Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5957 E. 2024/5803 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çocuğun mutat meskeni olan Avusturya'ya iadesi için açılan davada, iade şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun Türkiye'de iki yılı aşkın süredir annesi ile birlikte yaşadığı, okula gittiği, Türk kültürüne uyum sağladığı ve mevcut düzeninden memnun olduğu, iadesi halinde ise anne sevgisinden mahrum kalarak ruhsal risk altında kalabileceği gözetilerek, çocuğun üstün yararı gereği iade talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/312 E., 2024/514 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Küçükçekmece 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/562 E., 2023/982 K.

Taraflar arasındaki mutat meskene iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı baba ve ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı baba ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... 02.09.2022 tarihli davaname ile;Türk vatandaşı olan davacı ve davalının evliliklerinden dünyaya gelen 16.11.2013 Avusturya doğumlu Türkiye vatandaşı ... isimli çocuğun 04.08.2021 tarihinde babası olan davacının bilgisi ve rızası dışında annesi olan davalı tarafından Türkiye'ye getirildiği ve bu tarihten bu yana Türkiye'de alıkonulmakta olduğu ifade edilerek mutat meskeni olduğu iddia edilen Avusturya'ya iadesi için Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki ve Vechelerine Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca gerekli işlemlerin başlatılmasının talep edildiğini belirterek bu konuda bir karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı baba davalının iddialarının doğru olmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı babanın çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalı annenin çocuğu kurtarmak için Türkiye`ye geldiğini, taraflar arasında boşanma davası olduğunu, babanın çocuk ile kişisel ilişki talep etmediğini, amacının anneye eziyet çektirmek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, idrak çağında olan ortak çocuğun aşamalardaki beyanlarında ısrarla Türkiye'de annesi ile birlikte kalıcı olarak yaşamak istediğini, mevcut kurulu düzeninden ve yaşantısından memnun olduğunu ve bir şeyi değiştirmek istemediğini, aksilik yaşaması doğrultusunda okuldaki PDR servisine anlatabileceğini, 4.sınıfta öğrenimine devam ettiğini ve derslerinin iyi olduğunu beyan ettiği göz önüne alındığında çocuğun beyanlarına üstünlük tanınması gerektiği, ayrıca düzenlenen sosyal inceleme raporuyla çocuğun Türkiye'deki yaşantılarına alışmış olduğu, çocuğun anne yanında Türkiye'de yaşamaktan mutlu olduğu, davalının dinletmiş olduğu tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere 2 yılı aşkın süredir Türkiye'de yaşadıkları, davacı ve ortak çocuğun Avusturya'dan davacının göstermiş olduğu şiddet üzerine kaçtıklarının sabit olduğu, çocukların beyanlarına üstünlük tanınarak itibar edilmesi gerektiği, çocuğun psikolojik gelişiminin olumsuz etkilenmemesi için alıştıkları ortamda annesiyle yaşamasının çocukların üstün yararının menfaatine uygun olduğu, küçüğün iadesine karar verilmesi halinde yetişme çağında ihtiyacı olan anne sevgi ve şefkatinden mahrum kalacak olması çocuğun fiziki ve psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı, çocuğun yaşı gereği annesinden ayrılmasının Sözleşmenin 13/b maddesi anlamında ruhsal risk oluşturduğu, dosya kapsamında sunulan sosyal inceleme raporu ile mahkememizce çocuğun dışarıdan almış olduğu psikolojik desteğe ilişkin doktor Ayça Konik tarafından hazırlanan görüş yazısı da değerlendirildiğinde iadeden kaçınmayı iadeden kaçınmayı gerektirecek vahim bir durumun varlığının kabul edilmesinin gerekli olduğu, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca tarafların ortak çocuklarının iadesi koşullarının bulunmadığı kanaatine varılmakla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2010/2-628 E. 2010/693 K. 22/12/2010 tarihli kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen kararlar dikkate alındığında Lahey Sözleşmesi uygulanırken hem anne hem baba hem de çocukların menfaatleri gözetilmesi gerekse de öncelikli olarak çocukların yüksek menfaatinin gözetilmesi gerektiği, sosyal inceleme raporunda belirtildiği üzere müşterek çocuğun anne ile yaşamak istediği, etki veya yönlendirme altında olmadığı, küçüğün Türkiye'de okula devam ettiği, Türk kültür ve sosyal yaşantısına uyum sağladığı, mevcut düzeninde herhangi bir ihmal veya istismara maruz kalmadığı ve mevcut düzeninin korunmasının ortak çocuğa olumlu etki edeceği gerekçesi ile iade talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... ve davacı baba vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ...; kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı baba vekili; uzun sürede yargılama yapıldığını, taleplerinin değerlendirilmediğini, iadenin çocuğun menfaatine uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Türk vatandaşı olan baba ile annenin 28.01.2012 tarihinde evlendikleri, 16.11.2013 Avusturya doğumlu ... adında ortak çocukları olduğu, çocuğun mutat mesken devletinin Avusturya olduğu, anne ile ortak çocuğun Avusturya'dan erkeğin göstermiş olduğu şiddet nedeniyle kaçtıkları, 2 yılı aşkın süredir Türkiye'de annesi ile birlikte yaşayan ve Türkiye'de okula giden 2013 doğumlu idrak çağındaki ortak çocuğun beyanlarında ısrarla Türkiye'de annesi ile birlikte kalıcı olarak yaşamak istediği, çocuğun mevcut kurulu düzeninden ve yaşantısından memnun olduğu ve bir şeyi değiştirmek istemediği, küçüğün iadesine karar verilmesi halinde yetişme çağında ihtiyacı olan anne sevgi ve şefkatinden mahrum kalacak olması çocuğun fiziki ve psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı, çocuğun yaşı gereği annesinden ayrılmasının ruhsal risk oluşturduğu, iadeden kaçınmayı gerektirecek vahim bir durumun varlığının kabul edilmesinin gerekli olduğu, ortak çocuğun davalı anne yanında kalmaya devam etmesi gerektiğinden iade talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... ve davacı baba vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. ...; kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı baba vekili; uzun sürede yargılama yapıldığını, taleplerinin değerlendirilmediğini, iadenin çocuğun menfaatine uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, çocuğun mutat meskeni olan Avusturya ülkesine iade şartlarının oluşup oluşmadığı, davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun'un (5717 sayılı Kanun) 7 nci, 9 uncu ve 24 üncü maddeleri, 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yönlerine Dair Lahey Sözleşmesinin 12 nci, 13 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekili ve savcılık tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.