Logo

2. Hukuk Dairesi2024/536 E. 2024/8287 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkeğin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü zina sebebine dayalı boşanma talebinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından değerlendirilmeden, dava dilekçesinde açıkça bu sebebe yer verilmediği gerekçesiyle ilgili hükmün kaldırılmasının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Maddî olayları açıklamak taraflara, olayları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit edip uygulamak ise hakime ait olduğu, erkeğin ıslah dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 161. maddesine dayalı boşanma talebinde bulunduğunun açık olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/216 E., 2023/1181 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/914 E., 2022/1491 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde; kadının erkeği aldatıyor olduğunu, çocuklarla ilgilenmediğini, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 2.000,00 TL nafakaya, 50.000,00 TL maddî, 50.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş olup vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile de dava dilekçesinde vakıaların ve delillerin eksik belirtilmiş olduğunu, bu nedenle ıslah ettiklerini, taraflar arasında görülen ve ret ile sonuçlanan boşanma davasının 08.12.2015 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmediklerini, bunun yanında kadının aldatması nedeniyle boşanma kararı verilmesini istediklerini, kadının ... B. isimli kişi ile ilişkisinin olduğunu, bunun dışında kadının ortak çocuklara sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, aile düzenine önem vermediğini, erkeğe psikolojik baskı uyguladığını, tarafların 7 yıldır ayrı yaşadığını, başkalarının yanında erkeğe hakaret ederek küçük düşürdüğünü, tehdit ettiğini belirterek davanın kabulü ile tarafların aldatma, evlilik birliğinin temelden sarsılması ve fiiili ayrılık nedenlerine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin ... isimli bir kadınla yaşadığını, kadına hakaretler ettiğini, evden kovduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin bıçak ve diğer aletleri izinsiz taşımak ve tehditten ayrıca kadını yaralamaktan ceza aldığını, devamlı surette suça karıştığını, farklı zamanlarda farklı kişilerle duygusal münasebet kurduğunu, eve bakmadığı için kadının temizliğe giderek geçimi sağladığını belirterek karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede, asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 166 ıncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarına dayalı olarak açıldığı, 161 inci maddeye dayalı zina iddiasının ispatlanamadığı, 166 ncı maddenin son fıkrasına dayalı boşanma talebinin koşullar oluştuğundan kabulü gerektiği, 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma talebi açısından ise kadının çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenmediğinin, erkeğe hakaretler ettiğinin, sosyal medya üzerinden başka bir erkekle görüşerek sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilediğinin sabit olduğu; karşı dava bakımından yapılan incelemede ise, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve166 ıncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açıldığı, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı boşanma talebinin ispatlanamadığı, 161 inci maddesine dayalı talebinin ise erkeğin tanığının beyanı ve ceza dosyasındaki beyanlar incelendiğinde ispatlandığı, erkeğin başka bir kadınla yaşadığının sabit olduğu, özel boşanma sebebinin ispatlanmış olması nedeniyle 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma talebi hakkında hüküm kurmaya yer olmadığına kanaat getirildiği, sonuç olarak zina eylemini gerçekleştiren, kadına şiddet uygulayan ve küfür eden erkeğin kadına göre ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davada 161 inci maddeye dayalı boşanma talebinin reddine, asıl davada 166 ıncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarına dayalı boşanma taleplerinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davada 162 nci ve 163 üncü maddelere dayalı boşanma talebinin reddine, 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 161 inci maddesine dayalı boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 400,00TL tedbir ve 500,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00TL tedbir ve 500,00TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının aldattığının sabit olduğunu, bu nedenle davanın reddi kararının hatalı olduğunu, kadının çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, çocukları iki yıldır göstermediğini, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin artırılması gerektiğini, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarının haksız olduğunu, kadının kusurlu olduğunun sabit olduğunu, erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek zinaya dayalı davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde açıkça zina sebebine dayalı boşanma davası bulunmadığından zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine ilişkin hüküm tesisinin hatalı olduğunu, esasen kadın yönünden de zina koşullarının oluşmasına rağmen erkeğin zina nedenine dayalı açıkça boşanma davası bulunmadığından tarafların eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilmeleri gerekirken kusur gerekçesinde çelişkiye düşülerek kadın tam kusurlu kabul edilip erkeğe de kusurlar yüklenilmesinin yerinde görülmediği, velâyet hususunda değişen koşulların göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine, hükmedilen tazminatlara, velâyet, kişisel ilişki ve buna bağlı tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine dair hükmün kaldırılmasına, eşit kusur nedeniyle kadının tazminat taleplerinin reddine, velâyet, kişisel ilişki ve buna bağlı tedbir ve iştirak nafakaları hakkında açıklanan şekilde rapor tanzimi, gerek duyulduğu takdirde idrak çağındaki çocuklar da dinlenilerek eksikliklerin ikmali için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; zinaya dayalı dava açtıklarını ve zinanın ispatlanmış olduğunu, bu nedenle zinaya dayalı davanın kabulü gerektiğini, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek zinaya dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu olduğunun sabit olduğunu, eşit kusur tespitinin hatalı olduğunu, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin zinaya dayalı davası, kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci, 166 ncı maddesinin birinci ve son fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında, davacı-davalı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına, davalı-davacı kadın tarafından ise aynı Kanun'un 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı-davalı erkek tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile de aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve sonuncu fıkralarına ve "aldatma" fiiline dayanılarak boşanma talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, erkeğin "aldatma" fiiline dayalı boşanma talebi zinaya dayalı boşanma talebi olarak değerlendirilmiş olup kurulan hükümde; erkeğin 161 inci, kadının ise 162 nci ve 163 üncü maddelere dayalı boşanma taleplerinin reddine, kadının 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin davasının 166 ncı maddenin birinci fıkrasına dayalı olarak, kadının davasının ise 161 inci maddesine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Karar, davacı-davalı erkek tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, kusur belirlemesi ve fer'i talepler yönünden karar değiştirilmekle birlikte, erkeğin 161 inci maddeye dayalı boşanma talebi bulunmadığından redde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle buna ilişkin hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. Her ne kadar, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin zinaya dayalı davası bulunmadığından İlk Derece Mahkemesinin buna ilişkin hükmünün kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddî olayları açıklamak taraflara; ileri sürülen olayları hukuken nitelemek, uygulanacak Kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Erkek vekilinin ıslah dilekçesini sunduktan sonra yapılan ön inceleme duruşmasındaki beyanı ve ıslah dilekçesi incelendiğinde, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı boşanma talebinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, erkeğin zinaya dayalı boşanma talebi hakkında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hükmün kaldırılması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı erkek yaranına BOZULMASINA, bozma sebebine göre erkeğin sair, kadının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.