Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1045 E. 2024/8634 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı kadın vekilinin temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1463 E., 2023/2445 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/798 E., 2020/73 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini, bu evlilikten 2014 doğum tarihli ... isimli ortak çocuklarının bulunduğunu, davacının mülkiyeti davalıya ait iş yerinde çalıştığını, tarafların evliliğinden kısa bir süre sonra taraflar arasında davalıdan kaynaklı şiddetli geçimsizlik yaşandığını, davalı tarafın kendisine düşen sorumlulukları ve ev işlerini yapmadığını, buna rağmen davacının kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalı kadının kıskanç bir yapıya sahip olup eşinin sürekli olarak takip ettiğini, yaptığı tüm harcamaları kalem kalem takip ettiğini, davacının sürekli başka kadınlarla birlikte olmakla itam ettiğini, eşine sürekli olarak "şerefsiz pezevenk" gibi ağza alınmayacak kelimeler kullandığını, davalının bu tartışmalar sonrasında sürekli olarak hatalı olduğunu kabul ettiğini, ekte sunulu 27.09.2017 tarihli el yazılı dilekçede de "...'a en küçük bir hatamda cümlemde, davranışımda, bir şey yaparsam kendi isteğimle boşanacağım, çocuğumun velâyetini de ...'a vereceğim" şeklinde imza attığını, davacının evlilik birliği içinde edindiği tüm mal varlığını davalı üzerine yaptığını, davalı adına 3 ayrı araç, Buca/İzmir'de bir ev, Mersinli/Konak'ta bir iş yeri, Cumhuriyet Mah/Kemalpaşa'da 1/7 hisse arsa nitelikli taşınmazı, Yapı Kredi Bankası 1. Sanayi Şubesinde, İş Bankası 1. Sanayi Şubesinde ve İş Bankası Kemalpaşa şubesinde vadeli ve vadesiz tüm hesaplar ile ziynet eşyalarını davacının üstüne yaptığını, davalının evlenmeden önce de uzun süreli psikolojik tedavi gördüğünü, bu durumu evlenirken davacıdan gizlediğini, davalı yine sürekli olarak davacının cüzdanını karıştırdığını, davacının kardeşinin nişanlısına "ben onu araçla takip ettiriyorum, ... kadınlarla görüşüyor, siz çok sıkı fıkısınız, seninle de mi ilişkisi var" gibi sorular sorduğunu, davacının, yaşanan bir tartışma sonrasında evden ayrılması üzerine davalının iş yerindeki tüm yetkilerini iptal edip tüm banka hesaplarını dondurduğunu, iş yerine girmesine engel olmak için kilidi değiştirdiğini, davacıya sürekli olarak psikolojik baskı uyguladığını, hakaret ettiğini, sudan sebeplerle tartışma çıkarttığını, bu nedenle davacının hayatının alt üst olduğunu ileri sürerek tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nun velâyetinin davacıya verilmesine, davacı evlilik nedeniyle uğradığı maddî kayıplar nedeniyle 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını istemiştir

II. CEVAP

Davalı kadın vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, tarafların 2013 yılında evlendiğini, davacının evlilik birliğinin devamı için gereken özeni göstermediğini, özellikle evliliğin son dönemlerinde eşi ve çocuğu ile hiç ilgilenmediğini, evlenme ve ortak çocuğun doğum tarihinin bile davacı tarafça doğru bilinmediğine, davacının dava dilekçesinde evlilik tarihini 2013 çocuklarının doğum tarihini ise 2014 olarak gösterdiğini, davacı erkeğin eşine ve çocuğuna düşkün olmadığını, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evinin hiçbir işi ile ilgilenmediğini, davalının evine de işine de gayet iyi şekilde özen gösterdiğini, davalının çalışan bir kadın olması nedeniyle çocuğuna bakacak kimsesi olmadığından bakıcı tuttuğunu, davalının ne evini ne de çocuğunu hiçbir zaman ihmal etmediğini, ev temizliği konusunda da çok titiz olduğunu, çoğunluk hissesi amcasına ait bir iş yerinde ücretli çalışan olup hiç vaktinin bulunmadığını bu nedenle işini takip etmesinin mümkün olmadığını, davalının 2017 yılı kurban bayramından sonra amcasın ait şirketteki payını devretmesinden sonra evde çocuğuna bakmaya başladığını, bu süreçte evinde daha fazla bulunduğunu, eşinin kendisini aldattığını öğrendiğini, davalı, eşinin telefonunu saklı bir yere koymasından eşinin kendisinin yanındayken gelen aramaları meşgule atmasından, davalı ile telefon görüşmelerinde ise müşterideyim diyerek telefonu kapatmasından şüphelendiğini, buna rağmen davalının eşine iyi niyetle yaklaşmaya çalıştığını, davacı erkeğin bu durumu inkar ettiğini, davacının kimlerle arkadaş olduğu hususunu dahi bilmediğini, davacının harcamalarını hiçbir zaman takip etmediğini ancak son iki ay içerisinde davacının şüpheli hareketleri nedeniyle yüklü miktardaki harcamalarının müvekkilin dikkatini çektiğini, müvekkilinin eşi tarafından ağır hakaretlere uğratılıp darp edildiğini, davacının hataların ört bas etmek için kaba kuvvete başvurduğunu, davalıya ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, darp ettiğini, darp olayından sonra davalının Buca ... Devlet Hastanesinden rapor aldığını, raporun ekte olduğunu, buna ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunduklarını, 2016 yılının sonunda davacının , davalının eniştesine "abi ben bu işi yaparım" diyerek bir işi üstlendiğini, bunun üzerine eniştesinin davalının hesabına 180.000,00 TL para gönderdiğini, bu paranın 130.000,00 TL'inin eniştesine