Logo

2. Hukuk Dairesi2024/167 E. 2024/7464 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, davalı kadından kaynaklanan ve evlilik birliğini temelinden sarsan bir geçimsizlik olup olmadığı ve davanın reddi hususunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının ergenlik çağındaki çocuğuna yönelik fiziksel şiddetinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi anlamında evlilik birliğini temelden sarsan bir kusur olarak değerlendirilemeyeceği, davacı erkeğin sadakatsizlik nedeniyle evlilik birliğinin bozulmasında kusurlu olduğu ve boşanmaya sebep olacak başka bir kusurun davalı kadına ispatlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı erkeğin boşanma davasının reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1852 E., 2023/1836 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/672 E., 2023/611 K.

Taraflar arasındaki velâyet ve birleştirilen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından boşanma davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek asıl ve birleştirilen dava ile cevaba cevap dilekçesinde; davalının, ortak çocuklara kötü davrandığını ve fiziksel şiddet uyguladığını, eş ve annelik sorumluluklarını yapmadığını, çocukların bakımları ile ilgilenmediğini, davalının hep arkadaşlarıyla zaman geçirdiğini, müvekkili aleyhine başka kadınlarla ilişkisi olduğunu söyleyip iftira attığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla birleşen dava ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiş; asıl dava ile de geçici velâyetin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, davacının başka kadını eve getirip tanıştırmak istediğini, akabinde bu kadını eve yerleştirdiğini ve kendisini evden kovduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, davacının kendisi ve çocukları ile nafaka davası açılıncaya kadar ilgilenmediğini, alkol bağımlısı olduğunu, çocukların bakım ve gözetimini yapamayacağını beyanla asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın velâyet talebine, birleştirilen davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma istemine ilişkin olduğu, davalı kadının ortak çocuk ...'a fiziksel şiddet uyguladığı, davacı erkeğin ise başka bir kadın ile ilişki yaşadığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, alınan sosyal inceleme raporuna göre velâyet düzenlemesinin yapıldığı gerekçesi ile davacı erkeğin asıl davası yönünden ortak çocuk ...'un geçici velâyetinin davacı babaya verilmesine, diğer çocuklar yönünden talebin reddine, davacı erkeğin birleştirilen davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin davacı babaya verilmesine ve davalı anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar Mert, Salih ve Merve'nin velâyetlerinin davalı annelerine verilmesine ve davacı baba ile kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti davalı anneye verilen çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı erkeğin tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın; birleştirilen boşanma davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin sadakatsiz davranışları nedeni ile ayrı yaşadıkları dönemde, davalı kadının ortak çocuklardan 18.10.2010 doğumlu ve bulunduğu yaş itibarı ile ergenlik çağında olan ... isimli çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı ileri sürülerek davacı erkeğin şikayet etmesi üzerine davalı kadın hakkında dava açılarak ceza aldığı anlaşılmakta ise de, çocuğun ceza dosyasında, “Annem bana telefonla oynama diye bana zeytin tanesi attı. Bende annemin bu hareketine sinirlendim küfür ettim ve karnına vurdum. Anneme ne dediğimi hatırlamıyorum. Annem de benim küfür ettiğimi duyunca benim boğazımı sıktı ve bana telefonu bırak ve bir daha bu şekilde konuşma dedi. Bende babamı aradım ve annemin beni dövdüğünü söyledim. Babamda şikayetçi olmuş. Annem ile aram iyidir. Herhangi bir sorunum yoktur, sadece ben yaramazlık yaptığım zamanlarda annem beni uyarır ve kızar. Bu olayda da annem bir anlık sinirle benim boğazımı sıktı ve hemen geri bıraktı. Annemden herhangi bir şikayetim yoktur" şeklinde beyanda bulunduğu, davalı annenin ergenlik çağındaki çocukla yaşamış olduğu bu olaydaki davranışının "tedip hakkının kullanılması sınırını aşmayan olağan bir davranış" olduğu, bu davranışın davacı erkek eş için evlilik birliğini temelinden sarstığının kabulünün mümkün bulunmadığı, tarafların davacı erkeğin sadakatsiz davranışları nedeni ile ayrı yaşadıkları, evlilik birliğini temelinden sarsan ve ayrı yaşamalarına sebep olan olayın davalı kadının kusurlu davranışı olmadığının anlaşıldığı, davacı erkeğin açtığı boşanma davası ile davalı kadının başka kusurlu davranışının ispat edemediği, çocuğa fiziksel şiddetin ise gerçekleşme şekline göre davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, davacı erkeğin açtığı boşanma davasının davalı kadının kusurlu davranışı ispat edemediğinden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne yönelik kararın hatalı bulunduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin birleştirilen dava yönünden verilen kararın tamamının kaldırılmasına, davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının davalı kadının kusurlu davranışını ispat edemediğinden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili; birleştirilen boşanma davasının reddi ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.