gördüğünü, sürekli aşağılayıp hakaret ettiğini, bir gün kahvaltıda erkeğin yüzüne çay fırlattığını, ev işi yapmadığını, yatak odasından çıkmayıp telefonla meşgul olduğunu, güven sarsıcı Whatsapp paylaşımları olduğunu, eski nişanlısını aradığını, bu durum nedeniyle tarafların tartıştıklarını ve kadının evi terk ettiğini, terk etmesinin akabinde evde eski nişanlıya hitaben yazılmış şiirler bulunduğunu, "çocuğunu doğurmak istemiyorum" deyip çocuğu aldırmak için hastaneye gittiğini, çocuğun doğumunu haber vermediklerini, erkeğin komşulardan doğumu haber alıp hastaneye gittiğini ve orada kadının babasının erkeği öldürmekle tehdit edip çocuğu görmesini engellediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı -davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, tarafların evlenmeden önce KKTC veya Besni merkeze taşınacakları konusunda anlaşmalarına rağmen erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, kadını ailesiyle birlikte bırakıp KKTC'ye çalışmaya gittiğini, ailenin evliliğe müdahale ettiğini, eve geç geldiğini, aile müdahalesi nedeniyle ayrıldıklarını ve akabinde kadının baba evine gittiğini, kadının bir müddet sonra eve döndüğünü ancak kısa süre sonra ailenin ziynetleri aldıktan sonra kadını kovduğunu, kadının kovulması nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını, erkeğin fiili ayrılıkta eşini ve çocuğu arayıp sormadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini ve ihtiyaçları karşılamadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi halinde de ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek çocuk için aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlenmeden önce KKTC veya Besni merkeze taşınacakları konusunda anlaşmalarına rağmen erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, kadını ailesiyle birlikte bırakıp KKTC'ye çalışmaya gittiğini, ailenin evliliğe müdahale ettiğini, eve geç geldiğini, aile müdahalesi nedeniyle ayrıldıklarını ve akabinde kadının baba evine gittiğini, kadının bir müddet sonra döndüğünü ancak ailenin ziynetleri aldıktan sonra kadını kovduğunu, kadının kovulması nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını, fiili ayrılıkta erkeğin eşini ve çocuğu arayıp sormadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini ve ihtiyaçları karşılamadığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek çocuk için aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe hitaben "sen adam değilsin, sen adam değil misin, işte mutfak orada kalk kendi çayını yap, şerefsizsin, erkek değil misin, keriz" diyerek hakaret edip aşağılayan, evliliğin dördüncü gününde erkeğin yüzüne ailesinin yanında çay fırlatan, erkeğin ailesinin de olduğu evde odasına çekilip günlerce çıkmayan, erkeğin yaşlı annesine ev işlerinde yardım etmeyen, aileden ayrı yemek yiyen, sürekli evi terk edip baba evine gideceğini ve hamileliğini sonlandıracağını söyleyen, fiili ayrılıkta çocuğu babasına göstermeyen, evlendikten 45 gün sonra evi terk edip baba evine giden ve bunun sebebi konusunda tanıklara farklı beyanlarda bulunan kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kadının boşanma davasının kabulünü gerektirecek bir kusurunun ispatlanmadığı; erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi koşullarının bulunduğu, kadının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, uzman raporu esas alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinin uygun görüldüğü ve kadının ziynet alacağı davasını kısmen ispatladığı gerekçesi ile; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Vakkas'ın velâyetinin anneye verilerek çocuk ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, 30.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine ve kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 24.687,54 TL ziynet eşyası bedelinin kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusursuz ve erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin bağımsız konut açmadığını, eve geç geldiğini, erkeğin davası ile tazminat taleplerinin reddine, kadının davasının, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ve ziynet alacağı davasının tümüyle ispatlandığını belirterek; her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olmadığı, 50-55 gün süren evlilik birliği sonrası tarafların fiilen ayrıldıkları, kadının evi ilk terk ettiği olaydan sonra erkeğin kadını eve getirmiş olması nedeniyle tarafların barıştıkları ve barışma tarihinden önce olan olaylar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği, kadına yüklenen hakaret, sıcak çay fırlatma ve evi terk edip baba evine gideceğini söyleme kusurlu davranışlarının tarafların barışmasından önce yaşanan olaylar olduğu, fiili ayrılık döneminde çocuğu babaya göstermeme ve çocuğu aldıracağını söyleme vakıalarının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen diğer davranışların sabit olduğu; İlk Derece Mahkemesi kararında erkeğin kusurunun bulunmadığı belirtilmesine karşın erkeğin eşine bağımsız konut temin etmediği, kadının evden ayrılıp dönmesinden 1 hafta sonra onu baba evine bıraktığı, kadının annesinin aramasına ve doğum için imzası gerekmesine rağmen eşinin doğumuna gitmediği ve eşiyle ilgilenmediği, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, bu kusur durumuna göre de kadının boşanma, tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabulü ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının da az olduğu ve kadının ziynet alacağı davasını tamamen ispatladığı gerekçesi ile; kadının asıl boşanma davasının kabulü dışında ki istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak kusur gerekçesinin erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Vakkas'ın velâyetinin anneye verilerek çocuk ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakası ile kadın için aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın, kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte, erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile kararda belirtilen ziynet alacağının erkekten alınıp kadına verilmesine; kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Daire’nin 01.06.2023 tarih ve 2023/259 Esas, 2023/2878 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ailesinin de bulunduğu evde odasına çekilip günlerce odasından çıkmayan, ayrı yemek yiyen ve erkeğin yaşlı annesine ev işlerinde yardım etmeyen kadının az; bağımsız konut temin etmeyen, kadının evden ayrılıp dönmesinden bir hafta sonra onu babasının evine bırakan ve kadının annesinin aramasına ve doğum için imzası gerekmesine rağmen eşinin doğumuna gitmeyerek onunla ilgilenmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazları kabul edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışlar kadın tarafından temyize başvurulmadığından kesinleştiği, dosya kapsamındaki tanık beyanlarından kadının erkeğe sürekli olarak sen adam değilsin, sen adam değil misin, işte mutfak orada kalk kendi çayını kendin yap, şerefsizsin, erkek değil misin, keriz diyerek hakaret edip aşağıladığı ve baba evine gideceğini söylediği,kadına eşine hakaret edip onu aşağıladığı ve sürekli baba evine gideceğini söylediği kusurunun yüklenmemesi doğru olmadığı, yine, boşanma davası açılmadan önce taraflar arasında en son yaşanan tartışma sonrasında erkeğin kadını babasının evine bırakmasının kendisine kusur olarak yüklenmesi yerinde görülmediği; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kadının, erkeğin ailesinin de bulunduğu evde odasına çekilip günlerce odasından çıkmadığı, ayrı yemek yediği, erkeğin yaşlı annesine ev işlerinde yardım etmediği, eşine sürekli olarak hakaret ettiği, evden gideceğini söylediği; erkeğin bağımsız konut temin etmediği ve fiili ayrılık döneminde kadının annesinin aramasına ve doğum için imzası gerekmesine rağmen eşinin doğumuna gitmeyerek onunla ilgilenmediği, belirlenen ve gerçekleşen bu kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklindeki hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen ... erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak ... erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşulları oluşmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan sair yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğuna, hakkaniyet ilkesi, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak ... erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı -davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece kusur belirlemesi hatalı yapılarak davalı -davacı kadın yararına tazminata hükmedildiğinde verilen tazminat ile Yargıtay bozma ilamı ile kadının ağır kusurlu hale geldiğinde erkek yararına hükmedilen tazminatlar arasında oluşan farkın hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
... erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.