"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/35 E., 2023/492 K.
DAVA TARİHİ : 27.06.2005-29.12.2005
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde arsası davalı-davacı erkeğin kişisel malı olan taşınmazlardan 23 nolu parsele müvekkilinin katkısı ile 3 katlı bina inşa edildiğini, karı koca arasındaki anlaşmaya göre iki katın kadına, bir katın erkeğe ait olması gerektiğini, ancak davalı-davacı erkeğin bir türlü taşınmazın tapuda cins tashihini yaptırmadığını, tasfiye konusu 14 parsel üzerindeki yapıda ise müvekkilinin katkısı ile bir takım tadilatlar yaptırıldığını belriterek; 23 parsel üzerindeki iki dairenin müvekkili tarafından yaptırıldığının tespitini, bu talep yerinde görülmediği takdirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 23 parseldeki bina için 5.500,00 TL, 14 parseldeki yapıda tadilatlar için 4.500,00 TL alacağın faizleriyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili 26.02.2019 tarihli dilekçesinde; talep miktarını 23 parseldeki bina için 115.000,00 TL, 14 parseldeki tadilat için 2.125,00 TL olduğunu açıklayarak ıslah talebinin kabulünü talep etmiştir.
3. Davacı-davacı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; birleşen davada tasfiye konusu malların kişisel mal oldukları ve davalı-davacı erkeğin katkısının bulunmadığını ileri sürerek birleşen davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek erkek vekili cevap dilekçesinde; tasfiye konusu 23 parsel üzerindeki binanın inşasında kadının katkısı olmadığını, 14 parsel üzerindeki yapıya kadın tarafından tadilat yaptırılmadığı ileri sürülerek asıl davanın reddi savunulmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde tarafların ortak çalışması sonucu elde edilip kadın adına tescil edilen altı parça taşınmaz, iki adet otomobil, bir adet motosiklet ve banka hesaplarında paralar bulunduğunu belirterek; bu malvarlığından 01.01.2002 öncesi edinilenler yönünden müvekkilinin katkısı oranında, 01.01.2002 sonrası edinilen mallarda 1/2 oranında kayıtların iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde yarı hisse bedelinin ve banka hesaplarındaki paraların yarısının müvekkiline verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davalı-davacı erkek vekili 21.10.2010 tarihli dilekçesinde; talep miktarını yükselterek toplam 85.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
4. Davalı-davacı erkek mirasçıları vekilleri 10.12.2018 tarihli dilekçesinde; 85.000,00 TL olan talebin 24.976,00 TL'sinin katılma alacağı, 60.024,00 TL'sinin katkı payı alacağı olduğunu açıklamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.11.2008 tarih ve 2005/154 Esas ve 2008/272 Karar sayılı, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilen kararı ile; katkı payına ilişkin davaların boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılması gerektiği, Asliye Hukuk Mahkemesinde böyle bir davanın görülemeyeceği, Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davasının bekletici mesele olarak kabul edilemeyeceği; davanın inşaat ve eser sözleşmesine dayalı bir dava olarak Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığının kabul edilmesi halinde de davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.05.2012 tarih ve 2011/4790 Esas, 2012/4311 Karar sayılı kararı ile; davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğu, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve taraf delilleri toplanarak uyuşmazlık hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus düşünülmeden davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir
B. İkinci Bozma Kararı
1. Davalı-davacı erkek tarafından açılan mal rejiminin tasfiyesine yönelik davanın, davacı-davalı kadın tarafından açılan asıl davayla 25.03.2014 tarihinde birleştirilmesine karar verilmiştir.
