"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/37 E., 2023/277 K.
KARAR : Bozmaya uyularak yeniden hüküm kurma
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kendisini başka erkekler ile aldattığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin başka bir kadınla aynı çatı altında yaşadığını belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 03.06.2015 tarih ve 2011/255 Esas, 2015/281 Karar sayılı kararıyla; kadının sadakatsizlik taşıyan hal ve tavırlar sergilediği, tanığın beyanlarına göre zina fiilini bir kaç kez gerçekleştirdiği, erkeğin kusurunun bulunmadığı, kadının tam kusurlu olduğu, kadının tanığı Belgin G.'nin adresinin yurt dışı olması, işbu tanığın tarafların ortak çocuğu olduğu, daha önce ceza dosyasında dinlendiği göz önüne alınarak ceza dosyasındaki ifadesi yetinilerek yeniden dinlenmesinin yargılamanın uzamasına neden olacağı dikkate alınarak belirtilen tanığın dinlenmediği gerekçesiyle 4271 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili tarafından manevî tazminatın miktarı yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise davanın kabulü, tedbir nafakası hakkında hüküm kurulmaması, hükmedilen manevî tazminat, vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 22.06.2017 tarihli, 2017/2042 Esas, 2017/8041 Karar sayılı kararı ile kadının tanığı olan Belgin G.'nin beyanının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama devam ederken kadın tarafından boşanma davası açıldığı, eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, tanık Belgin'in ve birleşen dosya tanıklarının dinlendiği, asıl davada dosya kapsamından sadakatsiz davranışlarda bulunan kadının ağır; kadına hakaretleri sabit olan erkeğin ise hafif kusurlu olduğu, birleşen davada ise erkeğin zinası ispatlandığından bu dava yönünden erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin asıl davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına 30.000,00 TL manevî tazminata; kadının birleşen davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 80.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın açılmasından 8 sene sonra erkeğin imam nikahı kıyarak bir kadınla yaşamaya başladığını, aradan geçen süre göz önüne alındığında erkeğin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle birleşen davanın kabulünün hatalı olduğunu belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın ispatlanamadığını, bu nedenle reddi gerektiğini, aleyhe hükmedilen tazminatın kaldırılması gerektiğini, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, her iki davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, bozma ilamı sonrası 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı olarak kadın tarafından açılan boşanma davası, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak erkek tarafından açılan asıl dava ile birleştirilerek görülmüş olup asıl ve birleşen davaların her ikisinin de kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Her iki boşanma davasında, bu davaların esasını oluşturan "boşanma" talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması yerinde olmakla birlikte, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı asıl boşanma davası için ayrı, zina sebebine dayalı birleşen boşanma davası için ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda her bir dava türü(özel/genel boşanma sebebine dayalı davalar) için ayrı ayrı hüküm kurulması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'î konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 175 inci maddesine aykırı düşer.
O halde, somut olayda her iki boşanma davasındaki deliller birlikte değerlendirilerek, tüm kusurlu davranışlar birlikte ele alınıp, taraflar için bir kez kusur oranı belirlendikten sonra, tarafların maddi-manevi tazminat talepleri konusunda, bir kez hüküm kurulması gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı asıl boşanma davasında ayrı, zina sebebiyle açılan birleşen boşanma davasında ayrı kusur oranı belirlenip, her iki tarafın maddi-manevi tazminat talepleri hakkında iki ayrı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.