Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5791 E. 2024/6479 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmış anne ile velayeti babada olan çocuk arasında yeniden düzenlenen kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanabilir hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve gerekçelerine göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/784 E., 2024/879 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/37 E., 2023/839 K.

Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09.02.2010 tarihinde boşandıklarını, ortak çocuk Merve'nin velâyetinin babaya verildiğini, çocuk ile anne arasında aynı ve farklı mülki hudutlar dahilinde olup olmamalarına göre, ayrım yapılmak suretiyle kişisel ilişki tesisine karar verildiğini, davalının 2014 yılında çocuğu da alarak farklı bir şehre taşındığını, bu şekilde anne ile çocuk arasındaki ilişkinin fiilen engellendiğini, boşanma sırasında çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişki yetersiz olduğu gibi, müvekkilinin 2014 yılından beri ortak çocukla kişisel ilişki kuramadığını belirterek, önceki kişisel ilişkinin kaldırılarak çocuk ile anne arasında talepleri doğrultusunda yeniden kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı yargılama sırasında; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulü ile, velâyeti babaya verilen küçük ile davalı annenin farklı mülki hudutlar içerisinde oturmaları halinde her yıl dini bayramların 2 nci günü saat 08.00' den 3 üncü günü saat 17.00' a kadar ve her yıl Temmuz ayının 1-31 günleri arası görüşmeleri ve bulundukları yerden yanına almak hakkı da dahil olmak üzere kişisel ilişki kurulmasının devamına, her ayın 1 inci ve 3 üncü haftası cuma günleri saat 18.00 ile 20.00 arasında sesli ve görsel iletişim yoluyla ortak çocuğun kullanımında olan 0531 304 02 20 nolu telefon ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun eğitim ve sağlık hususunda okul ya da sağlık kuruluşundan annenin bilgi edinme ve ziyaret hakkının olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz miktarda ayrıca infazı da mümkün olmayacak şekilde verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;"TMK 323.maddesi uyarınca ana ve babadan her biri boşanma davasında velayeti kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesine ilişkin mahkeme kararları kesin hüküm oluşturmaz. Gerek ana babanın, gerekse çocuğun koşullarının değişmesine bağlı olarak kişisel ilişki her zaman tamamen veya kısmen değiştirilebilir. Kişisel ilişki kurulurken öncelikle çocuğun güvenliği gözetilmeli, bununla birlikte kurulan ilişki analık babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte, infazda tereddüte yer vermeyecek açıklıkta, infaz kabiliyetine haiz olmalıdır.Taraflarca özellikle bir talep olmadığı taktirde, günümüz ulaşım koşulları da dikkate alınarak kişisel ilişki tesis edilirken, aynı yer-farklı yer ayrımı yapılmamalıdır. Bu açıklama ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; çocuk ile anne arasında boşanma sırasında kurulan şahsi ilişkinin dava tarihi itibariyle yetersiz kaldığı, bilirkişi tarafından düzenlenen 24.04.2023 tarihli raporda anne ile müşterek çocuk Merve arasında iletişim kurulmasında, yatılı iletişim olanaklarının arttırılmasında çocuk açısından fayda bulunduğunun belirtildiği, 18.07.2007 doğumlu olduğu anlaşılan müşterek çocuk Merve'nin ergin olmasına kısa bir süre bulunduğu hususları da gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken talep olmadığı halde aynı yer farklı yer ayırımı yapılarak annelik duygularını tatmine elverişli olmayan infazda tereddüte sebebiyet verecek hükümler içerir şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile davacı anne ile velâyeti babaya verilen ortak çocuk Merve arasında Sındırgı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 09.02.2010 tarih 2010/26 E., 2010/5 K. sayılı boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişki tesisinin kaldırılmasına, çocuk ile anne arasında her ayın 1 inci ve 3 üncü Cumartesi günü saat 09.00’dan pazar günü saat 18.00’a kadar, dini bayramların 2 nci günü saat 09.00’dan 3 üncü günü saat 18.00’a kadar, sömestr tatillerinin ilk haftası Cumartesi sabah saat 09.00'dan takip eden Cuma günü akşam saat 18.00'a kadar ve her yıl yaz tatillerinde 1 Temmuz günü saat 10.00’dan 31 Temmuz saat 18.00’a kadar çocuğun anne tarafından alınıp anne tarafından bırakılması suretiyle kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun eğitim ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında idarenin belirleyeceği uygun yer ve sürede bir görevli yanında kişisel ilişki kurma kapsamında anneye bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, çocuğun anneye aşırı tepkili olduğunu ve görüşmek istemediğini, gerekli önlemler alınmadan kişisel ilişki süresinin genişletildiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuk ile anne arasında yeniden düzenlenen kişisel ilişkinin dosya kapsamına ve çocuğun üstün menfaatine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 324 ncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından verilen temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.