2. Bozmaya uyan Mahkemenin 07.05.2019 tarih ve 2013/55 Esas, 2019/190 Karar sayılı kararı ile; tarafların her ikisinin de maaşı olduğu, davacı-davalının evlilik birliği içinde emekli ikramiyesini hak ettiği, ayrıca mirastan kaynaklı taşınmazlarının olduğu ve bazıların evlilik birliği içinde satıldığı, davalı-davacının da emekli maaşının haricinde çalıştığı, tarafların gelir belgelerin tam olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, erkeğin evin iaşesi yükümlüğü de gözetilerek hakkaniyet ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği tarafların % 50 katkı oranının uygun olduğu; mülkiyet hakkı talep edilemeyeceği, davacı-davalının 91 ada 23 parseldeki arsa payı hariç taşınmazlar için katkı payı alacağının 115.000,00 TL, 56 ada 14 parseldeki taşınmaz için yapılan tadilatların dava tarihindeki değerinin yarısı üzerinde davacı-davalının katkı payı alacağının bulunduğu; davalı-davacının 279 ada 23 parseldeki taşınmaza ilişkin mevcut delillere göre alacağının bulunmadığı, 35 SAT ... plakalı araç ve 35 ABK ... plakalı motosiklete ilişkin kayıtlar bulunmadığından, herhangi bir alacak söz konusu olmadığı; davalı-davacının 35 LK ... plakalı araçta 1.600,00 katılma alacağının olduğu; davalı-davacının bankadaki paralara ilişkin toplam katılma alacağının 23.376,40 TL olduğu; 1235 ada 23 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm numaralı mesken niteliğindeki taşınmaza ilişkin olarak davalı-davacının 35.000,00 TL katkı payı alacağının bulunduğunun raporda belirtildiğini, 1 ve 9 nolu bağımsız bölüm, 543 ada 7 parseldeki mandalina bahçesi niteliğindeki taşınmaz ve 113 ada 43 parseldeki arsa niteliğindeki taşınmazın davacı-davalının kendisine kalan mirasla edinildiğine dair delil dosyada bulunmadığından bu hesaplama esas alınarak ve tadilata ilişkin Mahkemece hesap yapılarak ıslah dilekçeleri doğrultusunda karar verildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüyle 117.125,00 TL katkı payı alacağının tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulüyle 24.976,00 TL katılma alacağı ve 60.024,00 TL katkı payı alacağının tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarih ve 2019/6699 Esas, 2020/6729 Karar sayılı kararı ile; asıl davada tasfiye konusu 56 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıda tadilatlar yönünden; davacı-davalı tarafından bedeli ödenerek taşınmazda tadilat yaptırıldığının ispatlanamadığı, davacı-davalı lehine bu taşınmazdan 2.125,00 TL alacağa hükmedilmesi hatalı olduğu; asıl davada tasfiye konusu 91 ada 23 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 katlı yapı yönünden; davacı-davalı lehine 3 katlı binadan katkı payı alacağına hükmedilmesi yerinde ise de; alacağa hüküm fıkrasında gösterilmeden karar yerinde belirtilmek suretiyle ve katkı payı alacağı olduğu nazara alınmadan alacağın tamamına teşmil edecek şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, işbu taşınmaz yönünden 5.500,00 TL’ye dava, bakiye kısma ise ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerektiği; birleşen davada tasfiye konusu 1 nolu ve 9 nolu dubleks yazlıklar ile 113 ada 43 parsel sayılı tarla yönünden; dubleks yazlıkların arsalarının davacı-davalının kişisel malı olduğu, yazlıkların kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği arsa malikinin bir kısım bedel ödemesi karşılığı inşa edildiği, buna göre 1 ve 9 nolu dubleks yazlıklar yönünden arsa hariç bedeller üzerinden katkı payı alacağı hesaplanması gerekirken arsa değerlerinin hesaplamaya dahil edilmesinin doğu olmadığı, 113 ada 43 parsel sayılı taşınmazın ise 06.08.2001 tarihinde cebri satış ile edinildiği, aynı gün satılan davacı-davalının da hissedarı bulunduğu başka bir miras malının (dava dışı 273 ada 8 parsel sayılı taşınmaz) satışından gelen parayla tasfiyeye konu bu taşınmazın alındığı ve kişisel mal olduğu, işbu taşınmaz yönünden katkı payı alacağı isteminin reddi gerektiği; birleşen davada tasfiye konusu 35 SAT ... plakalı 1998 model Hyundai aracın 07.07.1998 tarihinde davacı-davalı adına tescil edildiği, mal rejimi sona erdikten sonraki tarih olan 26.10.2004 tarihinde üçüncü kişiye devredildiği, teknik bilirkişi raporuna göre birleşen dava tarihi itibariyle