"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1428 E., 2024/1804 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/434 E., 2024/205 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların Çorum 2. Aile Mahkemesi 2021/151 Esas 2021/178 Karar ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı yanın boşanabilmek için ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesini şart koştuğu, davacının o dönem vekil ile temsil edilmediğinden ve çalışmadığından çocuğuna maddî olarak yetemeyeceği düşüncesi ile istinaftan feragat ettiği ve boşanma ile ferilerinin kesinleştiği ancak davacının çocuğu ile sınırlı bir görüşme tahsis edildiği, boşandığı tarihten itibaren çocuğunu görmek için çaba sarf ettiği, davalının davacıya ortak çocuğu her gün görebileceğini, istediğinde iletişim kurabileceğini söylediği, tarafların evlerinin de ortak çocuğun okulunun da birbirine çok yakın olduğundan davacının istediği sıklıkla iletişim kurabileceğini düşünerek velâyetin babaya bırakılmasını kabul ettiği, fakat boşanma sürecinden sonra davalı babanın davacıya davranışlarının değiştiği ve velâyet hakkını kötüye kullandığı, davalı yanın 5-6 aydır davacının telefon numarasını Whatsapp uygulaması üzerinden engellediği, mevcut kişisel ilişki günlerinin davacının ortak çocuk ile iletişimi için yetersiz olduğu, ortak çocuğun davacıya karşı soğuk davranmaya başladığı, bu durumun davacıyı derinden üzdüğü ve velâyeti babaya bıraktığına pişman olduğu, davacının 3 aydan beri ... Hastanesinde "hasta danışmanı" olarak çalıştığı, maddî durumunu düzeltmesinin akabinde işbu davayı açtığı, çocuğun anne ilgisine ve sevgisine muhtaç olduğu bir yaş grubunda olduğu, anne-çocuk bağlarının kuvvetli şekilde devam edebileceği sıklıkta ortak çocuğu görebilmeyi dilediğini, mevcut kişisel ilişki yalnızca iki haftada bir olarak tesis edildiğinden ortak çocuğun annesine karşı soğuk davranmasına neden olduğu, annesinin kendisini terk ettiği hissine kapıldığı belirtilerek kişisel ilişkinin her hafta sonu Cumartesi sabah 10.00 ile müteakip Pazar günü akşam 19.00 arasında, davacı annenin ortak çocuğun ödevlerini yaptırabilmesi ve ihtiyaçlarını karşılayabilmesi adına haftanın iki günü saat 17.45 ile 20.00 saatleri arasında, her türlü iletişim vasıtası yoluyla çocuk ile 16.00 ile 19.00 arasında arama ve iletişime geçme hakkının bulunması, anneler gününde ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; boşanma kararından bu yana tarafların ekonomik sosyal ve diğer koşullarında bir değişiklik olmadığı, dava tarafın davalıdan ayrılmasının sebebinin başkası ile yaşadığı duygusal ilişki olduğu, davacının tercih ettiği yaşam nedeniyle davalının çocuğu almasını istediği, boşanma davası esnasında davalının çocuk ile daha iyi ilgileneceği çocuğun eğitimine destek olacağını gerekçe göstererek çocuğun velâyetini almadığı, davacının kendi isteği ile boşandığı, boşanma davasında tüm maddî haklarını talep ettiği ve aldığı dikkate alındığında çocukla kişisel ilişkiyi baskı altında ya da bilmeyerek kabul ettiği iddiasının gerçek dışı olduğu, davacının çocuk ile her gün kişisel ilişki kurmasını talep etmesinin pedagojik açıdan kabul edilebilir olmadığı, davacının çocuğun velâyetini davalının kötüye kullandığına dair bir iddia ileri sürmediği, kendi psikolojik durumundan bahsettiği, davacının bu tutumunun çocuğunda psikolojik olarak etkilenmesine ve zarar görmesine neden olduğu, davacının mahkemenin kurduğu kişisel ilişki şekline uymadığı, bu süreci çocuk ve davalı için çekilmez hale getirdiği, sürekli olarak çocuk ve davalı üzerinde psikolojik şiddet uyguladığı, davacının çocuğun yaşantısını kendisine göre düzenleme eğiliminde olduğunu, velâyeti babada olan bir çocukla annenin her akşam okul önünde görüşme sağlamasının çocuğu almak için gelen davalının ya da ailesinin okul önünde uzun süre bekletilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığı, davacının istediği zaman telefon etmeyi her hafta sonu istediği kadar görüşmeyi hafta içi okul çıkışı görüşmeyi talep etmesinin ne hukuki ne de bilimsel olduğunu, boşanmış olan tarafların çocuklarının