Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6098 E. 2024/7792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş boşanma kararından sonra eşin doğum yapması üzerine, hamileliğin gizlenmesi nedeniyle yargılamanın iadesi (yenilenmesi) talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davası devam ederken eşin hamilelik durumunu gizlemesinin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında tanımlanan "hile" kapsamında değerlendirilemeyeceği ve yargılamanın iadesi için gerekli şartların oluşmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/748 E., 2024/409 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/122 E., 2023/120 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili tarafından sunulan 25.10.2022 tarihli yargılamanın yenilenmesini içerir dilekçede özetle; taraflar arasında mahkemede bulunan 2017/159 Esas sayılı boşanma dava sonucunun 05.10.2022 tarihinde kesinleştiğini, davacı ...'nın 24.12.2019 tarihinde ... adında bir çocuk dünyaya getirdiğini, davacının 02.04.2019 ve 13.06.2019 tarihli celselerinde hamile olduğunu ancak bu durumu gizleyerek mahkemeyi yanılttığını, akabinde müvekkil tarafından İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi'nin 2021/106 Esas sayılı dosyasında nesebin reddi davasının açıldığını, kararın henüz nüfusa düşmediğini, taraflar arasındaki boşanma dosyası olan 2017/159 Esas sayılı dosyasında tarafların sadakatsiz iddialarının ispata elverişli delil bulunmadığı hükme esas alınmasının uygun olmadığı belirtilerek dava ve birleşen davada tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince boşanmalarına karar verildiği ancak ortaya yeni durumların çıktığını, İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi'nde görülen soybağının reddi davası (2021-106 E.) da gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince yargılamanın iadesi taleplerinin kabulü ile kesinleşen mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili tarafından yargılamanın yenilenmesi talebine karşı sunulan dilekçe ile; Mahkemece verilen karara davalı tarafından boşanma dışındaki hususların istinaf edildiğini, istinaf taleplerinin reddedildiğini, kararın 05.10.2022 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilin çocuğunun babasının ... olduğunu, müvekkil ile ...'nın 2019 yılı Ocak ayında tanıştıklarını, müvekkilin de Mart ayında hamile kaldığını ancak her ay düzenli olarak regl görmesi nedeniyle hamile olduğunu anlayamadığını, müvekkilin sadakatsizliğine yönelik davalı iddialarının çok sonraki bir tarihte olduğunu, davalı tarafça yargılamanın yenilenmesi talebinin koşullarının gerçekleşmediğini beyanla, davalının taleplerinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının 23.02.2017 ve birleşen davanın 14.04.2017 de açıldığı, 13.06.2019 tarihinde karar verildiği ve istinaf incelemesinden geçerek 05.10.2022 tarihinde kesinleşiği, yargılamanın yenilenmesini talep eden tarafça, boşanma davasından sonra açılan soybağının reddi davası neticesinde çocuğun başkasından olduğunu öğrendiklerinden bahisle kesinleşmiş mahkeme ilamının kaldırılmasını talep ettikleri, söz konusu talebin boşanma davalarından sonraki süreçte gerçekleştiği, yargılama sırasında eşinin başkasından çocuğu olduğuna dair bir iddiasının da bulunmadığı dolayısıyla bu dava bakımından 6100 sayılı Kanun'un 375/1ç maddesindeki yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olmasına ilişkin sebebin uygulanamayacağı, yargılamanın yenilenmesine ilişkin sebeplerin sınırlı olarak sayıldığı, bu haliyle yargılamanın yenilenmesine ilişkin şartların gerçekleşmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; aşamalardaki dilekçelerini tekrarla mahkemenin eksik inceleme ve hatalı değerlendirmede bulunduğunu, boşanma davası devam ederken erkeğin eşinin zina ettiğinden ve hamile olarak duruşmalara katıldığından haberi olmadığını, boşanma davasında lehine karar verilen kadının 02.04.2019 tarihli duruşmaya 1 aylık hamile olarak katılarak hileli bir davranışta bulunduğunu, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesi uyarınca müvekkilinin elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin (Adli Tıp Raporunun) kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, kadının karara tesir eden hileli davranışta bulunması, duruşmaya 1 aylık hamile olarak gelmesi, yargılamanın iadesi talebinin süresi içinde yapıldığının kabulü ile kararın kaldırılmasını, kadının kusur durumu göz önüne alınarak boşanma davasında kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların da kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; karşılıklı çekişmeli boşanma davası sonucu tarafların boşanmalarına ilişkin hükme erkeğin istinaf başvurusunun 38. Hukuk Dairesinin 18.07.2022 tarih, 2019/1965 Esas, 2022/1137 Karar sayılı ilam ile reddine karar verildiği ve hükmün 05.10.2022 tarihinde kesinleştiği, erkeğin boşanma davasında eşinin başkasından çocuğu olduğuna dair bir iddiasının bulunmadığı, boşanma davasından sonra kadının 24.12.2019 tarihinde ... isimli çocuğu dünyaya getirdiği, erkeğin açtığı soybağının reddi davasında elde ettiği Adli Tıp Raporu ile öğrenme tarihinden itibaren 3 ay içinde kadının hamileliğini gizleyerek karara tesir eden hileli bir yola başvurduğu gerekçesi ile yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu; yargılamanın iadesi talep eden davacı tarafından öne sürülen olguların Hukuk Genel Kurulu Kararında açıklanan hile tanımına göre, hileli bir davranış olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu haliyle kanunda ve uygulamada kabul edildiği şekilde yargılamanın iadesini gerektiren bir hilenin yapıldığından bahsedilemeyeceğinden davanın reddine ilişkin sonuç kararda usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci, 374 üncü ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.