Logo

2. Hukuk Dairesi2024/639 E. 2024/7695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanma kararının ve kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve tarafların beyanlarının değerlendirilmesi sonucu, kadına yüklenen kusurlu davranışların varlığı ve boşanmaya sebebiyet verdiğinin anlaşılması, davalı kadının kıskançlık iddiasının dava dilekçesinde yer almamasına rağmen kararda gerekçe olarak kullanılmış olmasının sonuca etkili olmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2419 E., 2023/2054 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1027 E., 2021/155 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının başkalarının da bulunduğu ortamda kendisine "sen erkek misin, senin gibi erkeği cebimden çıkartırım, şerefsiz, dümbük" şeklinde hakaret ve küfür ettiğini, ortak çocukları sürekli azarladığını ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin çocukların giderlerinde kullanılmak üzere biriktirdiği paraları kadının kız kardeşine yolladığını, bunu sorması üzerine erkeğe "sen karışamazsın, ben parayı istediğim kişiye veririm, şerefsiz, pezevenk, sen adam mı sandın kendini" gibi sözler söyediğini, bu olayın üzerine ertesi gün kadının abisini çağırıp evi terk ederek Şanlıurfa'ya gittiğini, 10 gün sonra da çocukları alarak Şanlıurfa'ya gittiğini ve 4 aydır ortak konuta dönmediğini, erkeğe eve dönmeyeceğini, boşanmayacağını, erkeği süründüreceğini söylediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyet hakkının davacı babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı erkeğin kendisine ve ailesine hakaret ettiğini, kardeşine verdiği paraların kayınbabası tarafından verildiğini, bu paraları kardeşinden geri alarak kayınvalidesine iade ettiğini, erkek ile annesinin kendisini gece vakti evden kovduğunu, çocuklarını da ellerinden aldıklarını, bir hafta sonra polis eşliğinde çocuklarını yanına aldığını, erkeğin kusurlu olduğunu, erkeğin daha önce Adana 7. Aile Mahkemesinin 2017/918 Esas sayılı dosyasında açtığı boşanma davası halen devam ettiğinden derdestlik itirazının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının davacının annesinin yanıda davacıya küfür ettiği, kıskanç tavırlar sergilediği, en son ayrılma olayında davalı kayınvalidesi ile yazlıkta iken davalının davacıdan para sakladığı, bunun ortaya çıkması üzerine davacının niye böyle yapıyorsun diyerek kızdığı ve yazlıktan çıkıp gittiği, davalının ailesini çağırdığı, davalının abisi gidiyoruz deyince çocukları da bırakıp gittiği, on gün sonra abisi ve babası ile gelip çocukları da aldığı, tarafların her tartışmada boşanalım dedikleri ve halen ayrı yaşadıkları kabul edilerek davalı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu bir davranışı bulunmadığı gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve ortak çocukların velâyet hakkının davalı anneye verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle gerekçenin yetersiz olduğunu, delillerin toplanmadığını, davalının savunma hakkının kısıtlandığını, davalının derdestlik itirazının irdelenmediğini, kusur oranının hakkaniyetli şekilde tesis edilmediğini ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile davanın kabulü, kusur tespiti ve derdestlik yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, davanın kabulü, kusur tespiti ve derdestlik yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kadının savunma hakkına yönelik itirazları ile derdestlik itinazı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadına yüklenilen "kıskanç tavırlar sergilediği" vakıasına dava dilekçesinde erkek tarafından dayanılmadığının, bu nedenle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.