Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1729 E. 2024/3032 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanan kadının, kocasının soyadını kullanmaya devam etmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta hukuken korunan bir menfaatini ispatlayamaması ve davalı erkeğin de buna muvafakat etmemesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2630 E., 2023/2754 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/551 E., 2022/367 K.

Taraflar arasındaki boşanan kadının kocasının soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile karar ve gerekçenin düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İzmir 4. Aile Mahkemesinin 2018/319 Esas 2019/632 Karar sayılı ilamı ile yabancı mahkeme kararının tanınması ile boşandıklarını, davacının kızlık soyadı olan "..."soy adını kullandığını ancak yurt dışında yaşadığını ve bütün resmi kurumlarda evlilik soyadı olan ... soyadı geçtiği için sorun yaşadığını, bu nedenle evlilik soyadının kullanılmasına izin verilmesini talep ve dava ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle davacının evlilik soyadı olan "..."yü kullanmasına davalının muvafakatinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini, İzmir 7. Aile Mahkemesinin 2013/600 Esas 2014/356 Karar sayılı dava dosyasında davacı kadının eşine karşı sarf etmiş olduğu hakaret ve küfürleri, evlilik birliğine saygısız davranması, hatta "başka koca bulacağım" şeklinde sözleri dikkate alındığında davacının her hangi bir haklı menfaati bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İzmir 4. Aile Mahkemesinin 2018/319 Esas 2019/632 Karar sayılı 01.07.2020 kesinleşme tarihli kararı ile tarafların boşandıkları, davacının, boşandığı kocası ...'nün soyadı olan "..." soyadını kullanmasına izin verilmesini istediği, toplanan delillerden kadının çifte vatandaşlığı olduğu Alman vatandaşlığı ve bu ülkedeki tüm resmi kayıtlarının "..." soyadı ile gerçekleştiği, boşanma ile kızlık soyadını kullanması ve Alman devletindeki kayıtların değiştirilmesi kadın için çok külfetli olacağı, davalı erkeğin davaya itirazının haklı sebebini dosya kapsamı ile ispat edemediği gerekçesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince açılan davanın kabulü ile davacı ...'nun soyadının evlendiği tarihten beri kullandığı ''...'' olarak değiştirilmesine karar verilmiştir..

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün yasal koşullarının oluşmadığını, davanın Nüfus Müdürlüğü'ne yöneltilmesinin ve davalı eski eşin davaya dahil yolu ile katılmasının yasal olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, davacının hakaretleri nedeniyle soyadını kullanmasına izin ve muvafakatinin bulunmadığını,taraflar arasında, uzun yıllardır süregelen geçimsizlik olduğunu, davacının 2019 yılında davalının babasına ait eve kapı kilitlerini kırarak girip davalının babasına ait eşyalarını alıp gittiğini, mal rejimine ilişkin davada, davacının kasıtlı olarak davalının hiç yaşamadığı adrese tebligat gönderecek kadar kötü niyetli davrandığını, davacının Almanya’da yerleşik oturmakta olup, kimlik dışında değiştireceği bir belge, çeşitli üniversitelerden diploma, yüksek lisans tezleri, katılım belgeleri, sertifikalarının bulunmadığını, bu nedenle korunacak menfaatinin bulunmadığını belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece "davacı için Almanya'daki kayıtların değiştirilmesi külfetli olacağı" kabul edilmiş ise de, tek başına kimlik ve resmi diğer belgelerin değiştirilmesinin kişiye külfet olmasının davanın kabulü için yeterli olmadığı, buna göre davacının gösterdiği delillerle boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ispat edemediği, davalının da soyadının kullanılmasına muvafakatinin bulunmadığı, Mahkemece davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile karar ve gerekçenin düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, açılan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının eski eşi ile Türkiye'de evlenip Almaya'ya yerleştiklerini, 30 yıllık evlilik hayatı boyunca eski eşinin soyadı olan ''...'' soyadını kullandığını, tarafların Almanya Mahkemelerinde boşandıklarını, çifte vatandaş olan davacının Almanya Yasalarına göre boşanmakla soy isminin değişmemekte olduğunu, davacının pasaportu, banka ,hem Almanya'da hem Türkiye'de sosyal güvenlik kurumlarında ve tüm resmi kayıtlarında ''...'' soy ismi ile yer aldığını, ancak şu anda Almanya'da ''...'', Türkiye'de ''...'' soyadını kullanmasının karışıklıklara ve zorluklara sebebiyet verdiğini, kızları ile aynı evde yaşadıkları için aynı soyadını kullanmak istemekte olduklarını, Almanya vatandaşının soyadının, boşanmaya veya eşinin vefat etmesine bağlı olarak değişmediğini, davacının soyadının Alman yasalarına göre ''...'' olup davacının kendi isteği ile bu soyadını sildirmesinin söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayalı olarak açılan boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi istemli davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.