"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/801 E., 2023/2705 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/278 E., 2023/30 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 23.10.2015 - 30.09.2018 tarihleri arasında Etiyopya'da çalıştığını, 2018 yılının yaz aylarında çalışmakta olduğu projenin bittiğini iddia ederek Türkiye'ye döndüğünü, Etiyopya'da çalıştığı dönemde 6 ayda bir 15 gün izne Türkiye'ye geldiğini ancak izinlerini imza atmam lazım diyerek İzmir'de, Antalya'da, İstanbul'da geçirdiğini, davacının yanında çok kısa bir süre kaldığını, ayrıca her gidişinde 1 hafta boyunca telefonlarına bile cevap vermediğini, davacıya toplamda 5 aylık kira bıraktığını, bunun dışında elektrik, su, yeme içme gibi müşterek evin ihtiyaçlarına dair hiçbir para bırakmadığını, davalının yurt dışında bulunduğu dönemde davacıya hiç para göndermediğini, davalının ortak çocuğun doğumunda Türkiye'ye gelmediğini, davalının ancak ortak çocuk 3,5 aylık olmuşken Türkiye'ye geldiğini ve geldiği gün davacıyı son derece ciddi bir şekilde dövdüğünü, dikişlerinin açıldığını, sadakatsiz olduğunu, tehdit ettiğini, hakaret ve küfürler ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına,750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı davalı kadın vekili 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 161 ncı maddesi gereğince
zina nedeniyle, aksi kanı halinde evlilik 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
tarafların boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, aylık 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı cevap ve dava dilekçesinde özetle;kadının ilgisiz ve soğuk davrandığını, ayrıca birleşen davacıya ve ailesine karşı saygısızca davranışlarda bulunduğunu, hakaretler ettiğini, yalanlar söylediğini, hakaret ve tehdit gibi haksız ve asılsız iddialarda bulunarak evden uzaklaştırma kararı aldırdığını, eşyalarını vermekten kaçındığını, şahsi eşyalarını almak için müşterek eve gittiğinde evin kapısını arkadan kilitleyerek kapıyı açmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının eşinin yurt dışında çalıştığı dönemde ailesine gidip gelmediği, ortak çocuğu da götürmediği, sık sık habersiz kendi annesinin evine gidip kaldığı, müşterek evin temizlik, yemek vb işleriyle fazla ilgilenmediği, erkeğe hakaret, küfür ve tehdit ettiği, kadının erkeğin annesi ve ablasına da küfür hakaret ettiği, kadın ve ablasının erkeğe ve kardeşine küfür ettiği, kadının abisinin erkeği arayıp küfür ve tehdit ettiği, erkeği süründürmekle tehdit ettiği, çocuk düşürdüm diyerek yalan söylediği, başka bir kadınmış gibi erkekle mesajlaştığı, erkeğe ilgisiz davrandığı, davalı erkeğin ise kadına tehdit ettiği, kadının annesine küfür ettiği, kadını evden kovduğu, kadına hakaret ve küfür ettiği, aşağıladığı, çocuğun kendisinden olmadığını iddia ettiği, zina yaptığı, kadının hafif erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 ncı maddesi gereğince
birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, çocuk için 400,00 TL, karar tarihi itibariyle 800,00 TL tedbir- iştirak nafakası, kadın için 400,00 TL, karar tarihinden itibaren 1000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi, erkeğin maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı davalı kadın vekili; kusur değerlendirmesini, birleşen davanın kabulünü, tedbir- iştirak- yoksulluk nafakası, tazminat miktarını istinaf etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili; kusur değerlendirmesini, asıl davanın kabulünü, tazminat taleplerinin reddini, kadın lehine yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadının çocuk düşürdüğü yönüyle yalan söylediğinden kusurlu bulunduğu ancak tanık beyanlarıyla iddianın erkeğin yurt dışından 2018 yılında kesin dönüş tarihine tekabül ettiği, evliliğin bir süre daha devam ettiği anlaşıldığından af kapsamında kalmakla kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurların yerinde olduğu, kadına verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, erkeğe verilen kusurların isabetli olduğu, zira davacı kadının dava dilekçesi ıslahıyla 4721 sayılı Kanun'un 161 ncı
maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerekeceğinden hak düşürücü sürenin dolmadığı, kadının dosya kapsamına sunduğu flash bellekin hukuka aykırı nitelikte bulunduğu anlaşılmakla; kusura yönelik kadının istinafının kısmen kabulü, erkeğin istinafının reddi, flash bellek'in değerlendirilmemesine yönelik kadın istinafının reddi, hak düşürücü süreye yönelik erkeğin istinafının reddi gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre kadının hafif erkeğin ağır kusurlu olduğu yönündeki mahkemenin kusur dağılımı isabetli bulunarak tarafların karşılıklı davaların kabulüne yönelik istinaf talepleri reddedildiği, tedbr iştirak ve yoksulluk nafakalarının günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına, çocuğun yaşlarına ve ihtiyaçlarına göre düşük kaldığı gerekçesi ile davacı-davalı kadının, kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, davacı-davalı kadının, tedbir, yoksulluk ve tedbir, iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin ara kararı ile davacı-davalı kadın lehine 300,00 TL olarak hükmedilen, dava tarihinden itibaren 400,00 TL ve karar tarihinden itibaren 1.000,00 TL'ye çıkartılan tedbir nafakasının Dairemiz karar tarihi olan 05/12/2023 tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık aynı miktar (1.500,00 TL) yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, kararın kesinleşmesini takip eden her yıl ÜFE oranında artırılmasına, (İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesine,), İlk Derece Mahkemesinin ara kararı ile ortak çocuk lehine 200,00 TL olarak hükmedilen, dava tarihinden itibaren 300,00 TL ve karar tarihinden itibaren 800,00 TL'ye çıkartılan tedbir nafakasının Dairemiz karar tarihi olan 05.12.2023 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık aynı miktar (1.000,00 TL) iştirak nafakası olarak devamı ile davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, kararın kesinleşmesini takip eden her yıl ÜFE oranında artırılmasına, (İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesine,) diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı kadın vekili;erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı davacı erkek vekili; zina davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehinde maddî-manevî tazminata hükmedilmesi ve hükmedilen tazminat miktarları, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı,erkeğin zina eylemını gerçekleştirip gerçekleştirmediği, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafakalar ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Davacı-davalı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebi ile (TMK m. 166/1) boşanma davası açılmış, daha sonra kadın vekilinin 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile "zina" (TMK m. 161) hukuki sebebi ile aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açtığı boşanma davası ile kadının "zina" davasının kabulüne karar verilmiştir. Taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kusur belirlemesi ve nafakaların miktarı yönünden kadının istinaf taleplerinin kabulüne diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK m. 161/2). Davacı-davalı kadın, erkeğin zina eylemini 02.11.2021 tarihli duruşmadan önce dosya arasına alınan otel kayıtları ile öğrendiği ve 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile tarafların "zina" hukuki sebebi ile aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği dikkate alındığında davanın kanunda öngörülen altı aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davacı davalı kadının hak düşürücü süre yönünden koşulları oluşmayan zina davasının reddine karar verilmesi ve kadının terditli talebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davası yönünden değerlendirme yapılarak bu yönden karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.