değerinin 35.000,00 TL olduğu, davalı-davacının bu araçtan kaynaklı katkı payı alacağı isteği yönünden karar verilmesi gerektiği; birleşen davada faiz isteği yönünden, somut olayda talep olduğu halde birleşen davada katkı payı alacağına ve katılma alacağına faiz işletilmemesinin hatalı olduğu, katkı payı alacağına birleşen dava (29.12.2005) ve ıslah (21.10.2010) tarihleri, katılma alacağına ise tasfiye (07.05.2019) tarihleri dikkate alınarak faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yerinde görüldüğünden kısmen kabulü ile hükmün asıl ve birleşen dava yönünden bozulmasına, bozma nedenine göre vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada tasfiye konusu 56 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yapılan tadilatlar yönünden bozma ilamında belirtildiği üzere davacı-davalı tarafından tadilat yaptırıldığı ispatlanmadığından bu talebin reddine karar vermek gerektiği; asıl davada tasfiye konusu 91 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 3 katlı yapı yönünden bozma ilamında yalnızca faiz yönünden karar bozulduğu gözetilerek; 27.06.2005 tarihli dava dilekçesinde 5.500,00 TL talep edildiği ve 26.02.2019 tarihinde dava değerinin 109.500,00 TL artırıldığı ve 115.000,00 TL 'ye ıslah edildiği anlaşılmakla, dava dilekçesinde talep edilen miktara dava, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktara ise ıslah tarihinden itibaren işlyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerektiği; birleşen davada tasfiye konusu 1 ve 9 nolu dubleks yazlıklar yönünden bozma ilamında arsanın davacı-davalının kişisel malı oldukları belirtildiğinden arsa hariç bedeller üzerinden katkı payı alacağı hesaplaması alınan raporda yapı bedellerinin ayrı ayrı 46.683,75 TL olduğunun ve yarısı oranında davalı-davacının iki adet dubleks yazlık bakımından 46.683,75 TL katkı payı alacağı olduğunun belirtildiği; birleşen davada tasfiye konusu 113 ada 43 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozma ilamında bu taşınmazın davacı-davalının kişisel mal olduğundan bahisle katkı payı alacağı isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle karar bozulduğundan bu talebin reddine karar vermek gerektiği; 35 SAT ... plakalı 1998 model Hyundai aracın değerinin yarısı olan 17.500,00 TL davalı-davacının katkı payı alacağı bulunduğu; birleşen dava yönünden toplam 46.683,75 TL+17.500,00 TL=64.187,75 TL katkı payı alacağının dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL'sine dava tarihi olan 29.12.2005 tarihinden, bakiye 54.187,75 TL'sine ise ıslah tarihi olan 21.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerektiği, birleşen davada bozma öncesi hüküm altına alınan 24.976,00 TL katılma alacağına konu kısım ile ilgili esasa ilişkin bozma söz konusu olmayıp sadece tasfiye tarihi olan karar tarihi itibariyle faiz yürütülmesi gerektiği belirtildiğinden karar tarihi olan 25.05.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüyle 115.000,00 TL katkı payı alacağının 5.500,00 TL'sinin dava tarihi olan 27.06.2005, bakiye 109.500,00 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 27.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüyle, 64.187,75 TL katkı payı alacağının 10.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 29.12.2005, bakiye 54.187,75 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 21.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 24.976,00 TL katılma alacağının tasfiye tarihi (karar tarihi) olan 25.05.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı-davacı erkek mirasçıları ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; asıl davada hükmedilen faizin hatalı olduğunu, ıslah dilekçesinde faiz talebi olmamasına rağmen faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu; birleşen davada tasfiye konusu 1 ve 9 nolu dubleks yazlıkların arsa bedelleri hariç alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, arsanın kişisel mal olduğunun ispatlanamadığını, birleşen davada tasfiye konusu 113 ada 43 parsel sayılı taşınmazın da kişisel mal olduğunun ispatlanamadığını, müvekkilleri lehine alacağın düşük hesaplandığını, müvekkillerinin katkısının düşük belirlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; asıl