"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1763 E., 2024/91 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/532 E., 2023/674 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili 25.10.2021 tarihli dava dilekçesi ile; tarafların Ankara 6. Aile Mahkemesinin 23.06.2020 tarih, 2020/243 Esas, 2020/178 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verildiğini, taraflarca boşanma tarihinden 2021 Eylül ayına kadar, çocuğun ruhsal gelişimi ve babaya düşkünlüğü nedeniyle anlaşarak çocuğun haftada iki gün baba ile görüşmesine karar verildiğini, ancak sonrasında davalı annenin tarafların ortak karar verdiği görüşme günlerini kısıtlayacağını dile getirerek, müvekkilini bu yönde tehdit ettiğini, mahkeme kararında daha seyrek şekilde görüş günleri düzenlendiğinden karşı tarafın bu tutumlarına müvekkilinin göğüs germek zorunda kaldığını, çocuğunu görebilmek için taleplerini ilettiğini, nihayetinde de karşı tarafın çocuğu müvekkile haber dahi vermeksizin Almanya'ya götürdüğünü, müvekkilinin bu durumu oğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde öğrenip hayal kırıklığına uğradığını, artık çocuğu ile haftada iki gün görüşemediği gibi mahkemede belirtilen zamanlarda dahi görüşemez olduğunu, müvekkilinin çocuğunu görmek için maddî manevî şartları zorlayarak Almanya'ya ziyarete gitme kararı alıp işlemleri başlattığını, bu seferde karşı tarafın çocuğu göreceği adresi paylaşmadığını belirterek ortak çocuğun velâyetinin davalı anneden alınarak müvekkiline verilmesine, aksi takdirde kişisel ilişkinin ve velâyet şartlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin adresinin Etimesgut ilçesi olup tarafların boşanma davalarının Ankara Batı Mahkemelerinde görüldüğünü, dolayısıyla kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasınında da yetkili mahkemenin Ankara Batı Mahkemeleri olduğunu, tarafların anlaşmalı boşandıklarını, boşanırken davacı babanın da protokol hazırlanmasında söz sahibi olduğunu, kişisel ilişki sürelerini mahkemenin takdirine bıraktığını, buna rağmen boşanma sonrası müvekkilinin çocuğunun psikolojisini her şeyin üstünde tuttuğundan babasıyla görüşmesi konusunda davacıya sınırsız bir serbesti tanıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2023 tarihli ilk kararı ile; düzenlenen sosyal inceleme raporundaki kanaat gereği davacının velâyet değişikliği talebinin reddine, kişisel ilişki talebinin kabulü ile ortak çocuk 09.08.2016 doğumlu küçüğün velâyetinin davacı annede olması nedeniyle, velâyet ve kişisel ilişkinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren aşağıda belirtilen ve en geniş hali ile uygulanmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile, velâyet değişikliği talebinin reddine, kişisel ilişki talebinin kabulü ile ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, taraflar lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, iş bu karara karşı davacı vekili kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı vekili ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve 07.04.2023 tarihli tavzih kararları yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 19.06.2023 tarihli kararıyla; "... karar davacının terditli talebi olan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden gerekçesiz olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu haliyle gerekçesiz şekilde karar oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır. Bu nedenle yargılama işlemlerinin "delillerin hiç değerlendirilmemiş" derecesinde eksik bırakıldığı anlaşıldığından denetime elverişli bir hüküm bulunmamaktadır..." şeklindeki gerekçe ile tarafların kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, harç, yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve 07.04.2023 tarihli tavzih kararları yönünden kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılarak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi konusunda ve dava terditli olduğundan harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konusunda da karar verileceği gözetilerek bir karar vermek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesinin “velâyet değişikliği talebinin reddine” ilişkin hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, kesinleşen konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...tarafların boşanmalarına ilişkin Ankara Batı 6. Aile Mahkemesinin 2020/243 Esas 2020/178 Karar sayılı kararı ile davacı baba ve ortak çocuk arasında yatısız olarak düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz kaldığı, çocuğun yaşı, eğitim süresi, sağlıklı, bedensel ve ruhsal gelişiminin devamı açısından çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin genişleterek yatılı olarak yeniden düzenlenmesinin çocuğun yüksek yararına olacağı..." şeklindeki gerekçe ile kişisel ilişki talebinin kabulü ile; ortak çocuk 09.08.2016 doğumlu ...'