Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1194 E. 2024/8736 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, ikinci birleşen davanın hangi hukuki sebebe dayandırılacağı, kusur belirlemesi, delillerin değerlendirilmesi ve tedbir nafakası miktarının doğru olup olmadığı hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, kararda belirtilen gerekçelere ve usule uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/905 E., 2023/1379 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/828 E., 2023/114 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının birleşen davalarının reddine, erkeğin asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadın iki çocuğu ve evle ilgilenmediğini, evde çocukların yemekleri, ödevleri, evin temizliği, çocukların bakım ve gözetimine dair her türlü işin erkek tarafından yerine getirildiğini, kadının işten eve sürekli geç geldiğini, hafta tatillerinde ise evde durmadığını, evde olduğu zamanlarda ise hiçbir iş yapmayarak sürekli telefonu ile meşgul olduğunu, kimle konuştuğunu sorması halinde ise ''seni ilgilendirmez'', ''sana hesap vermek zorunda değilim'' şeklinde cevap verdiğini, tarafların yaklaşık 4-5 yıldır cinsel hayatlarının olmadığını, sürekli olarak yalan söylediğini, kadının gizli mesajlaşmaları nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin tamamen yıkıldığını, ortak çocuk ...'i darp ettiğini, çocuğun can havliyle kaçarak teyzesinin evine sığındığını, evde son derece soğuk ve sevgisiz bir ortam olduğunu, kadının kız kardeşi ile erkeğin arasında bir şey varmış gibi ithamlarda bulunduğunu, belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın asıl davaya cevap dilekçesinde; erkeğin yıllarca kendisine neden çalışmıyorsun dediğini, şimdi ise çalışmasını sorun ettiğini, mağazacılıkta mağaza düzenleneme ve revize işlemlerinin müşterinin olmadığı kapanış saatlerinden sonra yapılması sebebi ile işten geç çıkmak zorunda kaldığını, kızlarının 15-16 yaşına geldiğini, artık kendi işini görebilecek yaşa geldiğini, ancak babasının sürekli bırak yapma ne gerek var dediğini, bunun tüm taraflar arasında soruna yol açtığını, erkeğin çocuklara söylememesi gereken şeyleri söylediğini, kimin yanında ne konuşacağını bilmeyen biri olduğunu, evlilik birliğinin çekilemez hale geldiğini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Birleşen İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesinin 2019/362 Esas sayılı dosyasında davalı-davacı kadın dava dilekçesinde; erkeğin kadına maddî olarak destek olmadığını hatta ziynet eşyalarını elinden aldığını, mal kaçırma gayreti ile başkasının üzerine araba aldığını, onurunu zedeleyecek ithamlarda bulunarak küçük düşürdüğünü, çocukları annelerine karşı doldurduğunu, ev işlerinde kadına hiç yardımcı olmadığını, kadına "bu adam bu kadına nasıl bakmış" diye çevredeki insanların düşündüğünü söylediğini, kadının ailesine "senin kızın bana karılık yapmıyor, benim karımla öteki damadın, baldızımla da ben evlenmeliymişim" dediğini, 4-5 yıldır karı koca münasebetlerinin olmadığını, kardeşlerine maddî destekte bulunarak evdeki giderlerin kadın tarafından ödenmesini beklediğini, 09.03.2019 tarihinde kapı kilitlenerek eve alınmadığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 6.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Birleşen İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesinin 2021/560 Esas (kaldırma kararı sonrası 2022/355Esas) sayılı dosyasında davalı-davacı kadın dava dilekçesinde; erkeğin baskı uygulayarak ters ilişkiye zorladığını, 2002'den bu yana ızdırap içinde kimselerin yüzüne bakamadığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 2018'den bu yana aylık 10.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının tarafına ödenmesine, 6 ayda bir nafakanın arttırılmasına, 640,000TL tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2021 tarihli, 2018/440 Esas, 2021/990 Karar sayılı kararı ile kadının ev işleriyle yeterince ilgilenmediği, izin günlerini dışarıda geçirdiği, evde olduğu sırada sürekli cep telefonuyla ilgilendiği, işi için gerekli olandan fazla telefonla konuştuğu, eşi neden geç geldiğini ya da kime mesaj attığını sorunca, "sana hesap mı vereceğim, sen karışamazsın" gibi sözler söylediği, ortak çocuk ...'in kendisinin pijamalı fotoğrafını birine mesaj attığını görüp babasına söylediği için ortak çocuğu darp ettiği, bununla ilgili ceza aldığı ve kesinleştiği; erkeğin ise kayınvalidesi ve kayınpederi ile konuşurken "senin kızın bana karılık etmiyor, "ben baldızımla evlenmeliymişim, onun kocası da ...'la evlenmeliymiş" şeklinde sözler söylediği, kapıyı