Logo

2. Hukuk Dairesi2024/644 E. 2024/893 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteğin kaldırılması talebiyle açılan davada, taşınmazın ihale yoluyla ipotek alacaklısına satılmasının davanın konusuz kalıp kalmadığı ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilip yüklenemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olduğu ve ipotek tesisinde eşin rızasının bulunmadığı, davanın açıldığı tarihte ihalenin feshi davasının henüz kesinleşmediği gözetilerek, davacının dava açmakta haklı olduğuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı bankaya yükletilmesinin hatalı olduğuna karar verilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/631 E., 2023/784 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ipoteğin kaldıırlması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve banka lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı velkili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı eşi ...'nun davalı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş' den çekilen 300.000,00 TL tutarındaki kredi karşılığında tapuda davalı ... adına kayıtlı Konya İli, Karatay İlçesi, Büyüksinan Mahallesi, 21444 Ada, 1 Parselde kayıtlı, A Blok, 7. Kat, 29 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz üzerine, kendisinin bilgisi ve muvafakati dışında davalı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş.'nin 13.08.2012 tarihinde ipotek konulduğunu, eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu olduğunu belirterek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan eş muvafakatnamesi alındığını, davacının kimlik tespitinin dahi yapıldığını, banka personeli tarafından davacı ...'nun üçüncü kişi lehine ipotek veren ...'nun eşi olduğunun tespit edildiğini ve böylece eş muvafakatnamesinin imzalatıldığını, davacının ihalesi dahi yapılan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kendisinden habersiz olarak tesis edildiğine ilişkin iddialarının yersiz ve kötü niyetli olduğunu, borçtan kurtulmaya çalıştıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı ... davaya hitaben cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapuda davalı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine davalı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. lehine 13.08.2012 tarihinde tescil edilen ipoteğin tescili sırasında davacının rızasının alınmadığı, dosyaya sunulan ''eş muvafakatnamesi'' başlıklı belge üzerinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesi sonucunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 15.12.2021 tarihli raporunda, belgedeki imza ile davacının mukayese imzaları kıyaslandığında belgedeki imzanın davacı ...'nun eli ürünü olmadığının belirtildiği, Karatay İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma neticesinde düzenlenen 09.05.2018 tarihli tutanakta dava konusu ipotekli taşınmazda 2006 yılından bu yana davacı ... ile davalı ...'nun birlikte ikamet ettiklerinin bildirildiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın uzun süredir davacı ... ve davalı ... tarafından aile konutu olarak kullanıldığının ve ipotek işlemleri sırasında malik olmayan eşten rıza alma yönünde girişimi olan bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bildiği veya bilebilecek konumda olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranarak muvafakatnamedeki imzayı bizzat almak veya imzanın o eşe ait olup olmadığını denetlemek zorunda olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2022 tarihli ve 2022/1513 Esas, 2022/1395 Karar sayılı kararıyla; davacı eşin işlem için muvafakatının alınmadığı, davalı banka tarafından dosyaya sunulan muvafakattaki imzanın davacıya ait olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, her ne kadar konu taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip suretiyle mülkiyeti davalı bankaya geçmiş ise de, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2020/3092 Esas ve 2020/4876 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinde öngörülen açık hükme uyulmayarak gerçekleştirilen ipotek tesisinden sonra yapılan icra takibi neticesinde taşınmaz mülkiyeti bankaya geçse dahi bankanın 4721 sayılı Kanun'un 1023 üncü maddesindeki koruyucu hükmünden yararlanamayacağı, ipoteğin baştan itibaren geçersiz olması nedeniyle sonraki işlemlerin geçerli olduğunun kabulüne de imkan bulunmadığı, bu itibarla ve netice itibariyle ipoteğin fekkine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı banka vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 25.05.2023 tarihli ve 2022/9265 Esas, 2023/2661 Karar sayılı kararı ile; "davacı, davalı eşinin malik olduğu aile konutu üzerine diğer davalı banka lehine ipotek tesis ettirmiş olduğunu, bu işleme rızasının bulunmadığını belirterek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. İpotek 13.08.2012 tarihinde tesis edilmiş, dava 21.12.2017 tarihinde açılmıştır. İpotek tesis edilen taşınmaz yapılan takip sonucu ihale ile cebri icra sonucu davalı bankaya satılmış, açılan ihalenin feshi davası sonunda dava reddedilmiş ve hüküm 17.12.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Taşınmazın mülkiyeti cebri icra ile satılmakla, tapu kütüğüne tescil edilmemiş bile olsa mülkiyet ihalenin yapıldığı andan itibaren alıcıya geçmiştir. Bu itibarla dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek, işlevini yerine getirmiş ve hukuken ortadan kalkmıştır. Bu halde davanın konusu kalmamıştır. Açıklanan sebeple Mahkemece davanın konusu kalmadığından "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilerek yargılama gideri ile vekâlet ücretinin dava tarihi itibarıyla tarafların haklılık durumları dikkate alınarak tayin ve takdir edilmesi" gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı eşinin malik olduğu aile konutu üzerine davalı ... lehine ipotek tesis edildiği, davacının bu işleme rızasının bulunmadığını belirterek ipoteğin kaldırılmasını istediği, ipoteğin 13.08.2012 tarihinde tesis edildiği, iş bu davanın 21.12.2017 tarihinde açıldığı, ipotek tesis edilen taşınmazın yapılan takip sonucu ihale ile cebri icra sonucu davalı bankaya satıldığı, açılan ihalenin feshi davası sonunda davanın reddedildiği ve hükmün 17.12.2018 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın mülkiyeti cebri icra ile satılmakla, tapu kütüğüne tescil edilmemiş bile olsa mülkiyet ihalenin yapıldığı andan itibaren alıcıya geçtiği, bu itibarla dava konusu taşınmazın üzerindeki ipoteğin işlevini yerine getirdiği ve hukuken ortadan kalktığı, ipotek tesis edilen taşınmaz yapılan takip sonucu davalı bankaya satıldığından taşınmaz üzerindeki ipotek hukuken ortadan kalkmış olup davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, Konya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/98 Esas, 2017/183 Karar sayılı kararına göre söz konusu taşınmaz 25.01.2017 tarihinde, iş bu dava açılmadan önce satılmış olduğundan yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı banka lehine 47.000,00 TL nispi vekalet ücretine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; izni olmadan yapılan ipotek işleminin geçersiz olduğunu, delillerle haklılığının ispatlandığını, davanın konusu kalmadığından bahisle verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının, davanın reddine karar verilmiş gibi davacı aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığı ve yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dava konusu ipotekli taşınmazın uzun süredir aile konutu olarak kullanıldığı, ipotek alacaklısı banka ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin muvafakatini sağlamak için yazılı belge almış ise de belgedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının 15.12.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlendiği, iş bu davanın 21.12.2017 tarihinde açıldığı, ipotek tesis edilen taşınmazın yapılan takip sonucu ihale ile cebri icra sonucu davalı bankaya alacağa mahsuben satıldığı, açılan ihalenin feshi davası sonunda davanın reddedildiği ve hükmün 17.12.2018 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle ihalenin feshi davasının henüz kesinleşmediği, bu itibarla, muvafakat bulunmayan ipotek tarihinde aile konutu olduğu sabit bulunan dava konusu taşınmaz yönünden davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla davalı banka lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi ve vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden davacı lehine BOZULMASINA,

2.Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.