Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6379 E. 2024/6440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejimine tabi malların tasfiyesinde, davalı tarafından edinildiği iddia edilen malların akıbeti ve davacının katılma alacağı miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalıya ait taşınmazların satışının mal kaçırma kastıyla yapılmadığı ve davacıya ait bir katılma alacağı bulunmadığı yönündeki gerekçesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesinin davacı ve davalının istinaf başvurularının reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1224 E., 2022/1965 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Akçakoca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2015/790 E., 2021/384 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlilik birliğinin devamı sırasında çalıştığını, müvekkiline ait dükkanda davalının da işçi olarak çalıştığını, tüm malvarlığının davalı adına tescil edildiğini, evlilik birliği içinde davalı adına 140 ada 1 parsel sayılı tarla, 25 ada 4 ve 33 parsel sayılı dükkan, 477-626-627 parsel sayılı fındık bahçesi, 309 ada 58 ve 69 parsel sayılı arsa, 460 ada 15 ve 18 parsel sayılı mezarlık arsası, 309 ada 58 parselde kayıtlı bağımsız bölümler edinildiğini, davalının ayrıca müvekkili ile arasının açık olmasını fırsat bilerek tripleks villa sattığını satış bedelinin bir kısmı ile 4 ada 21 parsel 10 nolu bağımsız bölümü aldığını, satış bedelinin kalanın da davalıda kaldığını, taşınmazların bir kısmının cebri icra yoluyla satıldığını, satış bedellerinden davalının yararlandığını, davalının elinden çıkan malların da tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin tüm yaşamı boyunca çalıştığını, davacının emekli olması için işyerlerini dahi davacının üzerine kaydettiğini 309 ada 69 parsel 47 nolu tripleks villa ile 116 ada 19 parselde kayıtlı bir daireyi eşinin üzerine tapuda tescil ettirdiğini, villayı davacının sattığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, müvekkilinin ekonomik durumunun zaman içerisinde bozulduğunu ve üzerindeki taşınmazların icra yoluyla satıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma dava dosyasından 16.09.2015 tarihinde ayrılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 626 ve 627 parsel sayılı taşınmazların 24.04.1981 tarihinde hibe yoluyla edinildiği, 15.02.2013 tarihinde cebri icra yoluyla satıldığı, hibe yoluyla edinilen işbu taşınmazların davalının kişisel mal grubunda olduğu, tasfiyeye dahil edilemeyeceği; mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen 25 ada 33 parsel sayılı dükkanın, 140 ada 1 parsel 24 nolu mesken ile edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemdeki edinilen taşınmazlardan 25 ada 4 parsel sayılı dükkan; 460 ada 15 ve 18 parsel sayılı mezarlık arsası; 309 ada 58 parsel 7-9-13 nolu mesken, 4 ada 21 parsel 10 nolu mesken nitelikli taşınmazların cebri icra yoluyla satıldığı, icra dosyalarının incelenmesinde, icra dosyalarında alacaklı sıfatına sahip olan şahısların, Asya Katılım Bankası A.Ş., Sedaş, Akçakoca Ticaret Odası, ..., ... isimli şahıslar olduğu, icra ödemelerinin banka ve kurum borçlarıyla yine ilama bağlı alacak ve yargı gider borçlarından kaynaklandığı, davalının kurum ve kişilere borcu nedeniyle taşınmazların satışa çıkarılarak icra borçlarının taşınmaz satış bedellerinden ödendiği, davalının yakınlarının icra takip dosyalarında alacaklı sıfatı bulunmadığı, taşınmazların satışını talep edenlerin davalının yakınları olmadığı, sonuçta taşınmazların ihalesinin ilanla duyurulduğu, ihaleyle ilgilenen herkese katılma imkanı sunulduğu, davalı yakınlarının taşınmaz açık artırma ihalesine katıldığı, taşınmazları açık artırmayla satın aldıkları ve bu satışların iptali yönünde açılmış bir davanın da mevcut olmadığı, bu bilgilere göre işbu taşınmazlar bakımından davalının mal kaçırma kastının bulunmadığı, zira bu durumda tasfiye anında mevcut malvarlığı değerleri tasfiyeye dahil edileceğinden cebri icra yoluyla elden çıkan mallar için eklenecek değerlerden bahsedilemeyeceği; 309 ada 69 parsel 48 nolu tribleks nitelikli taşınmazın 11.06.2007 tarihinde tahsis yoluyla edinildiği, 12.09.2008 tarihinde tasfiye tarihinden yaklaşık 4,5 yıl önce üçüncü şahsa satıldığı, taşınmazın tasfiye anında mevcut olmaması ve tasfiye tarihinden 4,5 yıl önce devredilmiş olması, her şeyden önce taşınmazın 12.09.2008 tarihinde satılıp aynı tarihte 4 ada 21 parsel 10 nolu meskenin satın alındığının, işbu taşınmazın 4 ada 21 parsel 10 nolu meskene dönüştüğünün davacının da kabulünde olduğu görüldüğünden, işbu taşınmazın da eklenecek değerlerden olmadığı; davalı adına kayıtlı banka mevcutları yönünden yapılan incelemede yalnızca İş Bankası hesabında tasfiye tarihinde 90,19 TL olduğu, yarısı üzerinden davacının katılma alacağı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 45,09 TL katılma alacağının tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların cebri icra yoluyla satılmasının mal kaçırma amacını ortadan kaldırmayacağını, cebri icrada alacaklı sıfatı olmayan davalı yakınlarına satışların yapıldığını, kötüniyetin korunamayacağını, taşınmazların neden cebri icra yoluyla satıldığının araştırılmadığını, davalının 309 ada 69 parsel 48 nolu tribleks meskeni satarak değerinin daha düşük olan 4 ada 21 parsel 10 nolu meskeni aldığını iki taşınmaz arasındaki bedel farkının davalıda olduğunu ve bedel farkından müvekkili lehine alacak hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; dava değeri belirlenmeden ve davacı tarafça harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek müvekkili lehine maktu vekâlet ücreti hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların cebri icra yoluyla satılmasının mal kaçırma amacını ortadan kaldırmayacağını, cebri icrada alacaklı sıfatı olmayan davalı yakınlarına satışların yapıldığını, kötüniyetin korunamayacağını, taşınmazların neden cebri icra yoluyla satıldığının araştırılmadığını, davalının 309 ada 69 parsel 48 nolu tribleks meskeni satarak değerinin daha düşük olan 4 ada 21 parsel 10 nolu meskeni aldığını iki taşınmaz arasındaki bedel farkının davalıda olduğunu ve bedel farkından müvekkili lehine alacak hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; dava değeri belirlenmeden ve davacı tarafça harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek müvekkili lehine maktu vekâlet ücreti hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eklenecek değer bulunup bulunmadığı, dava değeri, vekâlet ücreti ve harç noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 241 inci maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.