"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1965 E., 2023/2557 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/514 E., 2020/361 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, çocuklarını alarak mülkiyeti babasına ait olan Seferihisar'da bulunan yazlığa gittiğini, ortak çocukları müvekkilinin bilgisi dışında Bornova'da bulunan okula kaydettirdiğini ve babasının aynı adresteki evine yerleştiğini, defalarca çağırmasına rağmen Antalya'ya gelmeyeceğini belirttiğini, 2012 yılından sonra tarafların bir araya gelmediklerini, davalının çocuklarıyla görüşmesine engel olduğunu, tarafların bir araya gelip birlikte yaşama olanağının kalmadığını, tarafların ruhen ve fikren anlaşamadıklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendi istediği için ailesinin fikrini almadan Antalya'ya yerleştiğini, Antalya'ya davacının yanına eşini görmeye gittiğini, davalının hakaretler ederek kovduğunu, davalının davacıyı başka bir kadınla aldattığı, evlilik hayatları boyunca davalının davacı ve çocukları ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini tam olarak yerine getirmediği belirtilerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin görevi nedeniyle çeşitli illerde yaşadıkları, kadının kendi ailesine düşkün olduğu ve yaz tatillerini eşini görev yerinde bırakarak kendi ailesinin yanında geçirdiği, kadının aile bireylerinin de tarafların yanına sıkça geldikleri, taraflar arasında erkeğin alkol kullandığı ve alkolün etkisiyle eşine karşı kötü davrandığı ve tartışma sırasında hakaret ettiği emekli olmasının ardından yerleşecekleri ve aile konutunun bulunacağı yer konusunda anlaşmazlık yaşadıkları, erkeğin eşinin rızasını almaksızın Antalya'ya yerleşme kararı aldığı, sonraki dönemde erkeğin ortak çocuklarını eşinin bilgisi dışında sünnet ettirdiği, taraflar arasında bu nedenle yine tartışma yaşandığı erkeğin kadına fiziki şiddet uyguladığı, kadının haber vermesi üzerine aile bireylerinin tarafların yanına gittikleri ve kadın ile çocuklarını alarak İzmir'e getirdikleri, tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, ortak çocukların okul kaydının babalarının bilgisi dahilinde İzmir'deki bir okula yapıldığı, o tarihten sonra kadının evlilik birliğini kurtarmak için 2-3 kez Antalya'ya gittiği ve ardından hemen döndüğü, fiili ayrılık tarihinden sonra erkeğin evlilikteki sadakat ilkesine aykırılık oluşturacak nitelikte başka bir kadın ile gönül ilişkisi yaşamaya başladığı, evlilik birliğini temelinden sarsan olaylarda kadının ailesine düşkünlüğü ve eşini yalnız bırakarak ailesiyle birlikte kalması nedeniyle kadının az kusurlu, fiziki ve sözsel şiddet ve sadakatsizliği nedeniyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocukların herbirisi için aşamada belirlenen aylık 500,00'er TL tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, sonrasında da aylık 750,00'şer TL iştirak nafakalarına, kadın için aşamada belirlenen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, sonrada aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, iştirak ve yoksulluk nafakalarının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar Mahkemece erkeğe "fiziksel şiddet" kusuru yüklenmiş ise de kadın aşamada bu vakıaya dayanmadığı, dayanılmayan vakıalar hükme ve kusura esas alınamayacağı ayrıca erkeğe yüklenen fiziksel şiddet kusurunun hükme esas alınabilecek yeterlilikte ispatlanamadığı, erkekten fiziksel şiddet kusuru çıkarılmak sureti ile gerekçenin düzeltilmesi gerektiği tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü, mevcut ve beklenen menfaat, kişilik haklarının ihlalinin ağırlığı, evli kalınan süre dikkate alındığında kadın lehine belirlenen tazminat miktarlarının az olduğu, tarafların ortak çocukları 01.06.2003 ve 16.09.2004 doğumlu olup inceleme tarihi itibarı ile reşit olduklarından velayet ve kişisel ilişki ile ilgili istinaf sebebinin konusu kalmadığı gerekçesi ile velâyet-kişisel ilişki-iştirak nafakalarına yönelik istinaf sebeplerinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı-davalı erkeğin istinaf başvurusunun mahkemece yüklenen bir kısım kusur vakıası yönünden, davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun ise;tazminatların miktarı yönlerinden, esastan kısmen kabulüne, Mahkeme gerekçesinin düzeltilmesine, bu kapsamda erkekten fiziksel şiddet kusurunun çıkarılmasına,ilgili bentlerin kaldırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, velâyet-kişisel ilişki-iştirak nafakası yönünden çocuklar reşit olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili; asıl davanın kabulü, yoksulluk nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat miktarları usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.