Logo

2. Hukuk Dairesi2024/398 E. 2024/8781 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının boşanma davasından vazgeçme beyanının usulüne uygun olup olmadığı ve boşanma davasının kabul şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadının mahkeme huzurunda boşanma davasından vazgeçtiğine dair beyanda bulunduğu ve bu beyanın usulüne uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2026 E., 2023/1714 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/535 E., 2021/503 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince iki davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; aralarında sürekli sorun olduğu, geçinemedikleri, birbirlerine sevgi ve saygılarının kalmadığı, davalıyla evlendiklerinde eşi adına arsa aldığı, aldığı mobilya taksitinin geçmiş 2 taksitini verdi diye eşinin kendisine ağza alınmayacak şekilde hakeret ettiği, o tarihte resmi nikahlarının olmadığı, 2. çocuk doğduktan sonra da eşinin hakaretlerine devam ettiği, 2008 yılında yaptırdıkları eve taşındıkları, evi beğenmediği, gene kendisine hakaret ve küfürler ettiği 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; eşinin hem kendine hem de çocuklarına şiddet uyguladığı, hakaretler ettiği, kemerle dövdüğü, kapı dışarı ettiği, son dönemlerde maddî ve manevî anlamda eve hiçbir katkısının olmadığı, "Suriyeli birisi ile evleneceğim, artık sizi istemiyorum, sizin gibi insanlar hayatımda yok" gibi sözler söylediği, "adliyede benim dediğimin dışına çıkarsan" diyerek kendisini tehdit ettiği, eve zincirle asmakla tehdit ettiği, evin merdiven boşluğuna zincir bağladığı, bu yüzden boşanmak istediğini evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyet hakkının anneye verilmesine, kadın ve ortak çocuk için yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte kadın için yoksulluk, ortak çocuk için iştirak nafakası olarak aylık 1.000,00 TL nafaka ile boşanma nedeni ile 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın, davacı- davalı erkekten alınarak, davalı- davacı kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dosya kapsamına göre, eşler arasında uzun zamandır geçimsizlik olduğu, bir süre nikahsız olarak yaşadıkları, bu dönemde ...'un eşi adına arsa aldığı, sonrasında yarısının adına devredildiği, daha sonra bu evi baskılarla eşine sattırdığı, boşanma konusunda eşine baskı yaptığı, tehdit ettiği, davalı- davacının ablası ortak eve geldiğinde ona da saldırdığı, hakaretler ettiği, evin girişine zincir astığı, sürekli kavga çıkarttığı, evi ile yeterince ilgilenmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu, davasının reddi gerektiği, kadının ise açtığı davadan vazgeçtiği belirtilerek; taraflarca açılan boşanma davalarının reddine, kadın için aylık 300,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar davacı- davalı erkekten alınarak, davalı-karşı davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin boşanma davası yönünden verilen karara bir diyeceklerinin olmadığı, karşı dava yönünden, mahkemece 15.04.2021 tarihinde davalı-karşı davacı kadının, korku, telaş ve heyecanla vermiş olduğu beyanının gerekçe yapılarak karar oluşturulduğu, bu beyanın kadının gerçek iradesini göstermediği, erkeğin baskısıyla bu yönde beyanda bulunulduğu, erkeğin hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediği, erkeğin kadına, çocuklarına şiddet uyguladığı, ağza alınmayacak küfürler ettiği, kadını ve çocukları kemerle dövdüğü, kapı dışarı ettiği, maddî ve manevî hiçbir katkı sağlamadığı, erkeğin kusurlu olduğu belirterek, İlk Derece Mahkemesince karşı dava yönünden verilen kararın kaldırılarak, karşı davanın talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,tüm dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde; davalı- davacı kadın tarafından 15.04.2021 tarihli celsede "ben boşanmak istemiyorum, bu nedenle boşanma yönünden açtığım davadan vazgeçiyorum" içerikli beyanda bulunulduğu ve bu beyanın altını imzaladığı, davacı-davalı tarafından, vazgeçme talebinden bir diyeceklerinin olmadığının beyan edildiği, belirlenen bu duruma göre davalı- davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından usulüne uygun olarak vazgeçildiği, İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddesi uyarınca davalı- davacı kadın tarafından, açılan karşı boşanma davasının, açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın vazgeçme sebebi ile reddine karar verilmesinin, toplanan delillere usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından; davalı- davacı kadının, istinaf başvurusunun bu yönden kabulüne, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, 2 nolu hüküm fıkrasının tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca yeniden düzenleme yapılması gerektiğinden, davalı- davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca açılan boşanma davasının, davadan usulüne uygun vazgeçme nedeni ile 6100 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesine kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesi istemi yönünden, istinaf başvurusunun konusunun kalmadığı anlaşıldığından; kadının bu yöndeki istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin boşanma davası yönünden verilen karara bir diyeceklerinin olmadığı, karşı dava yönünden, mahkemece 15.04.2021 tarihinde davalı- davacı kadının, korku, telaş ve heyecanla vermiş olduğu beyanının gerekçe yapılarak karar oluşturulduğu, bu beyanın kadının gerçek iradesini göstermediği, erkeğin baskısıyla bu yönde beyanda bulunulduğu, erkeğin hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediği, erkeğin kadına, çocuklarına şiddet uyguladığı, ağza alınmayacak küfürler ettiği, kadını ve çocukları kemerle dövdüğü, kapı dışarı ettiği, maddî ve manevî hiçbir katkı sağlamadığı, erkeğin kusurlu olduğu belirterek, İlk Derece Mahkemesince karşı dava yönünden verilen kararın kaldırılarak, karşı davanın talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının davasından vazgeçme beyanının usulüne uygun olup olmadığı, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 123 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ncı maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.