ödenmiş olmasına rağmen 50.000,00 TL civarının davacıda kaldığını, daha sonra davacının bu sefer iş ile ilgilenmeyip eniştesinin de geri kalan parayı istemesi üzerine davalının ailesine karşı zor durumda kaldığını, bu olaydan dolayı tarafların arasının açıldığını, davacının eşine karşı agresif ve ilgisiz olduğu, davalının eşini tanıyamaz olduğu, sürekli olarak küfür ettiğini, davalıya "sokakta buldum seni orospu" diyerek hakaret ettiğini, son zamanlarda güveni sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, telefonlarını sessize aldığını, gece geç saatlerde eve geldiğini, davalıya "işime karışma müşteriye gidiyorum" diyerek telefonu kapattığını, gece 1,2,3 gibi eve döndüğünü, taraflar arasındaki bu tartışmaların büyüdüğünü, davacının, davalıya "yanıma yakışmıyorsun bir kendine bir bana bak" diyerek hakaret ettiğini, davacının iddia ettiği gibi araç takip sistemi bir programın davacıyı takip etmek için kullanılmadığını, araçlar personel tarafından kullanıldığında davacı tarafın da araçlara takip sistemi kurulduğunu, darp olayından sonra davalının araç takip sisteminin şifresini öğrenip geçmişe dönük olarak döküm aldığını, karşı tarafın Aydın, Manisa ve Bursa'ya gittiğini iddia ettiği dönemlerde hiç oraya gitmediğinin tespit edildiğini, daha sonra davacının davalıyı aldattığını öğrendiğini, ... Güzellik Salonu diye bir iş yeri işleten bayanın eşi ile ilgisinin olduğunu anladığını, bu bayan ile görüşen davalı, bayanın ikrarı ve itirafı karşısında şaşırdığını, bu bayanın eşi ile uzun süredir ilişkisi olduğunu kabul ettiğini, ileri sürerek ağır kusurlu olan davacının açmış olduğu boşanma davasının reddine, mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde davalı lehine 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ortak çocuk ...'nun velâyetinin kendisine verilerek ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada toplanan tüm delil durumu ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde tarafların 16.09.2012 tarihinde evlendikleri bu evlilikten 2015 doğum tarihli ... isimli ortak çocuklarının bulunduğu, davalı kadının kendisine ait iş yerinin bulunduğu, tarafların son yıllarda sık sık tartıştıkları tartışmanın sebebinin davacı erkeğin sorumsuz bir yapıya sahip olup sık sık eşinin ailesinden borç para istemesi, en son davalı kadının eniştesinden istediği paranın bir kısmını ödememesi nedeniyle tartışmaları olduğu, davacı erkeğin davalının ailesi kendisine borç para vermeyince dışarıda ve eşinin yanında sık sık "senin ailen böyle senin ailen şerefsiz işe yaramaz" gibi kelimelerle hakaret ettiği, evin geçimini çoğunlukla davalı kadının sağladığı bu nedenle tarafların sık sık tartıştıkları, tartışma sırasında davalı kadının da eşine karşı "sen şerefsizsin, orospu çocuğu" gibi kelimelerle hakaret ettiği, eşine elindeki cep telefonunu fırlattığı, "senin gibi koca olmaz olsun, şerefsiz" dediği, tarafların iş yerinde dahi tartıştıkları, en son davalı kadının eşinin hareketlerinden şüphelenerek eşinin aracına GPS cihazı yerleştirdiği, eşini takip ettiği, davacı erkeğin de son yıllarda sık sık ... isimli bir kadının iş yerinin önünde aracının görüldüğü, müzekkere ile istenilen arama kayıtlarında ... isimli kadın ile sık sık görüştüğü, bu nedenle eşine ve çocuğuna karşı soğuk davrandığı, eşini darp ettiği, sabit olan olaylara göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, bu aşamadan sonra evlilik birliğinin yürütülmesinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davalı kadının eşine göre daha az kusurlu olduğu, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları, sorumsuz hareketleri ve eşini darp etmiş olması nedeniyle kusurunun daha ağır olduğu, davalı kadının ise eşinin aracını GPS yerleştirmesi, eşini takip etmesi, eşine hakaret edip üzerine cep telefonu fırlatması eylemleri eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları dikkate alındığında daha hafif kusurlu olduğu, gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, davalı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, ortak çocuk için hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 650,00 TL iştirak nafakasının davacıdan alınarak velâyet hakkını kullanan davalı anneye verilmesine, davalı kadının maddî ve manavi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, davacı erkeğin maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur değerlendirilmesi, kadın lehine kabul edilen tazminatların miktarlarının düşük olduğu, reddedilen yoksulluk nafakası, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişkinin kaldırılması, hükmün tamamı yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davalı kadının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur değerlendirilmesi, kadın lehine kabul edilen tazminatların miktarlarının düşük olduğu, reddedilen yoksulluk nafakası, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişkinin kaldırılması, kararın tamamı yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, velâyet ve yoksulluk ve iştirak nafakası, kadın lehine verilen tazminatların miktarlarının yerinde olup olmadığı, erkeğin reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.