evlilik içerisindeki gibi anne ve babaya yakın olmasının beklenemeyeceği, çocuğun gerek tarafların ayrılığından gerek davacı annenin yaşadığı ilişkilerden gerekse çocuğa karşı tutum ve davranışlarından etkilendiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2024 tarihli kararı ile; davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadığı ve değerlendirilmediği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uzman incelemesinde çocuğun annesi ile daha çok vakit geçirmek istediği, anne ilgi ve sevgisine yoğun şekilde ihtiyaç duyulan bir yaş aralığında olduğu, çocuğun iki haftada bir kurulan kişisel ilişkinin sürecinde annesini özlediği, annesiyle görüşmek için öğretmeninin telefonunu kullanma ve annesiyle okulda görüşme gibi alternatif çözümler bulmaya çalıştığı, velâyeti kendisine verilmeyen ebeveyn ile çocuk arasında, çocuk bedeni ve fikri gelişimi ile analık ve babalık duygularını tatmininin sağlanması için kişisel ilişki kurulması zorunlu olduğu ve idrak çağındaki çocuğun bu husustaki görüşü de dikkate alınarak üstün menfaatine olacağı kanaatiyle velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki günlerinin genişletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında her ayın 1. ve 3. haftaları çarşamba günü saat 17.30'dan 20.30'a kadar, her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi sabah saat 10.00'an pazar akşamı saat 17.00’a, her yıl 1 temmuz saat 10.00’dan 31 temmuz saat 17.00’a, sömestr tatilinin ikinci haftası cumartesi sabah saat 10.00'dan takip eden cuma günü akşam saat 17.00'a, her yıl ilk ara tatilin birinci günü saat 10.00' dan son günü saat 17.00'a, ayrıca dini bayramların 2. günü saat 10.00’dan bayramın 3. gün saat 17.00’a, anneler günü sabah saat 10.00’dan aynı gün saat 17.00’a kadar olmak üzere, yıl başı tatili ve çocuğun doğum günlerinde çift yıllarda sabah saat 10.00 ile akşam saat 17.00 arasında, anne tarafından çocuğun baba yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik hükümlerin karar kesinleşinceye kadar tedbiren aynen devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin kararı hukuka, hakkaniyete ve davalı müvekkilimin kişilik haklarına aykırı bulunduğunu, sunulan ses kaydının ortak çocuğa ait olmayabileceğini, olsa dahi nasıl bir ortamda alındığı, öncesi ve sonrasında neler konuşulduğunun önemli olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek kabul edilen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte ve aynı zamanda çocuğun ve ana babanın günlük yaşam düzenlerini aksatmayacak, herhangi bir karışıklığa neden olmayacak, hafta içi okul veya kurs düzenini de engellemeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiği, bu husus ve ortak çocuğun üstün menfaatleri de gözetilerek daha uygun şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında; her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi sabah saat 10.00'an pazar akşamı saat 18.00’a, her yıl 1 temmuz saat 10.00’dan 31 Temmuz saat 18:00’a, sömestr tatilinin ikinci haftası cumartesi sabah saat 10.00'dan takip eden cuma günü akşam saat 18.00'a, her yıl ilk ara tatilin birinci günü saat 10.00' dan son günü saat 18.00'a, ayrıca dini bayramların 2. günü saat 10.00’dan bayramın 3. gün saat 18.00’a, anneler günü sabah saat 10.00’dan aynı gün saat 18.00’a kadar olmak üzere, yıl başı tatili ve çocuğun doğum günlerinde çift yıllarda sabah saat 10.00 ile akşam saat 18.00 arasında, anne tarafından çocuğun baba yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişkiye yönelik iş bu hükmün karar kesinleşinceye kadar tedbiren aynen devamına karar verilmiş, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuk ile davacı anne arasında tesis edilen kişisel ilişkiye hafta içi bir gün olacak şekilde ve ayrıca iletişim araçlarıyla görüşme şeklinde kişisel ilişki tesisi eklenmesi istemi ile kişisel ilişki süresi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, düzenlenen kişisel ilişkinin dosya kapsamına ve ortak çocuğun üstün yararlarına uyun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü, 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.