"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1171 E., 2024/647 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/810 E., 2022/225 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı kişisel ilişkinin kaldırılması ve yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı anne vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı anne vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 16.10.2016 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin, davalı ile evlendikten bir süre sonra erkeğin uyuşturucu kullanmakta olduğunu öğrendiğini, tarafların evlilikleri süresince erkeğin tedavi olması yönünde hiçbir adım atılmadığını, erkeğin uyuşturucu bağımlısı olduğu nedeniyle aile içerisinde huzur kalmadığını, davalı-davacının ortak çocukları ...’nün doğumuna dahi gelmediğini ve uyuşturucu madde etkisi altında iken müvekkili ile 3 aylık ...’yü gece yarısı evden kovduğunu, kadının
Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi’nin 2017/836 Esas sayılı dosyasından boşanma davası açtığını, davanın anlaşmalı boşanma ile tarafların 11.04.2018 tarihinde boşandıklarını, Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi’nin 2017/836 Esas sayılı dosyasından verilen karar uyarınca, küçük ...’nün velâyeti müvekkiline bırakıldığını, babanın, küçük ... için ödemesi gereken aylık 300,00 TL iştirak nafakasını dahi ödemediğini, babanın küçük çocuk ile ne maddî ne de manevî anlamda ilgilenmediğini belirterek babanın küçük çocuk ile şahsi ilişki hakkının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise mevcut kişisel ilişkinin kısıtlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı baba vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın haksız ve kötüniyetli açılan bir dava olduğunu, müvekkilinin madde kullanımını bıraktığını, boşanma karar tarihi ile açılan dava arasında beş ay gibi bir süre olduğunu, bu süre zarfında değişen bir durum olmadığını, şahsi ilişkinin kaldırılmasını gerektirir bir durum olmadığını, ortak çocuğu, annenin istediğin zaman görebilirsin demesi nedeni ile müvekkilinin, görüş günleri dışında da gördüğünü, anneye bir rahatsızlık vermediğini, müvekkilinin çalıştığı, bu nedenle cuma günü görüşmesinin zor olduğunu, ortak çocuğun anne sütü de almadığını, öncelikle davanın reddine, karşı davanın kabulü ile çocukla haftasonları yatılı şahsi ilişki mümkün olmadığı takdirde şahsi münasebet tesisinin pazar günü yapılması şeklinde değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin ilk verdiği kararı ile asıl ve karşı davanın kısmen kabulü ile Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2017/836- 2018/343 E.-K. sayılı ilamındaki şahsi ilişkinin "ortak çocuk ... Yüsra ile davalı- karşı davacı arasında şahsi ilişkinin her haftasonu pazar günü saat:12:00 ile aynı gün 17:00 arasındaki şahsi ilişki tesisine", şeklinde değiştirilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
2.Karar davacı-davalı anne tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesişnce 09.06.2021 tarih 2020/2280 -2021/805 E.-K. sayılı ilamı ile dosya içerisinde mevcut psikolog ... tarafından düzenlenen raporda çocuk ile davalı arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına/ kısıtlanmasına dair hususun davalının madde kullanımının olup olmadığına ve herhangi bir ruhsal rahatsızlığının olup olmadığına dair AMATEM'den gelecek rapor ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, annenin istinaf başvurusunda, babanın halen uyuşturucu madde kullanmaya devam ettiğini beyan ettiğini, babaya ait sağlık raporlarının incelenmesinde de dava tarihinden sonra uyuşturucu madde kullanımının devam ettiğinin anlaşıldığını, bu nedenle çocuk ruh sağlığı ve hastalığı uzmanı veya çocuk psikiyatristi, psikolog ve sosyal çalışmacıdan oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan çocuk, anne ve baba ile yüzyüze görüşülmek suretiyle, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru ve ruhsal durumunun ciddi olarak tehlikeye girip girmediği veya bu ilişkinin sürdürülmesinin böyle bir risk taşıyıp taşımadığı konusunda ayrıntılı rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2017/836 Esas sayılı dosyası ile boşandıkları boşanmanın anlaşmalı şekilde gerçekleştiği, boşanma sırasında annenin, babanın uyarıcı madde kullanımına rağmen çocukla baba arasındaki kişisel ilişki tesisine rıza gösterdiği, velâyet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olduğundan yeniden yargılama yapıldığı, sosyal inceleme raporu alındığı, rapor doğrultusunda babanın uyuşturucu kullanımı olup olmadığına ilişkin AMATEM'den rapor aldırıldığı, sonrasında 3 kişilik pedagog, psikolog, ve sosyal çalışmacının hazırladığı rapor doğrultusunda kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine olduğu ve kaldırılmasını gerektirir bir durumun olmadığının anlaşıldığı, karşı davanın ise boşanma kararı ile kurulan hükmün 3. yaşından itibaren haftasonunu kapsayacak şekilde yatılı olduğu öncesinde ki yatısız ilişkinin ise çocuğun yaşı nedeniyle kurulduğu bir isabetsizlik olmadığı bu kararın devamı ile SİR raporunun paralellik gösterdiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı anne vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı baba vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kendi davasının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile babanın bir dönem madde kullandığı, ancak ortak çocuğun kişisel ilişki süresince tehdit altında olduğuna dair delili bulunmadığı, düzenlenen uzman raporunda kişisel ilişkinin yatılı olarak devam edebileceğinin belirtildiği anlaşılmakla kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ortak çocuğun doğumundan itibaren anne ile yaşadığı, baba ile kişisel ilişkinin uzun süre yatısız olarak devam ettiği, uzman raporunda da yaz aylarında 15 gün kişisel ilişkinin düzenlenebileceğinin belirtildiği, karşı davada çocuğun üç yaşına kadar gelmesine kadarki dönem için düzenlenen kişisel ilişkinin gününün değiştirilmesini talep ettiği ancak çocuğun karar tarihi itibarıyla üç yaşını tamamladığı bu nedenle karşı davanın konusuz kaldığı, gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle tarafların istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, ortak çocuk ... ile davalı- karşı davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları cumartesi günü 10:00 ile pazar 18:00 arası, dini bayramların 2. Günü saat 12:00 ile 3. günü saat 18:00 arası, babalar günü saat 12:00 ile 18:00 arası, okulların yarı yıl tatillerinde ilk hafta cumartesi saat 12:00 ile ikinci hafta cumartesi saat:18:00 arası, her yıl 1 Temmuz ile 15 Temmuz arası kişisel ilişki kurulmasına, karşı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı baba vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı baba vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi’nde alınan uzman raporları, SİR ve AMETEM raporları ile çocuğun babasına olan ihtiyacını ve birlikte vakit geçirmelerinin menfaatine olduğunun açıkça ortaya koyulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin yaz tatili kişisel ilişki süresini 2 hafta ile sınırlandırmasının çocuğun menfaatine ve hukuka aykırı olduğunu, çocuğun babasıyla daha uzun süre vakit geçirmesi gerektiğini, annenin uzun süreli vakit geçirme itirazının olmadığını ve çocuğun babayla birlikte yaşadığı somut durumların göz ardı edildiğini belirterek 'asıl davanın kısmen kabulü ve kişisel ilişki süresi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel ilişkinin kaldırılması davasında, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı baba vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.