Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1600 E. 2024/1930 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozmadan sonra verilen kararda, bozulan kararda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozulan kararın davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, davanın belirsiz alacak ve katılma alacağı niteliğinde olduğu ve karar tarihindeki en yakın sürüm değeri üzerinden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/74 E., 2022/118 K.

DAVA TARİHİ : 04.07.2014- 26.06.2015

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı erkek vekili

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; 44 FS 727 plakalı aracın evlilik birliği içerisinde davalı adına tescil edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 1.000,00 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; 44 FS 727 plaka sayılı aracın evlilik birliği içerisinde davalı adına tescil edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.000,00 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

3. Davacı erkek vekili 23.12.2021 tarihli dilekçesinde; asıl ve birleşen davadaki talep miktarlarını toplam 38.542,50 TL'ye yükselterek, 38.542,50 TL'nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; aracın 22.500,00 TL araç kredisi, 5.000,00 TL müvekkilinin evlilik öncesi bankada biriktirdiği para, iki bileziği ve gün parası ile 27.500,00 TL’ye satın aldığını, araç kredisini kapatmak için de müvekkilinin kredi kullandığını, davacının bir hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı kadın birleşen davada cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.05.2015 tarih ve 2014/474 Esas, 2015/307 Karar sayılı kararı ile, aracın kasko değerinin dava tarihi itibarı ile aracın daha üst model olduğu kanıtlanamadığından en alt modelinin kasko bedeli olan 25.300,00 TL'nin göz önüne alındığı; davalının tanık dinletmekten vazgeçtiği, davalının bankadan birikmiş parası çekilerek ve ziynet eşyası bozdurularak aracın alımında kullanıldığının tanık beyanlarıyla desteklenmediğinden banka kayıtlarının araştırılmadığı, taleple bağlı kalınmak suretiyle karar verildiği gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 44 FS 727 plakalı araçla ilgili olarak 1.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.03.2017 tarih ve 2015/16835 Esas, 2017/4117 Karar sayılı kararı ile, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde ve yargılama oturumlarında banka kredileri ile aracın alındığını ve üzerindeki rehin nedeniyle satılamadığını savunduğu halde, Mahkemece kredi evrakları getirtilmeden ve bu savunma üzerinde yeteri kadar durulmadan karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına; davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 10.09.2019 tarih ve 2017/626 Esas, 2019/691577 Karar sayılı kararı ile, aracın 08.07.2013 tarihinde davalı tarafından başka bir şahsa devredildiği, davacının değer artış payı ve katılma alacağı talebinin olmadığı, davanın açıkça araç alımına yapılan katkı iddiasıyla açıldığı, davacının araç alımına katkısını ispatlayamadığı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.12.2019 tarih ve 2019/6186 Esas, 2019/11679 Karar sayılı kararı ile, davanın artık değere katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, 23.03.2017 tarihli bozma ilamında sadece davalının savunmasında belirttiği krediler yönünden araştırma yapılması için bozma yapıldığı, bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği; Mahkemece, aracın alınmasında kullanılan TEB'den çekilen araç kredisi ile araç kredisinin kapatılmasında kullanılan, boşanma dava tarihine kadar 3 aylık taksiti ödenen toplam 12 ay vadeli 7.500,00 TL bedelli Akbank'tan çekilen kredinin, aracın satın alma bedeli, bunun kredi ile karşılanan miktarı ile araç kredisinin kapatılması için kullanılan Akbank'tan çekilen kredinin kredi borcunun miktarı ve kredi borcunun oranı ayrı ayrı belirlenerek, gerektiğinde bu hususta konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık ayrıntılı rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre, iddia ve savunma çerçevesinde katılma alacağı talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, talebin niteliğinde de hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek davacı vekilinin temyiz itirazları kabulü ile, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, aracın evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, TEB'den çekilen kredi ödeme tablosu incelendiğinde son ödeme olan 6.718,86 TL'nin 17.05.2013 tarihinde yapıldığı, kredinin bu şekilde kapatıldığı, ödemenin mal rejiminin sona erdiği tarihten önce gerçekleştiği bu haliyle buradaki kredi ödemelerinin edinilmiş mal olduğu; Akbank'tan 16.05.2013 tarihinde çekilen kredinin masrafsız tutarının 7.000,00 TL olduğu, kredi tablosu incelendiğinde 12 eşit taksit ile ilk 3 taksitinin mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ödendiği, Akbank'tan çekilen kredi ile TEB'deki kredinin kapatıldığı; Akbank'taki kredinin mal rejimininin sona erdiği tarihe kadar ödenen ilk 3 taksit tutarının edilmiş mal, kalan 9 tane taksit tutarının ise davalının kişisel malı olduğu; davalının araç alımında kullanılan 5.000,00 TL'nin bekarken biriktirdiği 2 adet bilezik ve gün parası olduğunu ispatlayamadığı; bir eşin diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin eklenecek değer olduğu, davalının borç nedeniyle devir yaptığını dosya kapsamındaki mevcut delillerle ispat edemediği; araç devrinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapıldığı kanaat edinildiği; 01.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen değer üzerinden asıl dava için 26.542,15 TL ve birleşen dava için talep edilen 12.000,00 TL olmak üzere toplamda 38.542,15 TL davacının katılma alacağı bulunduğu; yargılama giderinin alacağın belirsiz alacak olması ve karar tarihine en yakın sürüm değer üzerinden alacağın hesaplanması gerektiğinden (birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle bakiye alacak bulunmadığından) aynı dava konusu hakkında açılan asıl dava ve birleşen dava yönünden davacı lehine tek vekâlet ücreti takdir edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile, 38.542,15 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 22.11.2023 tarih ve 2022/6491 Esas, 2023/5510 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece verilen ilk kararda tasfiye konusu aracın dava tarihindeki kasko değeri esas alınarak belirlenen artık değere katılma alacağına hükmedildiği, işbu kararın davalı kadın tarafından temyiz edildiği, bozma sonrası verilen son kararda ise; tasfiye konusu aracın 07.09.2021 tarihindeki güncel değeri esas alınarak belirlenen artık değere katılma alacağına hükmedildiği, Mahkemece verilen ilk hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmediği, alacağın hesaplanmasında esas alınan tasfiye konusu aracın değeri yönünden davalı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde tasfiye konusu aracın güncel değeri dikkate alınarak hesaplanan artık değere katılma alacağına hükmedilmesi hatalı olduğu belirtilerek davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile kararın bozulmasına, davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde; bozularak ortadan kalkan kararın davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturamayacağını, davanın belirsiz alacak ve katılma alacağı olduğundan karar tarihinde en yakın sürüm değeri üzerinden alacağın hesaplanması gerektiğini, ilk kararın aracın kasko değeri üzerinden verilmediğini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu belirterek kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı, davanın türü, tasfiyede malın hangi tarihteki esas değerinin alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 2.320,00 TL para ceza ile 891,50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.