Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3242 E. 2024/5201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Torun ile kişisel ilişki kurulması davasının kabulünün çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki husumetin torun ile kişisel ilişki kurulmasına engel teşkil edecek boyutta olmadığı ve kurulan kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz etkilemeyeceği değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2131 E., 2024/252 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/556 E., 2023/63 K.

Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacıların kızının evli olduklarını ancak davalının yaptığı trafik kazasında 21.07.2019 tarihinde kızlarının vefat ettiğini, davacıların kızının vefatı sonrası davalının davacıların torunları Beren ile iletişim kurmalarında ve görüşmelerinde zorluk çıkardığını, bazen de engellediğini, küçüğün davacıların da sevgi ve şefkati ile büyümesinin menfaatine olduğunu, davacıların kızlarının vefatı sonrası torunlarını görememekten üzüntü duyduklarını belirterek davacılar ile küçük Beren arasında haftanın üç günü Mahkemenin belirleyeceği gün ve saatlerde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının kullandığı araç ile trafik kazası geçirdiklerini, eşinin vefat ettiğini, bu olaydan sonra çocuk ile davacıların görüşmesine rıza gösterdiğini, davacıların aile apartmanında ikamet ettiğini, pandemi koşullarını dikkate almadıklarını, bu nedenle çocuğu davacılara göndermek istemediğini, davacıların gelip çocuğu gördüğünü, önceleri bu durumu anlayışla karşıladıklarını, davacıların kızlarının ölümünden davalıyı sorumlu tuttuklarını, davalıyı ölümle tehdit ettiklerini, tehdit ettikten sonra çocuğu ısrarla kendi evlerine götürmek istediğini, davacıların evinde av malzemesi ve silahların bulunduğunu, bunların çocuk için tehlike yaratacağını, davacıların davalı aleyhine manevî tazminat davası açtıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini tale etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların bir süredir torunları ile sağlıklı iletişim kuramadıkları, taraflar arasında davacıların kızlarının davalının yaptığı trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle husumet oluştuğu ve davacı dedenin davalıya karşı olumsuz tutumlar sergilediği, bu nedenle taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğu, çocuğun babası davalı ile davacılar arasında bulunan husumetin davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel olacak derecede olmadığı gibi kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği veya onun zararına olacağı yönünde bir kanıt bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile "...davacılar ile Beren arasında her ayın 1. ve 3.haftası Cumartesi günü saat 10:00'dan aynı gün saat 16:00'a kadar, dini bayramların üçüncü günü saat 10:00'dan aynı gün saat 16:00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, davacılara kişisel ilişki kurulması sırasında çocuğun bulunduğu yerde silah bulundurmamaları konusunda hassasiyet göstermeleri gerektiğinin ihtarına, ihtarın gerekçeli kararın davacılara tebliği ile yapılmış sayılmasına..." karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kurulan kişisel ilişkinin süresinin az olduğunu belirterek kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların kızlarının ölümünden davalıyı sorumlu tutmaları nedeniyle bu durumdan çocuğun psikolojisinin etkilenebileceğini, evlerinde tüfek olmasına rağmen kişisel ilişkinin kurulmasının hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulünün dosya kapsamına ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 325 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.