Logo

2. Hukuk Dairesi2024/803 E. 2024/7093 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabul edilip edilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, düğünde takılan ziynetlerin davalı erkek tarafından alınıp bozdurulduğu iddiasını tanık beyanları ile ispatlayamaması ve dosyada iddiayı destekleyen başka bir delil de bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1107 E., 2023/1798 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/903 E., 2021/188 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile; davalının, düğünden sonra müvekkilinin rızası olmadan, müvekkiline düğünde takılan ziynetleri ve paraları alarak 45 ... plaka sayılı Doblo marka aracı satın aldığını, bu aracın davalının annesi üzerine tescil edildiğini, davalının kalan altınları bozdurup kendi tasarrufun da kullandığını, davalının aldığı ziynet eşyalarını iade edeceğini söylemesine rağmen müvekkiline iade etmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 20 adet çeyrek altın 5 adet sarı lira, 5 adet beşi bir yerde diye tabir edilen beşli altın, 15 adet bilezik (2 adet adana burması, 1 adet taşlı ve 12 adet düz bilezik) olmak üzere, 1 adet zincirli çerçeveli kolye, 1 adet kalın kelepçe ve setin aynen iadesine, ziynetlerin bulunmaması halinde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin davalıdan alınıp müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 25.11.2020 tarihli dilekçesi ile talebini 88.890,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi ile; davacıya düğünde takılan tüm altınların taraflarca Manisa merkezde bulunan kuyumcular çarşısındaki ... kuyumculuğun kasasında saklandığını, aralarında geçimsizlikler başlayınca bu sorunları çözmek amacıyla oturup konuştuklarının ertesi sabahı kuyumcu açılır açılmaz davacının bu kuyumcudan dava konusu tüm altınları alarak ailesinin yanına kaçtığını, ... kuyumculuğun sahibi ve altınları teslim eden kalfası tanık olarak dinlendiğinde bu durumun anlaşılacağını, davacı tarafın kendisini terk edip giderken yanında götürmüş olduğu bu altınları istemekte kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; " davanın ziynet alacağı talebine ilişkin olduğu, davacının, düğün fotoğraflarının incelenmesi suretiyle, kuyumcu bilirkişiden aldırılan rapora göre, düğün sırasında davacıya 6 adet çeyrek altın, 4 adet reşat beşli, 12 adet her biri 15 gr ağırlığında 22 ayar düz bilezik, 1 adet 25.00 gr ağırlığında 14 ayar kelepçeli bilezik, 1 adet zincirli çerçeveli kolye ve 1 adet setin takıldığının belirlendiği, dinlenilen davacı tanıklarının, dava konusu ziynet eşyalarının akıbeti hakkındaki beyanlarının davacıdan duyumlarına dayalı olduğu, görgüye dayalı olmadığı, böylelikle, ispat yükü kendisinde bulunan davacının, ziynet eşyası alacağına yönelik iddialarını ispatlayamadığı" gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ziynetlerinin rızası dışında davalı tarafından alındığının tanıklar tarafından görülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkiline ait olan ziynetlerin düğünden sonra bir daha görülmediğinin tanık beyanlarıyla ispatlandığını, ayrıca davalının cevap dilekçesinde müvekkiline ait ziynetlerin davalının kuyumcusunun kasasına götürüldüğünün açıkça belirtildiğini, tüm altınların ... kuyumculuk adındaki bu kuyumcunun kasasında olduğunu açıkça beyan eden davalının kendi teslim ettiği kuyumcusundan müvekkilinin altınları almasının mümkün olamayacağını, tanıkları ...'nın müvekkilinin eşinden ayrılmaya karar verdiği gece birlikte kendi evinde kaldıkları, ertesi gün kuyumcuya birlikte gittiklerinde kuyumcunun verdiği kutuda bileklik ve içi boş bir kolye ucu çıktığı, başkaca bir ziynet eşyası olmadığı yönündeki beyanının mahkemece değerlendirilmediğini, davalı tarafın bildirdiği 2 tanığını da dinletmediğini ve beyanlarına ilişkin hiçbir somut veri ortaya koymamışken mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;" ...kadın ziynet eşyasının, erkek tarafından alınıp bozdurulduğunu veya zorla alındığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer.

Somut olayda, davacı tanıklarının ziynetlerin varlığı ve akıbetleri hakkında bilgi sahibi olmadıkları, davacı tanıklarından ...'in ifadesinde "Tarafların birlikte yaşadıkları dönemde davacının eşinden ayrılmaya karar verdiği gece kendisinin evinde kaldığını, ertesi gün ismini hatırlamadığı bir kuyumcuya birlikte gittiklerini, davacının kendisine düğünde takılan ve araç alımından arta kalan bir kısım ziynet eşyalarının gittikleri kuyumcuda olduğunu söylediğini, kuyumcuya gittiklerinde kuyumcunun verdiği kutuyu açtıklarında içinden bir bileklik ve içi boş olan bir kolye ucu çıktığını, tarafların kuyumcuya ne kadar ziynet eşyası teslim ettiklerini, ziynet eşyalarının kuyumcuya ne amaçla verildiğini bilmediğini" beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dinlettiği tanığı ...'in beyanları ile davalı erkeğin ziynet eşyalarının kuyumcuda saklandığı ve davacı tarafından aralarındaki sorunları konuştukları günün ertesi sabahında kuyumcudan alındığı iddiası doğrulanmıştır. Davacı kadın ise düğünde takılan ziynetlerin davalı tarafından alınıp bozdurulduğunu, kendisi için harcadığını, tekrar iade etmediğini tanık ifadeleri ile ispat edememiştir. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil bulunmadığı gibi, davacı tarafından yemin deliline de dayanılmamıştır. O halde mahkemece davacının ziynet eşya alacağı davasının reddine karar verilmesinde ve red gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi., 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.