"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/677 E., 2024/252 K.
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1443 E., 2021/1297 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı -davalı erkek vekili tarafından kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve maddî tazminat yönünden; davalı -davacı kadın vekili tarafından ise manevi tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası miktarı ve nafakaya artış uygulanmaması yönünden temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulüne, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından velâyet dışında hükmün bütünü yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile kadın lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının düşük olduğu belirtilerek kadın yararına 80.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği belirtilerek kadının manevî tazminat talebinin reddine, tarafların sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm yukarıda sınırlandırıldığı şekilde taraflarca temyiz edilmiştir.
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma sebebiyle manevî tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın, kusursuz veya diğer tarafa göre az kusurlu olması ve boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekir (TMK m. 174/2). Türk Medeni Kanunu’nun 185 maddesi uyarınca eşler, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat ve dayanışma yükümlülüğüne sahiptir. Eşin, diğer hastalığında gerekli ilgiyi göstermemesi, kişilik haklarını zedeleyen ve manevî zarar doğuran bir duruma yol açmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen “ erkeğin eşinin hastalığına gerekli ihtimamı göstermeyerek yeterli desteği sağlamama ” kusurunun kadının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde ve manevî tazminatı gerektirir nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğuna ve gerçekleşen kusuru da kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğuna göre somut olayda kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu isteğin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Bölge Adliye Mahkemesince karar gerekçesinde tarafların yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği, hükmün birinci bendinde de tarafların yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen hükmün ikinci bendinde “davalı-davacı kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan kabulü ile” denilmek ve kararın hüküm kısmında yoksulluk nafakasına ilişkin bir hüküm kurulmayarak gerekçe ile hüküm arasında "yoksulluk nafakası" yönünden çelişki yaratılmıştır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince "yoksulluk nafakası" yönünden hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmadan, 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kadın yararına, yoksulluk nafakası yönünden taraflar yararına BOZULMASINA, yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtilen bozma sebebine göre taraf vekillerinin kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının esası ve miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere her iki taraf vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.