Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7232 E. 2024/7457 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi tazminat miktarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, bozma kararına uyularak belirlenen maddi tazminat miktarının yerinde olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/854 E., 2024/1051 K.

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat miktarı ve yargılama giderleri yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 90.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiş ve yargılama giderleri yönünden de hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin babasının ağır hastalık geçirdiği yedi senelik süreçte destek olmadığını, erkeğin ailesine ziyaretlerini sorun haline getirdiğini, erkeğin ailesinin tarafların evine gelip gidemediğini, erkeğin babasının 02.10.2019 tarihinde vefatı akabinde taziye için şehir dışından gelenlere evi açmadığını, eve misafir gelmemesi için eşyalara zarar verdiğini, yemekleri döktüğünü, yemek takımlarını kırdığını, evlilik hayatı boyunca yılın üç ayını Dalaman'da ailesinin yanında geçirdiğini ve evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin ailesinin evliliğin başından itibaren kadını dışladıklarını, fiziksel özellikleriyle alay ettiğini, hakaret ettiğini, ailesinin yanında iken kadına ve çocuğa karşı davranışlarının değiştiğini, arayıp sormadığını, ilgilenmediğini, kadına bir çok kez fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliği içindeki tartışmalarda kadının ailesini arayarak "gelin kızınızı alın" dediğini, 02.10.2019 tarihinde erkeğin babasının vefat ettiğini, kadının taziyeye gelen misafirleri ağırladığını, kadının anne ve babasının da taziye için ortak eve geldiklerini, sonrasında erkeğin ağabeyinin senin "ağzını yüzünü dağıtırım" diyerek kadını tehdit ettiğini, erkeğin kadını ve ailesini evden kovduğunu ileri sürerek erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2020 tarihli, 2019/463 E., 2021/208 K. sayılı kararı ile kadının, erkeğin ailesinin ortak konuta gelip gitmesini ve erkeğin babasının vefatından sonra akrabaların ortak konuta taziye için gelip gitmelerini istemediği, erkeğin manevî varlığına karşı saygı duyma yükümlülüğünü ve zor zamanda yardım etme yükümlülüğünü ihlâl ettiği, erkeğin ise, kadına kilosu ile ilgili hakarette bulunduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının maddî ve manevî varlığına karşı saygı duyma yükümlülüğünü ihlâl ettiği, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, kadın yararına ara karar ile takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile sonlandırılmasına, ortak çocuk yararına ara karar ile takdir edilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, eşit kusurlu olmaları nedeni ile tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili tarafından "kusur tespiti, manevî tazminat talebinin reddi, vekâlet ücreti"; kadın vekili tarafından "erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, reddedilen tazminat, yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakasının miktarı ve vekâlet ücreti" yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.11.2022 tarihli ve 2021/949 Esas, 2022/1743 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, ayrıca dinlenen tanıklar ... T. ve ortak çocuğun beyanlarından; erkeğin, babasının vefatından sonra yaşanan son olayda, ağabeyinin kadına yönelik olumsuz davranışına kayıtsız kaldığı, akabinde de kadını ve ailesini evden kovduğu, belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu; kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmadığı; boşanmaya neden olan olaylarda az kusurlu olan kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ise iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına karar verilmek suretiyle kavram karmaşası yaratılmasının doğru olmadığı; kadın tarafından açılan birleşen boşanma davasının kabulüne karar verildiğine göre, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olmadığı; erkek tarafından açılan boşanma davasında da kabul kararı verilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince asıl dava kapsamında vekâlet ücretinin erkekten alınarak kadına verilmesine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, çocuk yararına aylık 450,00 TL tutarındaki tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere arttırılarak aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesi akabinde nafakanın iştirak nafakası olarak aynen devamına, kadın yararına aylık 400,00 TL tutarındaki tedbir nafakasının, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 31.03.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine, davaları kabul edilen kadın ve erkek yararına vekâlet ücretine; tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili "kusur tespiti, kabul ve reddedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ile nafaka miktarları"; kadın vekili "erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ve nafaka miktarları" yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 27.09.2023 tarihli, 2023/1233 E., 2023/4260 K. sayılı kararı ile davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2023 tarihli kararı ile bozma ilamına uyularak; davalı-davacı kadın lehine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir, hükme karşı erkek vekili tarafından kusur tespiti ve tazminatlar yönünden; kadın vekili tarafından tazminatların miktarları, yargılama gideri, vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 18.04.2024 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın bozmanın amacına uygun olmayıp az olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince bozma sonrası kararda vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hakkında herhangi bir hükme yer verilmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak; kadın yararına yasal faiziyle birlikte 90.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiş, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî tazminatın miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, maddî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.