"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1290 E., 2023/1583 K.
DAVA TARİHİ : 03.12.2019
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/843 E., 2021/594 K.
Taraflar arasındaki boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına dair verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, o dönemde davalının kendisinin soyadını kullanılmasını talep ettiğini, davacının da izin verdiğini, ancak kararın kesinleşmesinden sonra davalı tarafın tutum ve davranışlarının değiştiğini, çocukla görüşme konusunda problem çıkardığını, kendisine ve ailesine karşı ağza alınmayacak küfürler ettiğini, hem kendisi hem de ağabeyini savcılığa şikayet ettiğini, davalının uzaklaştırma kararı talep ettiğini, davacıyı küçük düşürdüğünü, çocukları kişisel ilişki günlerinde göstermediğini, protokol gereği taşınmaz devrini yapmadığını iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalının, davacının soyadını kullanmasına dair iznin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalının, taraflar boşandıktan sonra davacının soyadını kullanmak için kesinlikle baskı yapmadığını, boşanma protokolünü geri alınmasını gerektirecek herhangi bir davranışa davalının sebebiyet vermediğini, yine davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi müşterek çocuklarıyla görüşmesine izin vermediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının çocukları görmediğini ve çocukları görmek için keyfi olarak icra takibi yaptığını, protokolden kaynaklı taşınmazın devrinden kendisinin kaçınmadığını, davacının davalıya küfür ettiğini, darp ve tehdit ettiğini, koruma kararlarını defalarca ihlal ettiğini, davacı tarafın boşandıktan sonra çocukları görmeye gelmediğini, davalının, davacının soyadını kullanmasındaki tek amacın ortak çocukların okulda sıkıntı yaşamaması adına olduğunu, davalının başarılı bir iş kadını olduğunu, iş hayatında evlilikteki soyadı ile tanındığını, bu soyadını kullanmasında hukuki ve sosyal olarak menfaatinin bulunduğunu ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ille, tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde; taraflar arasında ceza mahkemesinde yargılaması devam eden ceza davaları da göz önünde tutulduğunda mevcut husumet nedeniyle davacının eski eş olan davalının kendi soyadını kullanılmasına vaki olan izninin kaldırılma talebinin 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca koşullarının oluştuğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi'nin 2019/203 karar ve 17.04.2019 kesinleşme tarihli ilamı ile davalı ...'nın eski eş ...'nın soyadının boşanmadan sonra kullanılma izninin kaldırılmasına karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, Mahkeme kararında hiçbir delil tartışmadığı için hangi delil ile davanın kabulü yönünde kanaate varıldığının anlaşılamadığını ve delillerin kararda tartışılmadığını, kararın gerekçeden yoksun olduğunu, tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmadığını, davacının suç teşkil eden eylemleri ile husumet oluşturup, bu husumete dayanarak da dava açtığını, dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden; tarafların 14.07.2002 tarihinde evlenip iki çocukları olduğu, 17.04.2019 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşandıkları, davalı kadının boşanma kararı ile erkek eşin "Vardarbaşı" olan soyadını taşımasına izin verildiği, davalının boşandığı eşinin soyadını kullanmasının davacıya bir zarar vermediği, davalının iş ve sosyal yaşamında Vardarbaşı soyadıyla tanınıp bilindiği, bu nedenle eski eşin soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu, bu iznin kaldırılmasını gerektirecek 4721 sayılı Kanun'un 173üncü maddesinin üçüncü fıkrası anlamında bir durumun kanıtlanamadığı, her ne kadar taraflar arasında ceza davaları görülmekte ise de bu ceza davalarında kadının müşteki olduğu, davalı kadının yasal şikayet hakkını kullanmasının Anayasal bir hak olduğu, davacı erkeğin soyadını kullanmasına engel teşkil etmediği, davalı kadının evlilik sırasında ve sonrasında devam eden iş ve sosyal yaşamı da gözetildiğinde menfaatinin ortadan kalktığı ve protokol şartlarına göre soyadını kullanma şartlarında bir değişiklik olduğunun da ispatlanamadığı gerekçesi ile davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocukların reşit olduğunu, davalının, davacının soyadını kullanmasında çocukların bir menfaatinin kalmadığını, işlemediği yağma ve darp suçundan dolayı davalının şikayetçi olduğunu, davalının şikayetleri nedeniyle bir dönem neredeyse her gün ifade vermeye gittiğini, davalının iş yerinde ''Eltutmaz'' soyadı ile bilindiğini, davacının soyadını kullanmasında hiçbir menfaatinin bulunmadığını belirterek davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına dair verilen izninin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı, kocanın soyadının kullanılmasında kadının menfaati ve erkeğe bir zararının olup olmadığı, anlaşmalı boşanma sırasındaki şartlarının değişip değişmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.