Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2451 E. 2024/5347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden babanın anne ve babasının (dede ve babaanne), torunları ile kişisel ilişki kurmasının çocukların yararına olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dede ve babaannenin torunlarıyla kişisel ilişki kurma hakkının olduğu, çocukların yüksek yararının gerektirdiği hallerde çocukların görüşünün aksine de karar verilebileceği ve çocukların huzurunu tehlikeye düşürecek bir durumun bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1388 E., 2024/16 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/332 E., 2023/118 K.

Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların oğullarının öldüğünü, davalının torunlarını davacı dede ve babaanneye göstermediğini belirterek davacılar ile torunları arasında kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının eşinin ölümünden sonra davacılarla yaşadığını, davacıların davalıya hem sözlü hem fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduklarını, ölümle tehdit ettiklerini, davacılar hakkında ceza davası açıldığını, davacı babaannenin daha önce çocuğun elini yaktığını, psikolojik tedavi gördüğünü, çocukların amcasının da aynı evde yaşadığını, bu kişinin daha önce cinsel istismar nedeni ile cezaevine girdiğini, davacılar hakkında uzaklaştırma kararı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kişisel ilişki kurulması talep edilen küçüklerin 02.04.2013 ve 08.08.2017 doğum tarihli oldukları, büyük olan çocuk ...'nın mahkeme huzurunda beyanı alınabilecek yaşta olduğu, küçük ...'nın bilirkişi eşliğinde alınan beyanında; "Ben 4. Sınıfa gidiyorum. Ben annem ve kardeşim ile yaşıyorum, kardeşimin ismi ...'dır. ... benden küçüktür, 5 yaşındadır. Annemin ismi ...'tir. Ben babamın anne ve babasını hiç görmedim. Ben babamı en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum, ben 4 yaşındayken hayatını kaybetmiş, annem öyle söylüyor. Ben dedemi ve babaannemi görmek istemiyorum, çünkü onlar kötü insanlardır. Onları hatırlamak dahi istemiyorum. Kesinlikle onları görmek istemiyorum." şeklinde kendisini net şekilde kendisini ifade ettiği, Antalya Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü'nün 30.01.2022 tarihli SİR raporunda bulunan aşamada şahsi ilişki kurulmaması gerektiğinin belirtildiği, rapor hazırlandığı sırada da küçük ...'nın davacılarla görüşmeyi reddettiğini psikolog bilirkişiye iletmiş olduğu, Antalya Valiliği Kepez Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü 30.03.2022 tarihli SİR raporunda özetle; dava süreci ile ilgili olarak annenin çocukları yönlendirmesi ve baskısı olabileceğine dair görüşme sürecinde çocuklarda herhangi bir anksiyete gözlemlenmediği, aynı izlenimin 31.01.2022 tarihli raporda da belirtildiği, çocukların davacı taraf ile ilgili olumsuz duygular içinde olduğu, davacı taraf ile görüşme olasılığının bile Küçük ...'nın duygu durumunda değişiklere neden olduğu, bu durumun öğretmeni tarafından da ifade edilmekte olduğunun görüldüğünün, bu nedenle çocukların şahsi ilişki kurmasının zorlanmasının anksiyete düzeylerinin artmasının başka psikolojik sorunlarında ortaya çıkmasına ihtimal verebileceğinin, davalı annenin mevcut durumda profesyonel desteğe ihtiyaç duymadığının, ... ve ... Sarıgül kardeşler hakkında 5395 sayılı yasa kapsamında alınması gereken herhangi bir tedbir olmadığı kanaatine varıldığının belirtildiği, her ne kadar ilk raporda ileriki aşama ile ilgili görüş bildirilmiş ise de; geleceği bağlayıcı nitelikte kademeli olarak ve yanında uzman ile birlikte görüşün sağlanmasına dair kişisel ilişki düzenlenmesinin hatalı olduğuna, kişisel ilişkiye yönelik düzenlemelerin, teknik anlamda kesin hüküm oluşturmayacağına ve değişen koşullara göre istek halinde her zaman değiştirilmesinin mümkün olduğuna