kilitleyerek ortak konuta almadığı, kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına tarafların ayrı yaşamaya başladıkları tarih gözetilerek 2019 yılı Mart ayından itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yargılama sırasında ergin olduğundan tarafların tedbir nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, geliri olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine,kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat talepleri süresinde olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-davalı erkek vekili velâyet, iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın ise birleşen başka bir dava açtığını belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının ve tazminatların reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli, 2021/1555Esas, 2022/337 Karar sayılı kararı ile kadın tarafından açılan İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesinin 2021/560 Esas (kaldırma kararı sonrası 2022/355Esas) sayılı boşanma davasının da eldeki dava ile birleştirilerek görülmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ev işleriyle yeterince ilgilenmediği, izin günlerini dışarıda geçirdiği, evde olduğu sırada sürekli cep telefonuyla ilgilendiği, işi için gerekli olandan fazla telefonla konuştuğu, eşi neden geç geldiğini ya da kime mesaj attığını sorunca, "sana hesap mı vereceğim, sen karışamazsın" gibi sözler söylediği, ortak çocuk ...'in kendisinin pijamalı fotoğrafını birine mesaj attığını görüp babasına söylediği için ortak çocuğu darp ettiği, bununla ilgili ceza aldığı ve kesinleştiği; erkeğin ise kayınvalidesi ve kayınpederi ile konuşurken "senin kızın bana karılık etmiyor, "ben baldızımla evlenmeliymişim, onun kocası da ...'la evlenmeliymiş" şeklinde sözler söylediği, kapıyı kilitleyerek ortak konuta almadığı, kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının birleşen İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesinin 20220-/355 Esas sayılı dosyası bakımından ise kadının dilekçelerinde herhangi bir delile ya da tanığa dayanmadığı, davayı ispatlayamadığından reddine karar verilmesi gerektiği asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına tarafların ayrı yaşamaya başladıkları tarih gözetilerek 2019 yılı Mart ayından itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yargılama sırasında ergin olduğundan tarafların tedbir nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, geliri olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, tkadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat talepleri süresinde olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davalarının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın istinaf dilekçesinde; en son açılan birleşen dava 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olduğu halde 166 ncı maddenin birinci fıkrasına dayalı olarak açıldığının değerlendirilmesi, kişisel ilişkinin kurulması, kusur belirlemesi, eksik inceleme yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, birleştirme için Dairemizin kaldırma kararı öncesi kusur açısından istinaf kanun yoluna başvurmayan, Dairemizin kaldırma kararı sonrasında da verilen karara karşı hiç bir yönden istinaf kanun yoluna başvurmayan erkek yönünden son karardaki boşanmaya neden olan olaylarda son kararda tespiti yapılan hafif kusurların kesinleştiği, kadının ters ilişki iddiasını somut ve itibar edilebilir delillerle ispat edemediğinden TMK'nın 162. maddesine dayalı birleşen davasının reddinde isabetsizlik görülmediği, erkeğin kabul edilen ve kesinleşen hafif kusuruna göre kadının TMK'nın 166/1 maddesi bağlamında açtığı birleşen davasının kabulü gerekirken reddine hükmedilmesi yerinde olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu kabul edilen kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat koşullarının oluşmadığı..." gerekçesiyle kadının birleşen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; birleşen davaların ikisinin de 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olduğunu, özel sebep varken genel sebepten boşanmaya karar verilemeyeceğini tarafına boşanma davası açıldığını sonradan öğrendiğini, delillerin yeterince incelenmediğini, hükmedilen tedbir nafakalarının miktarının az olduğunu belirterek davanın 162 nci maddeden kabul edilmemesi, kusur belirlemesi, eksik inceleme, hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ikinci birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine göre kabul edilmesi gerekip gerekmediği, kusur belirlemesi, eksik inceleme, tedbir nafakası miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.