"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1176 E., 2023/1553 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/138 E., 2022/182 K.
Taraflar arasında açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile hükmün istinaf edilmeden kesinleşen boşanma ve velâyet hükmü dışında kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kesinleşen boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'îlerine ve ziynet eşyası alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili 03.07.2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, 6 adet 22 ayar altın bilezik, 1 adet 22 ayar altın zincir, 2 tane 22 ayar altın künye ( bileklik),19 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse bedelinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kusurlu olduğunu iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yetkili mahkemenin İstanbul Aile Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek yetkili Mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin18.07.2018 tarihlı 2017/241 Esas 2018/222 Karar
Sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların bir araya gelme ihtimallerinin olmadığı, uzun zamandır ayrı yaşadıkları, davalı tarafın İstanbul'da, davacı tarafın da Kastamonu ili ...'de ilçesinde yaşadığı, aralarındaki mesafenin epeyce uzak olduğu, tarafların aileleri arasında da nifak olduğu, aile ilişkilerine tarafların ailelerinin müdahalesi söz konusu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 04.07.2018 tarihli ara kararla, ıslah yolu ile dava konusu olmayan talebin davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı, ıslah isteminin talebin arttırılması durumunda geçerli olacağı gerekçesiyle davacının ıslah dilekçesinin reddine karar verilmiştir
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili; gerekçe, kişisel ilişki, nafakalar, tazminatlar, ziynet eşyası alacağı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri yönünde karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.08.2020 tarihli karar ile; " Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 141. maddesi "Taraflar cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön önceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir veya değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır" hükmünü içermektedir. Islah ile davacı tahkikat sona erinceye kadar iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olmaksızın iddiasını genişletebilir ya da değiştirebilir. Bu durumda ıslahın, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnalarından olduğu kanunun düzenlemesinden açıkça anlaşılmaktadır. O halde ,davacı tarafından verilen ıslah dilekçesi süresinde olduğundan ve ıslah ile davacı dava sebebini dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebileceğinden ilk derece mahkemesince davacı tarafça verilen 03.07.2018 havale tarihli ıslah dilekçesi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken ıslah dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında bu haliyle delillerin hiç değerlendirilmemiş olduğu derecesinde yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından kararın istinaf denetimini yapma olanağı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince yapılacak iş;vardığı yargıyı içerir ve denetlenebilir gerekçe ve hüküm oluşturmak olmalıdır...." şeklindeki gerekçe ile İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma, velayet, harç, yargılama gideri, vekâlet ücretine ilişkin hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına davacının istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının gerekçe, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, nafakalar, tazminatlar ve ziynet eşyası alacağı yönünden kaldırılmasına, ve dosyanın kusur belirlemesi, kişisel ilişki, nafakalar, tazminatlar ve ziynet eşyası alacağı hakkında bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli 2020/138 Esas 2022/182 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin davacı kadını ailesi ile görüştürmemesi, davalının davacının babası ile görüştüğünde babasına davalıyı aramamasını söylemesi, davalının davacıyı ve ailesini tarafların müşterek konutundan kovması, davalının davacıyı dövmesi, nedenleriyle ağır kusurlu olduğu, davacını ise davalıya hitaben "baban iyi ki ölmüş" demesi, ev ve çocuk ile ilgilenmemesi, temizliğe dikkat etmemesi nedenleriyle kusurlu olduğu, tarafların boşanma ve velâyete ilişkin kararın istinaf edilmemesi nedeniyle boşanma ilamının 24.09.2018 tarihinde kesinleştiği, alınan nüfus kayıt örneğinde velâyete ilişkin kararın28.09.2018 tarihinde kesinleşerek davacıya verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, ziynet eşyası alacağı talebinin ise; ziynet eşyalarının davalı tarafından davacı asilden alınarak kredi borcunun kapatıldığı, davalı tarafından alınan ziynet eşyalarının davacının rızası ile alındığının ispatlanamadığı gerekçesi ile ; boşanma ve velâyet düzenlemesine yönelik karar kesinleştiğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, hükmedilen nafaka bedelinin her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata , kadının talep ettiği yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının ziynet eşyası alacağı talebinin kabulü ile 6 adet 20 gr 22 ayar bilezik (16.500 TL), 1 adet 11 gr kolye (946 TL), 16 adet çeyrek altın (252x16=4.032 TL)'nın davalı erkekten alınarak davacı kadına aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde altınların dava tarihindeki toplam bedeli olan 21.478 TL'nin ıslah harcının yatırıldığı tarih olan 07.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, ziynet eşyalarının iadesinin kabulü, vekâlet ücretleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma davalarında vekâlet ücretine davanın kabul ya da reddi halinde hükmedileceği, boşanmanın fer'î (eki) niteliğindeki tazminatların kısmen veya tamamen kabul ya da reddi halinde bunlar için ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesinin mümkün olmadığı, davacı kadın dava dilekçesinde sadece boşanma ve velayet talebinde bulunduğu daha sonra 03.07.2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, boşanma ve fer'î taleplerinin yanında ziynet eşyalarının iadesi talebinde de bulunduğu, ziynet eşyalarının iadesi talebi boşanmanın fer'î niteliğinde olmadığı ve ziynet eşyası alacağı davasının ayrı bir dava olduğu, Islah yoluyla dahi mevcut davanın yanına yeni bir davanın eklenmesi mümkün olmadığı, ziynet eşyalarının iadesi talebi yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı ve, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesi ile; davalı erkek eşin, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin karara yönelik istinaf talebinin kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı kadının usulüne uygun olarak açılmış ziynet eşyalarının iadesi davası bulunmadığından, ziynet eşyalarının iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, boşanma davasında davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ziynet alacağı davası ve vekalet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ziynet eşyaları alacağı, vekâlet ücreti, maddî ve manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.