"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1018 E., 2023/1441 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/41 E., 2021/260 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, ziynet alacağı davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; kadının babasından ve kadından borç adı altında maddî istekleri olduğunu, davalının alkol bağımlısı olup, tedavi gördüğünü, çevresindeki çok kişiden de borç aldığını, erkek tarafından yalanlar ile aldatıldığını, kullanıldığını, evlilik birliği içerisinde davalının isteği ile işini bıraktığını, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminata, evlenmekle davalının isteği ile çalışma hayatı sona eren müvekkilinin zararına karşılık 20.000,00 TL maddî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı tarafından, müvekkiline çektirilen kredi bedelleri ve kredi kartı bedellerinin şimdilik 30.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aylık 2.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına ve satılan ziynet eşyaları bedeli şimdilik 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; davacı vekili 07.07.2020 tarihli ön inceleme oturumunda; kadının evlenme sebebi ile çalışma hayatı sona erdiğinden ve çekilen krediler sebebi ile istedikleri toplam 50.000,00 TL maddî tazminatın 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş olan maddî tazminat olduğunu beyan etmiş; davacı vekiline dava dilekçesindeki ziynet talebini açıklaması ve harcını yatırması, ayrıca kredi ve kredi kartı bedelleri toplamı olan 30.000,00 TL ile çalışma hayatının sona ermesinde kaynaklandığı iddia edilen 20.000,00 TL toplam 50.000,00 TL üzerinden eksik harcı tamamlaması için tebligat yapılmış, davacı vekili tarafından ayrı ayrı 853,87 TL harçlar ödenmiş; erkeğin müvekkiline çektirip ödemediği kredi bedelleri yönünden 30.000 TL'nin 57.080,45 TL'ye ıslah edildiği ve 05.01.2021 tarihli makbuz ile ıslah harcının yatırıldığı da anlaşılmıştır.
II. CEVAP
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı 17.02.2020 havale tarihli cevap dilekçesi ile; davacı ile 2017 yılı Temmuz ayında nişanlandıklarını, evlenme planları dahilinde her türlü masrafın kendisi tarafından karşılandığını, arabasını dahi sattığını, davacının nişanlılık döneminde bir pastanede iş bulduğunu ancak işi beğenmediği için bir gün sonra işi bıraktığını ve sonrasında çalışmak için hiç çaba göstermediğini, evlendikten sonra kendisinin maddî durumu kötüye gidince davacıdan çalışmasını ve destek olmasını rica ettiğini, davacının bu sefer yine bir pastaneye girdiğini ancak burada da 2 gün çalıştığını, evlilik birliğinde çalışarak hiçbir maddî destekte bulunmadığını, davacının kendi isteği ile çalışmadığını, nişanlılık döneminde de davacı ile aynı evi paylaştıklarını bu yüzden alkol kullanımı başından beri bildiğini hatta davacının da defalarca alkol aldığını, davacının sürekli kendisine maddî isteklerle geldiğini, davacının hem kendisinin hem de babasının çektiği kredilerin sorumluluğunu kendisine yüklemeye çalıştıklarını, davacının kredi borçlarını dahi şahsi gelirinden ödediğini, nişanlılık döneminde en pahalı mücevherat parçası olan ... dan nişan yüzüğü istediğini, ...'de havuzlu bir villada oturmak istediğini, kendisinin maddî durumu iyi olduğu sürece davacıyı yurtiçi - yurtdışı tatillere götürdüğünü, pahalı hediyeler alıp lüks evlerde oturttuğunu, bu dönemde hayatından memnun olan davacının ilk maddî zorlukta kendisini terk ettiğini, davacının evde kahvaltı dahi hazırlamadığını, her seferinde çekip gittiğini, hiçbir şekilde kendisi ile iletişim kurmadığını, eşlik görevlerini yerine getirmediğini, yaşanan maddî zorluk sonucunda ortak alınan karar ile davacının bilerek ve isteyerek altınlarını verdiğini, maddî durumu düzeldiğinde geri vereceğini söylediğini, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına maddî - manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sürekli kadın ve ailesinden paralar aldığı, kadına kredi çektirdiği, oturdukları evlerin kiralarını ödemediği, haklarında icra takiplerinin yapılmasına sebep olduğu, kadının çalışmasına izin vermediği ve küçümseyici sözler söylediği, kadın erkeğin alkol tedavisi olduğunu biliyor ise de; erkeğin evlendikten sonra da sık sık alkol almaya devam ettiği, bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, kadının dava açmakta haklı olduğu, kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitireceği, erkeğin tutum ve davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadının halen çalışıyor olması ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadın vekilinin ıslah dilekçesi ile artırdığı ve davalının müvekkiline çektirdiği ve ödemediği kredi toplamı olan 57.080,45 TL alacak yönünden bu talebin ayrı bir esasa kayıt edilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî tazminata, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynetler yönünden davanın kabulüne, davacının kendisi tarafından yapıldığı iddia edilen 30.000,00 TL ve ıslah dilekçesi ile 57.080,45 TL'ye yükseltilen kredi ödemelerinin