Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1857 E. 2024/2194 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında katkı payı alacağı talebinde bulunan davacı kadının, aynı taşınmazlar için daha önce açtığı ve kesinleşen davalar nedeniyle sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, tasfiye konusu taşınmazlara katkıları nedeniyle açtığı önceki davalarda alacaklarının tahsiline karar verildiği ve bu kararların kesinleştiği gözetilerek, aynı taşınmazlar için tekrar katkı payı alacağına hükmedilmesinin sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı gerekçesiyle direnme kararı reddedilerek Daire kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2008/432 E., 2015/1193 K.

DAVA TARİHİ : 12.07.2007

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı kadın vekili

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maddî katkıları ile alınan iki adet taşınmazın 1/2 hissesinden boşanmaları halinde mahrum kalacağını belirterek; 150.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; iş makinelerinin müvekkilinin babasının bahçesini ipotek ederek satın aldığını, 823 ada 67 parselin önce arsasının alındığını, tarafların birikimlerini Türkiye'deki yakınlarına göndererek binanın yapıldığını, işbu taşınmaz ile ilgili daha önce dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, bakiye kısım için açılan ek davanın da kabulüne karar verildiğini, bu dosyalar ile müvekkilinin katkısının sabit olduğunu ileri sürmüştür.

3.Davacı kadın vekili 09.10.2012 tarihli (24) nolu celsede; boşanma davasından talep ettikleri 150.000,00 TL maddî tazminatın tamamının katkı payı alacağına yönelik olduğunu; davacı kadın vekili 24.12.2015 tarihli (46) nolu celsede; faiz başlangıç tarihinin 12.07.2007 olduğunu açıklamıştır.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin mobilyacı olduğunu, yurdışında da mobilyacı olarak çalıştığını, mobilya dükkanındaki makine alet ve edevatları satarak 823 ada 67 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını ve üzerine başladığı inşaatın su basman seviyesine kadar yaptığını, inşaatın davacı çalışmaya başlamadan önce tamamlandığını, işbu taşınmazın edilmesinde davacının katkısının olmadığını, 3076 parsel sayılı taşınmazı da müvekkilinin kendi birikimleri ile satın aldığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek vekili 15.11.2013 tarihli dilekçesinde; davacının 3076 parsel sayılı taşınmaz yönünden haklı olduğunun kabul edilmesi halinde davacının % 45,33 katkı payı oranında ayın olarak ödemeyi kabul ettiklerini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma dava dosyasından 25.11.2008 tarihinden ayrılmıştır.

2. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazların eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğu dönemde edinildiği, davacı kadının 1981 yılından sonra gelir elde etmeye başladığı 1981-1992 yılları arasında gelir elde ettiği, 823 ada 67 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından 27.09.1973-1978 zaman dilimi içerisinde alındığı/edinildiği dikkate alındığında davacı kadının bu taşınmazın alım süreci boyunca gelir elde etmediği, 15.05.2013 ve 27.09.2013 tarihli, bilirkişiler tarafından dava dosyasına sunulan raporlarda tasfiyeye konu edilen 823 ada 67 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine davacının katkısının olmadığına ilişkin beyanlarına raporun denetime elverişli olması nedeni ile itibar edildiği; 3076 parsel sayılı taşınmazın alımı ile ilgili davacı kadının katkı payının hesabına gelince, tarafların evlendikleri tarihten taşınmazın edinildiği tarihe kadar davacı kadının 66.291,12 Euro gelir elde ettiği, davalı erkeğin ise 259.953,00 Euro gelir elde ettiği, davacının elde ettiği gelirin % 65'ini, davalı erkeğin ise elde ettiği gelirin % 20'sini tasarruf edebileceği dikkate alındığında, davacının toplam tasarruf oranındaki oranın % 43,33 olduğu, 3076 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin 180.000,00 TL olduğu, davacının 3076 parsel sayılı taşınmaz yönünden 81.954,00 TL katkı payı alacağın olduğu, davalı daha önce temerrüde düşürülmediğinden kabul edilen 81.954,00 TL alacağa dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, 81.954,00 TL katkı payı alacağının 12.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 20.09.2023 tarih ve 2023/5576 Esas, 2023/4069 Karar sayılı kararı ile, somut olayda, davacı kadının tasfiye konusu taşınmazlara yaptığı katkı nedeniyle taraflar boşanmadan önce açtığı dava dosyaları ile taşınmazlara 1/2 oranında katkı yaptığı kabulü ile alacakların tahsiline karar verildiği, kararların kesinleştiği, davacı kadının işbu dava dosyası ile aynı taşınmazlarla ilgili aynı sebepten boşanma dava tarihinden sonra katkı payı alacağı istemesinin aynı taşınmazlarla ilgili mükerrer alacağa, diğer bir deyişle davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağı; Mahkemece, davacının daha önce açtığı davalarda tasfiye konusu taşınmazlara yaptığı katkı nedeniyle alacağın tahsiline karar verildiğinden, aynı taşınmazlarla ilgili aynı sebeplerle yeniden katkı payı alacağına hükmedilmesinin davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek; hükmün bozulmasına bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde; dava açıldığı tarihte aynı konuda açılan ve kesinleşen bir dava olmadığını, ilk kararın kesinleşmediğini, infaz edilmediğini, ilk karardaki tazminat talep edilmeden ikinci davadan dolayı sebepsiz zenginleşme oluşmayacağını, davalının davanın kısmen kabulünü dolaylı olarak kabul ettiğini, davalının davanın kabul edilmesi halinde ayın olarak ödemeyi kabul ettiğini de beyan ettiğini, davalının derdestlik itirazında da bulunmadığını, hiçbir zaman sebepsiz zenginleşme itirazında da bulunmadığını, zamanaşımına uğrayan dosyanın müvekkili aleyhine delil kabul edilemeyeceğini belirterek kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmenin oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesi, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 2.320.00 TL. para ceza ile 891.50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.