Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1839 E. 2024/2438 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Almanya'da verilmiş bir boşanma kararının Türkiye'de tanınması davasının kabul şartlarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının savunma hakkını kullandığı, yabancı mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı ve 5718 sayılı MÖHUK'un tanıma şartlarının oluştuğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/952 E., 2023/1625 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/268 E., 2021/368 K.

Taraflar arasındaki tanıma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların Almanya Mülheim An Der Ruhr Sulh Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 24 F 1093/18 sayılı 11.03.2020 tarihli kararı ile boşandıklarını, kararın 06.05.2020 tarihinde kesinleştiğini, yabancı mahkemenin işbu kararının Türkiye'de de geçerli olabilmesi için yabancı mahkeme kararının tanınmasını ve ayrıca müvekkile ait nüfus kaydının da bu karar doğrultusunda düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça sunulan tercüme metninde tarafların boşanma tarihlerinin yanlış gösterildiğini, boşanma tarihlerinin 11.03.2020 olduğunu, yabancı mahkeme kararının çevirisinin kötü yapıldığını, Alman Mahkeme kararının kamu düzenine aykırılık içerdiğinden davanın reddi gerektiğini, boşanma davası görülmeden önce tarafların boşanma sözleşmesi imzaladıklarını, söz konusu sözleşmesinin sunulmadığını, eşi ve kendi avukatı tarafından kaldırıldığını sonrasında anladığını, müvekkilin avukatından sözleşme aslını istediğini, ancak avukatın bunu reddettiğini, müvekkile karşı sorumluluklarını ihlal ettiğini, buna ilişkin dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, iş bu davanın doğrudan boşanmaya ilişkin hususları etkileyeceğini, dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın kamu düzenine aykırılık nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil tarafından eski avukatı aleyhine açılan dava sonucunun beklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından ibraz edilen tarafların boşandıklarına dair Mülheim An Der Ruhr Sulh Hukuk Mahkemesine (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) ait boşanma ilamının tasdikli sureti ve konsolosluk onaylı tercümesinin incelendiği, mahkememizce incelenmiş tarafların Mülheim An Der Ruhr Sulh Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 11.03.2020 tarih, 24 F 1093/18 Nolu kararı ile boşandıklarını, kararın 11.03.2020 tarihinde kesinleştiği, tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davalı vekilince davalı tarafından avukatı aleyhine açılan davanın bekletici mesele yapılaması talep edilmiş ise de iş bu dosyaya bir katkı sağlamayacağı, taraflar arasında boşanma kararının verildiği anlaşılmakla, tarafların boşanmalarına ilişkin Mülheim An Der Ruhr Sulh Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 11.03.2020 tarih, 24 F 1093/18 Nolu, 11.03.2020 kesinleşme tarihli kararının 5718 sayılı yasanın Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 58 inci maddesinde belirtilen tanıma şartlarının gerçekleştiği anlaşıldığından davanın kabulü ile Mülheim An Der Ruhr Sulh Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 11.03.2020 tarihli 24 F 1093/18 Nolu 11.03.2020 tarihinde kesinleşen boşanma kararının aynen tanınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan çeviri kötü olduğundan hukuki dinlenme ve savunma hakkının ihlal edildiğini, Alman Mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık oluşturduğunu, karar aslının veya apostil şerhli örneğinin ve kesinleşme belgesi ile onanmış tercümelerinin dosyada bulunmadığını, kendi taleplerinin değerlendirilmediğini, delillerinin toplanmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, bu davanın İstanbul 15. Aile Mahkemesine 2019/480 Esaslı kararı ile birleştirilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı incelendiğinde, Mülheim An Der Ruhr Sulh Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) boşanma ilamının aslı ve apostil şerhli sureti ile kesinleşme belgesi ve onaylı tercümeleri dosyaya sunulduğu ve tercümenin yeterli olduğu, davalı vekilinin davaya konu yabancı mahkeme ilamında somut bir kamu düzenine aykırılık sebebi belirtmediği, boşanma ilamının tercümesinin incelenmesinde kamu düzenine aykırılık oluşturacak bir hususun bulunmadığı, davalıya her aşamada usulüne uygun olarak tebligatlar yapıldığı, davalının cevap dilekçesini sunduğu, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 5718 sayılı Kanun (MÖHUK)’un 50 ilâ 57 nci maddeleri, 58 ile 59 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...