"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/27 E., 2023/496 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden bozulmasına sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların zina sebebi ile boşanmalarına, müvekkili lehine 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, müvekkili lehine 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2017/453 Esas, 2020/25 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi, birleşen davanın 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olduğundan davacı-davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı-davacı kadın için ara kararla takdir edilen aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarı yönünden, davacı-davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.03.2022 tarihli ve 2020/1603 Esas, 2022/302 Karar sayılı kararıyla; tarafların İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden, davalı-davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 11.10.2022 tarihli 2022/4661 Esas 2022/7968 Karar sayılı karar ile; İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkeğe kadını evden kovma kusuru yüklenilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden kadının dava dışı ... ile olan sadakatsizliğinin erkek tarafından fark edilmesi sonrası çıkan tartışma neticesinde tarafların önce karakola gittikleri, davalı-davacı kadının ortak konuta daha erken dönerek kapının kilidini değiştirdiği, erkeğin eve girememesi üzerine muhtar ve polisin devreye girerek kadın ile konuştukları ve kadının kendi rızası ile evden ayrıldığının anlaşıldığı, Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davalı-davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün doğru olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı ve davacı-davalı erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-davalı erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden davacı-davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun`un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine, davacı-davalı tarafça talep edilmediğinden maddî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden davalı-davacı kadının davasının reddine, davalı-davacı kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın vekili; ceza dosyalarının sonuçlarının beklenmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, doğru olmayan davacı-davalı tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı-davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğunu, iddialarını kanıtlayamadığını, kusur değerlendirmesinin hatalı yapılarak davalı-davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmediğini, nafaka kararlarının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili; takdir edilen manevî tazminat tutarının düşük olduğunu belirterek kararın manevî tazminat miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulup kurulmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin yeniden hüküm kurulmasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca; birleşen davanın ise 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kararın her iki tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararın her iki tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.10.2022 tarihli ilamı ile boşanmaya sebep olan olaylarda kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün doğru olmadığını, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği ve davacı karşı davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğu gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmasına karar veren İlk Derece Mahkemesince bozulan yönlerden karar verilmekle yetinilmesi gerekirken bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Taraf vekillerinin kesinleşen yönlere ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasından asıl dava yönünden 1 numaralı bendi ile birleşen dava yönünden 1 numaralı bendinin tamamen hükümden çıkarılmasına, yerlerine ''kesinleşen boşanma hükmü konusunda karar verilmesine yer olmadığına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...