davalıdan tahsili talebinin karar kesinleştiğinde bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kayıt edilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde; boşanma kararını kabul ettiğini, tazminat kararlarının hiçbir kanuni dayanağının olmadığını, davacının iddialarını maddî delillerle ispatlayamadığını, kusurun neye dayanılarak kabul edildiğinin izaha muhtaç olduğunu, mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan tazminata karar verdiğini, davacının kusurlu olduğunu, eksik incelemelerle dolu özen gösterilmeden verilen kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, boşanma kararı dışındaki kısmının reddine karar verilmesini talep ederek kusur belirlemesi, tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe kusur olarak yüklenen "kadının çalışmasına izin vermeme" vakıasının ispatlanamadığı, "küçümseyici sözler söylediği" vakıasına dilekçeler aşamasında dayanılmadığından erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bunun dışında erkeğe yüklenen kusurlu davranışların sabit olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu, davacı kadının işten ayrılması sonucu kazanç kaybı nedeniyle 20.000,00 TL maddî tazminat talep ettiği, bu talebin boşanmanın fer'î niteliğinde olmadığı, görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, bu taleple ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalının kusur belirlemesi ve maddî tazminat yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bendinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle maddî tazminat talebi hakkında yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davalının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; maddî tazminat taleplerinin boşanmanın fer'î kapsamında olduğunu ileri sürerek maddî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'î kapsamında talep edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Davacı kadın vekili, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin kusurlu olduğunu ileri sürerek tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline, evlenmekle davalının isteği ile çalışma hayatı sona eren müvekkilinin zararına karşılık 20.000,00 TL maddî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı kadın vekili 07.07.2020 tarihli ön inceleme oturumunda; müvekkilinin evlenme sebebi ile çalışma hayatı sona erdiğinden istedikleri maddî tazminatın 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş olan maddî tazminat olduğunu beyan etmiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; "mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceğini" hükme bağlamıştır. Bu hüküm gereğince, maddî tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunmasıdır.
3.Kanun, mevcut veya beklenen menfaattin neler olduğunu göstermemiştir. Mevcut menfaatin belirlenmesinde ölçü genel olarak evlilik birliğinin eşlere sağladığı yararlardır. Beklenen menfaatler de, evliliğin devamı halinde eşlerden birinin diğerine gelecekte sağlaması muhtemel olan çıkarlardır. Boşanma halinde eşlerden birinin, diğerine, emek veya malvarlığıyla sağladığı katkı ve desteği yitirmesi, yoksun kalınan bu desteğin maddî değeri kadar mevcut menfaatin ihlalidir.
4.Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararının giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası genel tazminat esaslarından ayrılmış ve kendisine özgü kural getirmiştir. Haksız fiil tazminatının temel unsuru olan “gerçek zararın belirlenmesi” koşulu, Aile Hukukunda, Borçlar Hukukundaki düzenlemeden farklıdır. Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibarıyla burada gerçek zararı tam olarak belirlemek zordur. Bu özelliği nedeniyledir ki, Kanun, menfaati zedelenene, uygun bir tazminat verileceğini açıklamıştır. Hakim, tazminat miktarını takdir ederken, kusurun ağırlığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, evlenme şanslarını, ortalama yaşam sürelerini, yaşam seviyelerini ve geçim koşullarını göz önünde tutarak, makul ve herkesçe kabul edilebilir bir miktar belirleyecektir.
5.Maddî olayları ileri sürmek taraflara, hukukî nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 sayılı Kanun md. 33). Davacı kadın vekilinin dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasındaki beyanı ile maddî tazminat talebinin “kadının evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle uğramış olduğu maddî kayıplar” olarak belirtmiş olup, bu talep 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında düzenlenen boşanmanın eki niteliğinde tazminat talebidir. Boşanma davasının eki niteliğindeki talepler, aynı davada birlikte görülüp, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
6.Bu durumda; Bölge Adliye Mahkemesince kadının 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan maddî tazminat talebine ilişkin işin esasının incelenmesi suretiyle istinaf incelemesi yapılması gerekirken, talebin boşanmanın eki niteliğinde olmadığı şeklinde hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat yönünden BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.