dair Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2010/22890 Esas, 2011/14227 Karar sayılı ve 28.09.2011 tarihli içtihadı, anne gözetiminde olmayacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi gerektiğine dair Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2010/18377 Esas, 2011/7399 Karar sayılı ve 02.05.2011 tarihli içtihadı, torun ile kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun düşüp düşmediği ve kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararı gözetilerek ne yönde olması gerektiği hususunda uzman görüşü alınması gerektiğine dair Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2010/22568 Esas, 2011/15748 Karar sayılı ve 13.10.2011 tarihli içtihadı, veli olan davalının son celsede; "Çocuğun fare zehri ile zehirlenmesi, elinin sobada yakılması, ilk şiddetinin davacı taraftan olması, amcası tarafından tacize uğraması, büyük çocuğum görüşmek istese zaten her şekilde dedesi ve babannesi ile görüşebilir ancak hiçbir şekilde görüşmek istememektedir. Bu dava büyük çocuğumun okul başarısını etkilemiştir ve çocuğumun psikolojisini etkilemiştir. Ben davacılar ile yaşadığım evden kovuldum çocuklarımı da bu sebeple o evde bırakmadım davanın reddine karar verilmesini talep ediyorum, ben zaten çocuklarımın faydasına olacağını ve zarar görmeyeceklerine emin olsam zaten çocuklarımın görüşmesine izin veririm. Müşterek çocuklar şuanda buradadır ben kendilerine isterse davacılar ile görüşe bileceklerini söyledim kendileri görüşmek istemediler, ilerleyen aşamalarda görüşmek isterlerse ben zaten onlara engel olmam" şeklinde beyanda bulunduğu, bu hakkın çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde tesis edilmesi gerektiği, diğer torun ...'nın dede ve babaannesini görmüş olsa bile hatırlayamayacak yaşta olduğu, çocukların yaşadıkları yerden aldırılan SİR raporları, Bulancak'tan alınan SİR raporunun tek taraflı değerlendirme içerdiği, ileride bu davanın her zaman açılabileceği birlikte değerlendirildiğinde; gelmiş oldukları yaşlarına kadar sağlıklı görüşmelerini, olumlu anılarını hatırlayamadıkları dede ve babaanneleri ile görüşmelerine hükmedilmesinin çocukların her ikisine de fayda sağlamayacağı, bu nedenle kişisel ilişki kurulmamasının çocukların menfaatine bu aşamada daha çok hizmet edeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin-dedesinin de çocuklarla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkının mevcut olduğu, davacıların oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği, torunlarını görmek ve onlarla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuklara da bu sevgiyi vermek davacıların hakkı olduğu, kişisel ilişki tesis edildiğinde çocukların huzurunun tehlikeye gireceği ve davacıların bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada delil bulunmamakla birlikte alınan sosyal inceleme raporu da kişisel ilişkinin kurulması yönünde görüş bildirildiği, çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine de karar verilmesinin mümkün olduğu, o halde davacılar ile torunları arasında, çocukların eğitim durumunu aksatmayacak, bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle isteğin reddinin doğru görülmediği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacılar ile torunları arasında her ayın 3. Cumartesi günü saat 10:00'dan pazar günü saat 18.00'a kadar, dini bayramların 3. günü saat 10:00'dan saat 18:00'a kadar, her yıl Ağustos ayının 1. günü saat 10:00'dan 7. günü saat 18:00'a kadar, her yıl yarı yıl tatilinin 1. pazartesi günü saat 10:00'dan takip eden perşembe günü saat 18:00'e kadar çocukların davacı babaanne ve dedesi yanında kalması sureti ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, davacılar dede ve babaanne ile torunları arasında kişisel ilişki kurulmasının çocukların yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 325 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.