ın velâyetinin davacı annede olması nedeniyle, babanın çocukla ile her ayın 1. ve 3. hafta cumartesi sabah 10.00 pazar akşam saat 18.00'e kadar, çocuğun yaşı okul durumu tarafların uygunluğuna göre haftada bir gün hafta içi yatılı olmadan saat sabah 16.00 ile 19.00 arasında, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00 dan üçüncü günü akşam saat 17.00'ye kadar, eğitim dönemi yarı yıl tatillerinin ilk haftası cumartesi günü sabah saat 09.00'dan takip eden cuma günü akşam 17.00'ye kadar, ayrıca her yıl 1 Temmuz sabah saat 09.00'dan, 30 Temmuz akşam saat 17.00'ye kadar, her yıl babalar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 20.00'ye kadar yanına alarak kişisel ilişki kurulmasına, tekli yıllardaki yılbaşılar da 31 Aralık akşamı saat 17.00'de alınıp ertesi gün saat 15.00'de teslim edilmek, tekli yıllarda ortak çocuğun/lar doğum gününde saat 10.00'da alınıp ertesi günü saat 17.00'de teslim edilmek, tekli yıllarda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda saat 09.00'da alınıp, aynı gün akşam 17.00'de teslim edilmek, çocuğun/lar hangi ebeveynde olursa olsun her türlü iletişim vasıtası ile çocuk ile 16.00 ile 19.00 arasında arama ve iletişime geçme hakkının bulunmasına, velâyet ve kişisel ilişkinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren bu hali ile uygulanmasına karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 03.11.2023 tarihli tavzih kararı ile; "...davacı vekili talep dilekçesinde; mahkememizin 2023/532 Esas 2023/674 Karar sayılı ilamının 6 no.lu bendinde "BAM kararı doğrultusunda mahkememizin velâyet değişikliği talebi yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 17.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana verilmesine," şeklinde tashih edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin dilekçesi ve resen yapılan inceleme neticesinde; Mahkememiz 17.10.2023 tarihli 2023/532 Esas 2023/674 Karar sayılı ilamının incelenmesi ile açıkça bir maddî bir hatanın yapıldığı bu nedenle mahkememiz gerekçeli kararın 3.5.6. bendinin sehven yazıldığı ve hükmün taraflara tebliğ edilmemesi sebebiyle düzeltme hasıl olmuş olup..." şeklindeki gerekçe ile mahkemenin 17.10.2023 tarihli 2023/532 Esas 2023/674 Karar sayılı kararının hüküm kısmının 3. bendinde yer alan "velâyetin değiştirilmesi yönünden alınması gereken 269,85 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına," dair hükmün ve 6. bendinde yer alan "BAM kararı doğrultusunda mahkememizin velâyet değişikliği talebi yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana verilmesine," dair hükmün kaldırılmasına, mahkemenin 17.10.2023 tarihli 2023/532 Esas 2023/674 Karar sayılı kararının diğer maddelerin aynen devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında, karşı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiğini, talepleri doğrultusunda kişisel ilişki düzenlenmesini talep ettiklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı anne vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesi ile; kişisel ilişkinin düzenlenmesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, İlk Derece Mahkemesince düzenlenen kişisel ilişki süreleri çocuğun yaşı, okul durumu, babanın işi dikkate alındığında çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekâlet ücretinin tavzih kararı ile kaldırılmasının doğru olmadığını, 03.11.2023 tarihli tavzih kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin asıl kararının ve tavzih kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların kişisel ilişki yönünden itirazlarının incelenmesinde; "...yapılan yargılama ve toplanılan dellilerle, ortak çocuk ile baba arasındaki ilişki, ortak çocuğun yaşının büyümüş olması, alınan sosyal