davada alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini, asıl davada tasfiye konusu 56 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yapılan tadilatlar yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, birleşen davada tasfiye konusu 1 ve 9 nolu dubleks yazlıklar yönünden kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı-davacı erkek mirasçısı Su vekili temyiz dilekçesinde; kararının aleyhe hususlarının esastan ve usulden bozulması gerektiğini, kararda bir çok eksik hususlar bulunduğunu, aleyhe hususları kabul etmediklerini ve bir kısım hesaplamaların hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, faizin başlangıç tarihi, bozmaya uygun işlem yapılıp yapılmadığı, kişisel mal savunması ve ispatı, usuli kazanılmış hak, hükmün kapsamı, tasfiye konusu malın değeri noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya yönelik aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, aynı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca da, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
3. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra Mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.
4. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).
5. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca birleşen davada hükmün kapsamı yönünden yapılan incelemede; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarihli bozma kararında hükmün birleşen davaya yönelik tasfiye konusu 1 nolu ve 9 nolu dubleks yazlıklar, 113 ada 43 parsel sayılı tarla, 35 SAT ... plakalı 1998 model Hyundai araç ve faiz yönünden bozulmasına karar verildiği, bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre, infazda tereddüt oluşmaması ve bozma kapsamı dışında kalması yolu ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hak oluştuğu da gözetilerek birleşen davadaki bozma kapsamı dışında kalan tasfiye konusu diğer mallar yönünden de yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece bozma kapsamındaki yönlerden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
6. Birleşen davada faizin başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarihli bozma kararında katkı payı alacağına birleşen dava (29.12.2005) ve ıslah (21.10.2010) tarihleri, katılma alacağına ise tasfiye (07.05.2019) tarihleri dikkate alınarak faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulduğu halde, Mahkemece katılma alacağına son karar tarihi olan 25.05.2023 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarihli bozma kararında belirtildiği şekilde katılma alacağına tasfiye tarihi olan 07.05.2019 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
7. Birleşen davada tasfiye konusu 1 nolu ve 9 nolu dubleks yazlıklara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; tasfiye konusu işbu taşınmazlara yönelik talep katkı payı alacağı istemine ilişkin olup katkı payı alacağı, belirlenen katkı oranının tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle hesaplanır. Mahkemece işbu taşınmazlara yönelik katkı payı alacağının arsa bedeller hariç birleşen dava tarihi olan 29.12.2005 tarihindeki değeri ile değil, 16.03.2015 tarihindeki değeri esas alınarak hatalı hesaplandığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece işbu taşınmazların arsa bedelleri hariç birleşen dava tarihi olan 16.03.2005 tarihindeki sürüm (rayiç) değeri belirlenerek işbu değer ile katkı oranının çarpılarak alacağın hesaplanması gerekirken, 16.03.2015 tarihindeki değerin dikkate alınması hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Asıl Dava Yönünden
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın asıl dava yönünden ONANMASINA,
B. Birleşen Dava Yönünden
1. Taraf vekillerinin birleşen davada hükmün kuruluş şekli, katılma alacağında faiz başlangıç tarihi ve katkı payı alacağında tasfiye konusu malların değerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen dava yönünden BOZULMASINA,
2. Taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Birleşen dava yönünden temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
Aşağıda yazılı onama harçlarının asıl dava yönünden temyiz edenlere yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.