Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6839 E. 2024/8745 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Torunla kişisel ilişki kurulması davasında, verilen olumlu kararın çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi ve ilk derece mahkemesi kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek temyiz isteminin reddine ve bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1272 E., 2024/1120 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ulus Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/46 E., 2023/75 K.

Taraflar arasındakitorunla kişisel ilişki düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı anne vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı anne vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; gelini ...' in oğlu ...' den olma torunları ... ile diğer torunu ... isimli torunlarını kendisine göstermediğini, torunlarını göremediğini, torun özlemi içerisinde olduğunu, torunlarını kendi elleri ile büyüttüğünü ancak gelini ...' in hiç bir şekilde torunlarını gösteremediğini, bu nedenlerle mahkemeden belli gün ve zamanlarda görüş kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin davacının ise oğlunun kendi isteği ile hayatına son verdiğini, müvekkilinin bir anda kendi hayatına son vermesi ile eşi ve ailesi üzerinde derin bir yıkım yarattığını, müvekkilinin eşinin vefatının yarattığı acı ile bir arada yaşayarak güçlü kalmak ve acının üstünden gelmek arzusu ile davacının bir süre bir arada yaşadığını, ancak davacının bu durumun üstesinden gelemediğini, müvekkili ile davacının defalarca tartıştıklarını, davacının bir gün hiç bir bahane öne sürmeden müşterek konuttan taşındığını, davacının oğlunun vefatından sürekli olarak olumsuz etkilerinden bahsettiğini, davacının olumsuz söylem ve davranışları nedeniyle çocukların psikolojisinin olumsuz etkilendiğini, taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra müvekkilinin çocukları ile torunlarını görüştürmeye devam ettiğini, çocukların babaanne sevgisinden mahrum kalmaması için elinden geleni yaptığını, çocukların gün geçtikçe psikolojilerinin kötüleşmesi üzerine müvekkilinin davacıyı tekrar ikaz ettiğini, ortak çocukların gerek ruhen gerek fiziken sağlıklı gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini çok açık bir dil ile davacıya söylediğini, bu durumun devam etmesi halinde ise çocukları korumak için gerekirse görüştürmeyeceğini davacıya ilettiğini, buna rağmen davayı açtığını, davacı ile çocukları keyfi olarak görüştürmeme durumu olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine mahkemece aksi kanaat hasıl olur ise çocuklar ile davacı babaanne arasında bir uzmanın nezareti ile şahsi ilişki tesisine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalının vefat eden eşinin annesi olduğu, tarafların bir süre birlikte yaşadıkları, ancak anlaşmazlık nedeniyle ayrı yaşamaya başladıkları, tanıkların davacının torunlarına karşı olumsuz bir tavrına şahit olmadıklarını, davacının torunlarıyla ilgilendiğini ifade ettikleri, ancak bir tanığın çocukların davacıya yaklaşmaktan kaçındığını ve davacının çocukları masanın altından çekip kucağına aldığını ifade ettiği, 02.02.2023 tarihli sosyal inceleme raporunda, çocukların babaanne-torun ilişkisini geliştirecek yeterli zamanı geçirdikleri, davacının psikolojik bir rahatsızlığına dair bir bulgunun olmadığı, ancak ...’nin şahsi ilişkiye olumsuz yaklaştığı, bu nedenle kademeli bir ilişki kurulmasının çocukların menfaatine olacağı kanaatine varıldığı, kanun maddesinde belirtilen olağanüstü hallerin mevcut olduğu, davacının babaannelik hakkı gereği torunları ile kişisel ilişki kurmasının en doğal hakkı olduğu, taraflar arasındaki anlaşmazlığın bu ilişkiyi engellememesi gerektiği, davacı ile torunlar arasında kişisel ilişki kurmaya bir engel olmadığı belirtilerek davanın kabulü ile davacı babaanne ile torunları ... ve ... arasında: her ayın 3. haftası cumartesi günü saat 10:00-17:00 arası, dini bayramların 2. günü saat 10:00-17:00 arası, davacının çocukları davalı anneden teslim alıp aynı şekilde teslim etmesi koşuluyla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı anne vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı anne vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, idrak çağındaki çocukların, babaanneleriyle görüşmek istemediklerini, davacıdan korktuklarını ve masanın altına saklandıklarını, kişisel ilişki tesisinde çocukların üstün yararı dikkate alınmadığını, çocukların mahkeme huzurunda dinlenmediğini, 3 kişilik bir heyet tarafından rapor alınmadığını, davacının, çocuğu kaçırmaya teşebbüs ettiğini belirterek davanın kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı anne vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı anne vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı anne vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerini tekrarla davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, torunla kişisel ilişkinin kurulması davasında, davanın kabulüne karar verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 325 inci 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3. Maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12. Madde, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.