inceleme raporları dikkate alındığında, baba ile ortak çocuk arasında boşanma kararıyla düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz kaldığı bu itibarla, ilk derece mahkemesince davacının terditli talebinin kabulü ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesi isabetli ise de, velâyeti davalı annede bulunan ortak çocuk Mert ’in öğrenim çağında olduğu, küçük ile davacı baba arasında "çocuğun yaşı okul durumu tarafların uygunluğuna göre haftada bir gün hafta içi yatılı olmadan saat sabah 16.00 ile 19.00 arasında" kişisel ilişki kurulması infazda duraksamaya yol açacağı gibi annenin de velâyet görevini gereği gibi ifa etmesini engelleyeceğinden, açık ve infazda duraksama yaratmayacak nitelikte ve daha uygun süreli kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, mahkemece çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kapsamına, "çocuğun hangi ebeveynde olursa olsun her türlü iletişim vasıtası ile çocuk ile 16.00 ile 19.00 arasında arama ve iletişime geçme hakkının bulunması” da dahil edilmiştir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan babanın veya velâyet kendisinde bulunan annenin diğer tarafın çocukla telefon görüşmesi yapmasına ve sair iletişim vasıtaları ile iletişimine engel çıkardığına ilişkin bir delil bulunmadığına göre, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç yoktur. Öte yandan kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan babadır. Anne doğrudan kişisel ilişki günlerinde çocuğu bu ilişkiyi sağlamak üzere hazır etmesi dışında başka bir yükümlülük altına sokulamaz. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan baba, telefonla veya benzer vasıta ve yolla çocuğu ile iletişim kurmak istiyorsa, bunu yapma imkanına sahiptir. Annenin böyle bir yükümlülük altına sokulması doğru olmadığı gibi, bu yöndeki düzenlemeye uyulup uyulmadığının takip ve infazı da mümkün görünmemektedir. Bu husus nazara alınmadan telefonla görüşmenin kişisel ilişkinin kapsamına dahil edilmesi de doğru olmamıştır. Davacı kişisel ilişkinin yetersiz düzenlendiğinden bahisle istinaf itirazında bulunmuş ise de, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu, annenin velâyet görevini yerine getirmesini engellemeyecek nitelikte kişisel ilişki kurulması gerektiği, davalının tavzih kararı yönünden istinaf itirazının incelenmesinde; "...sehven yazıldığı, belirtilen harç ve vekâlet ücretine ilişkin hükmün ancak istinaf kanun yoluna başvurulması halinde düzeltilebileceği...", davacının reddedilen velâyetin değiştirilmesi davasından dolayı davalı lehine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf itirazının incelenmesinde; davacının terditli davasında, asli talebinin (velâyetin değiştirilmesi talebinin) reddi nedeniyle aleyhine harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davacının aleyhe hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik, davalının ise, kişisel ilişki süresi ve 03.11.2023 tarihli tavzih kararına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin ve 03.11.2023 tarihli tavzih kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk Mert ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi sabah 10.00'dan pazar akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00' dan üçüncü günü akşam saat 17.00'ye kadar, eğitim dönemi yarı yıl tatillerinin ilk haftası cumartesi günü sabah saat 09.00'dan takip eden cuma günü akşam 17.00'ye kadar, ayrıca her yıl 1 Temmuz sabah saat 09.00'dan, 30 Temmuz akşam saat 17.00'ye kadar, her yıl babalar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 20.00'ye kadar, tekli yıllardaki yılbaşılar da 31 Aralık akşamı saat 17.00'den ertesi gün saat 15.00'e kadar, tekli yıllarda ortak çocuğun doğum gününde saat 10.00'dan ertesi gün saat 17.00'ye kadar, tekli yıllarda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda saat 09.00'dan aynı gün akşam 17.00'ye kadar "kişisel ilişki kurulmasına, davacı vekilinin 01.11.2023 tarihli tashih/ tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı anne vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kişisel ilişki süresi ve vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, boşanma ilamı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü, 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.