Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4403 E. 2024/3828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı açılan boşanma davalarında, kusurun belirlenmesi, erkeğin davasının kabulünün ve kadına manevi tazminat ödenmesinin gerekip gerekmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, mahkemece bozma kararına uygun hüküm kurulduğu ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin bozma için yeterli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/347 E., 2022/825 K.

KARAR : Her iki boşanma davasının kabulüne

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece her iki boşanma davasının kabulüne, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı- karşı davacının on bir yıllık evli olduklarını, taraflar arasında cinsel uyumsuzluk nedeniyle evliliklerinin yolunda gitmediğini, tarafların bu soruna bir çare bulamadıklarını, bu olay nedeniyle tarafların birbirine yabancılaştığını, son olarak müvekkilinin 22.06.2011 tarihinde evi terk etmiş olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı davalı- karşı davacının evliliğinden beri almış olduğu maaşın büyük kısmını annesi, babası ve kardeşlerine, çekmiş olduğu kredileri yine aynı kişilere gönderdiğini, erkeğin defalarca randevu aldığı halde tedaviye yanaşmadığını, sorunun cinsel sorun olmadığını, karşı davalının serbest yaşamak istediğini belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, faizi ile 10.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.12.2012 tarihli 2011/448 Esas, 2012/851 Karar sayılı kararıyla; kadının cinsel birleşmenin gerçekleşmemesinde fiziksel olarak olmasa bile psikolojik olarak rahatsızlığının bulunduğu, bu durumun farkında olmasına rağmen bu güne kadar gerekli tıbbi ve psikolojik desteği almadığı, erkeğin de her ne kadar bu durum karşısında eşine karşı gerekli hassasiyeti tam olarak göstermediği anlaşılmış ise de; cinsel birleşmenin yaşanmasında asıl kusurlu tarafın kadın olduğu ve on iki yıl gibi uzun bir süre boyunca cinsel birleşmenin yaşanamamasının eşler arasında kaçınılmaz bir şekilde birbirine karşı soğumayı meydana getirdiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 27.05.2013 tarih ve 2013/2297 Esas, 2013/14426 Karar sayılı kararıyla; "...yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı- karşı davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı- karşı davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında aşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı- karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır" gerekçesiyle hükmün bozulmasına sair yönlere yönelik temyiz itirazlarını şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.11.2013 tarihli, 2013/751 Esas, 2013/1097 Karar sayılı kararıyla, boşanma konusunda bozma olmadığından boşanma hükmü kesinleşmiş olmakla karşılık davada boşanma yönünde karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının maddî tazminat talebinin kabulüne, kadın yararına 1.5000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.03.2014 tarih ve 2014/4982 E., 2014/7165 K. Sayılı kararıyla "Mahkemenin davacı-davalı kocanın davasının kabulü, davalı- karşı davacı kadının davasının reddine yönelik 07.12.2012 tarihli ilk hükmü, davalı- karşı davacı kadının temyizi üzerine Dairemizin 27.05.2013 tarihli, 2013/2297 esas, 2013/14426 karar sayılı ilamı ile, ilamda yazılı sebeplerle '... kadının da boşanma davasının da kabulü...' gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma sebebine göre davacı-davalı kocanın boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizin bu bozma kararı ile ilk verilen hüküm tamamen ortadan kalkmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyularak oluşturulan ikinci kararda davacı- karşı davalı kocanın boşanma davası hakkında hüküm kurulmayarak, 'boşanma konusunda bozma olmadığından boşanma hükmü kesinleşmiş olmakla karşılık davada boşanma yönünde karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu açıklama karşısında mahkemece yapılacak iş her iki tarafın boşanma davası ve fer'ileri hakkında yeniden hüküm oluşturmaktan ibarettir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C.Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece 24.10.2014 tarihli, 2014/350 Esas, 2014/240 Karar sayılı kararıyla, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, kadın yararına faziyle 10.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 20.02.2015 tarih ve 2015/1248 E., 2015/2396 K. sayılı kararıyla; "...davacı-karşı davalı (koca)'nın birlik görevlerini yerine getirmediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, davalı-karşı davacı (kadın)'da ise vajinismus (cinsel işlev bozukluğu) saptandığı ve tedavisi için gerekli girişimlerde bulunmadığı, bu sebeple taraflar arasında cinsel ilişkinin kurulamadığı, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Olayların akışı karşısında her iki taraf da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında tarafları bir arada yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-karşı davalı (koca)'nın boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır" gerekçesiyle oy çokluğuyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1.Mahkeme, 14.07.2015 tarih ve 2015/161 Esas, 2015/291 Karar sayılı kararıyla; önceki kararda direnilmesine, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, davacı-davalı erkeğin temyizi üzerine Dairemizce bozma ilamı yerinde görülerek dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/2-2652 Esas, 2017/1470 Karar sayılı kararıyla; direnme olarak adlandırılan hükümde önceki karardan farklı olarak her iki boşanma davası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, manevî tazminatın miktarının da değiştirildiği, bu açıklamalar karşısında mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu, hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu belirtilerek yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

3.Dairenin 07.03.2022 tarih ve 2022/1737 Esas, 2022/2070 Karar sayılı ilamıyla; hükmün gerekçe kısmında davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulüne karar verilip, hüküm kısmında hangi davanın kabul edildiği hangisinin reddedildiği açıklanmadan sadece tarafların boşanmalarına karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında yaratılan bu çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı karşı davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, birlikte yaşamaktan kaçındığı, davalı karşı davacı kadının ise vajinismus (cinsel işlev bozukluğu) saptandığı ve tedavisi için gerekli girişimlerde bulunmadığı, bu sebeple taraflar arasında cinsel ilişkinin kurulamadığı, gerçekleşen olaylar karşısında tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; kararın önceki bozma ilamları ile çeliştiğini, erkeğin boşanma gerekçesinin samimi olmadığını, erkeğin kusurlu olduğunu ve manevî tazminat ödemesinin zorunluluk olduğunu belirterek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur ve reddedilen manevî tazminat yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuş ise de verilen süre içerisinde temyiz harç ve giderleri yatırılmadığından 12.03.2024 tarihinde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, ek karara karşı temyiz yoluna başvurulmamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı ve kadın yararına manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı- karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.