"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/43 E., 2023/160 K.
DAVA TARİHİ : 04.02.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/71 E., 2022/550 K.
Taraflar arasındaki boşanma davası sırasında davacının ölümü ile sağ kalan eşin kusur belirlemesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalının tam kusurlu olduğu ve davacının mirasçısı olamayacağının tespitine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; davalının sorumsuz olduğu, psikolojik olarak yıkımına neden olduğunu, evin sorumluluğunu hiçbir zaman üstlenmediğini, eşinin ve çocuklarının giderlerine katılmadığını, sevgi ve saygı göstermediğini, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bıraktığını, 2014 yılından beri ayrı yaşadığını, miras bırakmamak için belirli aralıklarla 5 adet daire ve 2 adet dükkanı sattığını ve parayı nereye harcadığının belli olmadığını, çalışmadığını, davacıya babasından kalan mirası için de çok baskı yaptığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili 25.01.2022 tarihli dilekçesi ile davacının vefat ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Knun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yasal mirasçılarından ...'ın davaya devam ettiğini belirterek adına vekaletname sunduğunu beyan etmiştir. Davacı mirasçılarından ... de 08.03.2022 tarihli celsede davaya devam ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, evlilik süresince müvekkilinin hep yapıcı ve olumlu davranışlar gösterdiğini, dindar bir insan olup Allah huzuruna boşanmış biri olarak gitmek istemediğini, eşini sevdiğini, davacının kendisine kalan dairelerden sonra davalı ile arasını açtığını, tavır koyduğunu, müvekkilinin kendisine kalan taşınmazları satarak çocuklarının düğünlerini yaptığını, bel rahatsızlığı nedeni ile 25 yıldır çalışamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının vefatı ile boşanma talebinin konusuz kaldığı, mirasçıların davaya devam ettiği, davalının otuz yaşından sonra çalışmadığı, bunu kendisinin de bel rahatsızlığı nedeniyle çalışmadım diyerek kabul ettiği, evin tüm geçiminin davacı üzerinde olduğu, davalının bu süre zarfında üzerine kayıtlı taşınmazları (evleri) sattığı, tarafların ortak çocuklarının beyanlarına göre davalının bu taşınmazları çocuklarına miras bırakmamak için sattığı, son sekiz yıldır eve de gelmediği, bu durumun hem kendi beyanı hem de dinlenen tarafların ortak çocuklarının beyanları ile sabit olduğu, her ne kadar davalı taşınmazları çocuklarının düğününü yapmak için sattığını söylese de her düğün için bir ev satma iddiasının hayatın olağan akışına ters olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile; boşanma talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalının tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğunun ve davalının 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince davacının yasal mirasçısı olamayacağının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 71 yaşında olduğunu, 1970 yılında evlendiklerini, müvekkili davalının davacıya hep yapıcı ve olumlu davranışlar gösterdiğini, her zaman iyi davrandığını, davacıyı sevdiğini, hiçbir zaman fiziksel şiddet uygulamadığını, çocuklarına gereken ilgiyi gösterdiğini, babasından davacıya kalan miras hakkında davacıya baskı yapmadığını, davacının dava aşamasında vefat ettiğini, murisin diğer mirasçılarının babalarından fazla mal almak amacı ile davaya devam ettiklerini, müvekkilinin boşanma sürecinde her hangi bir kusurunun olmadığını, davanın reddi gerektiğini, kabul kararını kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, istinaf talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği, evi terk ettiği ve ailesinin ekonomik varlığını tükettiği, gerçekleşen bu olaylara göre erkeğin evlilik birliğinin temelinden çökmesinde tam kusurlu olduğu, boşanma davasının kusur davası olarak devam eden davada davacı mirasçıları ... ve ...'ın davasında haklı olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak evlilik birliği ölümle sona ermiş olup konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davalı erkeğin kusurlu olup olmadığının tespiti ve bu hususta bir karar verilmesi gerekirken Mahkemece davalının boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğunun tespitinin yanı sıra davalı erkeğin, müteveffa davacının mirasçısı olamayacağının da tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; erkek vekilinin sair istinaf itirazlarının esastan reddine, kadının mirasçısı olmadığının tespitine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili bendin kaldırılmasına, yerine "...başka hususlarda karar verilmesine yer olmadığına..." şeklinde düzeltilerek esas hakkında karar verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, harcamalarını çocukları ve ailesi için yaptığını, çocuklarının mirastan daha fazla pay alabilmek için davaya devam ettiklerini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında davacının vefatı ile sağ kalan eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verecek derecede kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.