"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/696 E., 2023/917 K.
DAVA TARİHİ : 31.03.2014
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında Mahkemece görülen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın davacı kadın vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2022 tarihli ve 2020/2-26 E., 2022/1434 Karar sayılı ilâmı ile, davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; her ikisinin de Gaziantep’de uzman doktor olarak çalıştıklarını, tarafların zorunlu hâller dışında birbirleri ile konuşmadıklarını, davalının konuştuğunda sert ve kırıcı olduğunu, yatakları ayırdığını, aşırı titiz davrandığını eşine ağır şekilde manevî baskı ve şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, toplum içinde küçük düşürdüğünü, davalının tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez bir hâl aldığını, yaşananlar nedeniyle davacının sağlığının bozulduğunu, stres kökenli kronik rahatsızlıklar yaşadığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına faiziyle 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tüm iddiaları inkârla, müvekkilinin hiçbir kusurlu davranışının bulunmadığını, aksine davacının birlik görevlerini yerine getirmediğini, evlilik sorumluluğunu taşımak istemediğini, eşlerin dava açıldıktan sonra dahi cinsel hayatlarının devam ettiğini, eşler arasında daha evvel Gaziantep 5. Aile Mahkemesinin 2011/391 E. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, dosyanın takip edilememesi nedeni açılmamış sayılmasına karar verildiğini, hükmün 25.02.2014 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gaziantep 4. Aile Mahkemesinin 13.04.2016 tarihli ve 2014/290 E., 2016/316 K. sayılı kararı ile; dinlenen davacı tanık anlatımlarının genel ve soyut olduğu, taraflar arasında daha önce gerçekleşen anlaşmazlığa ilişkin bulunduğu, beyanlarda geçen olaylardan sonra eşlerin yeniden bir arada yaşamaya devam ettikleri, dolayısıyla davacının yaşanan olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılması gerektiği, davalı tarafça ibraz edilerek çözümü yaptırılan CD içeriğindeki fotoğraf, konuşma ve dökümlerin dava tarihinden sonra olduğu, hâl böyle olunca tarafların boşanma davası açıldıktan sonra aynı evde karı-koca hayatı yaşamaya devam ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekilince temyiz yoluna başvurulmuş, Dairece önce hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.03.2019 tarihli ve 2018/5520 E., 2019/2308 K. sayılı kararı ile; Davalı erkeğin davacı kadına yönelik olarak sürekli olarak “kızınız deli, tımarhaneye yatırın, şişmansın, estetik ameliyat ol, senin hiç bir şeye aklın ermez, sen ne anlarsın, ruh hastasısın, sende psikolojik bozukluk var, git tedavi ol” diyerek eşini aşağıladığı ve ona hakaret ettiği, davalı erkek tarafından sunulan görüntü kayıtlarına ilişkin CD'nin kadının rızasına aykırı olarak hukuka aykırı yolla elde edildiği, hukuka aykırı bu delilin af olgusunun ispatında dikkate alınması mümkün olmadığı gibi davacı kadının eşinin süreklilik gösteren kusurlu davranışlarını affettiğine dair başkaca bir delil ve olgu da ispatlanamadığı, bu halde, davalı erkeğin aşağılama ve hakarete yönelik davranışlarının süreklilik gösterdiği de dikkate alındığında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olup davacının dava açmakta haklı olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verileceği yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Gaziantep 4. Aile Mahkemesinin 17.06.2019 tarihli ve 2019/272 E., 2019/404 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında; davacı tanık beyanlarının genel, soyut ve davacıdan duyuma dayalı olduğu, olayların gerçekleştiği ana ilişkin yer ve zaman belirtilmediği, AVM dönüşü yaşanan olayın ne zaman gerçekleştiğinin bilinmediği gibi beyanların davacının anlatımlarına dayalı olduğu, bu olaydan sonra tarafların birlikte evlerine döndükleri, ailecek geziye gittikleri, davalının eşi ve çocuklarıyla çok ilgili olduğu, dolayısıyla davacının iddialarını kanıtlayamadığı, davalı erkek hakkında özel hayatın gizliliğini ihlâl etmek suçu ile ilgili olarak yapılan soruşturmada "kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair” verilen gerekçe dikkate alındığında hükme esas alınan bu delil hakkında rızası alınmaksızın hukuka aykırı yolla elde edilen delil olarak değerlendirme yapılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
2.Direnme kararının davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 09.12.2019 tarih ve 22019/7595 E., 2019/12034 K. sayılı kararı ile; direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesi ile temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.11.2022 tarihli ve 2020/2-26 E., 2022/1434 K. sayılı kararıyla; dosya içerisinde yer alan CD'nin kadının bilgisi dışında hukuka aykırı yolla elde edildiğinden söz edilemeyeceği belirtilerek, davacı kadın tarafından dava dilekçesindeki geçimsizliğe ilişkin olarak dinlettiği annesi ...’ın görgüye dayalı bilgisi uyarınca; tarafların ortak bir paylaşım alanlarının olmadığı, evde birbirleriyle muhabbet etmedikleri, yatak odalarının ayrı olduğu, bunun yanında erkeğin eşi hakkında farklı zamanlarda “şişmansın, kızınız deli tımarhaneye yatırın, senin hiçbir şeye aklın ermez, sen ne anlarsın, sen komplekslisin, sen ruh hastasısın, sende psikolojik bozukluk var, git tedavi ol” şeklindeki söylemlerine bizzat şahit olduğu, yine davacının kardeşi ...’ın da görgüye dayalı bilgisi uyarınca; davalının davacıya psikolojik şiddet uyguladığı, manevî baskı yaptığı, eşini beğenmediği, eşinin dünya ve dini görüşünü küçümsediği, buna ilişkin olarak davalının eşine farklı zamanlarda “psikopat, ruh hastası, sen delisin, sen de kişilik bozukluğu var, kişilik zafiyeti var, çok şişmansın” şeklindeki söylemlerine bizzat şahit olduğu, hâl böyle olunca erkeğin eşini süreklilik arz eder şekilde aşağıladığı ve eşine hakaret ettiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının davalının bu kusurlu davranışlarını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığına dair bir kanıtın da bulunmadığı, dolayısıyla olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu ve boşanmaya karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.
4.Davalı erkek vekilinin karar düzeltme talebi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2023 tarihli ve 2023/2-480 E., 2023/599 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Bozmaya uyan Mahkemece yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin eşini süreklilik arz eder şekilde aşağıladığı ve eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuk reşit olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına koşulları oluştuğundan 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili özetle; Hukuk Genel kurulu kararına dış güçlerin müdahale ettiğini, bozma kararının hatalı olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini belirterek davanın kabulü ve fer'îleri yönünden bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre davacı eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 166 ncı maddeleri, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığının, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğunun ve özellikle davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabul edildiğinin ve hükümde 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası yazılmasının maddî hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-karşı davacı erkek vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.