Logo

2. Hukuk Dairesi2024/810 E. 2024/8862 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına ekonomik şiddet uygulaması, sık sık evi terk etmesi ve kadının bilgisi dışında kredi kartını kullanarak borç yapması gibi eylemlerinin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun tespiti ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur oranları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1548 E., 2023/2016 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, kaldırma, esas hakkında hüküm

İLK DERECE MAHKEMESİ : Turgutlu Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/949 E., 2021/263 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunu kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince verilen velâyete ilişkin hüküm davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı-davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen velâyet yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı erkek vekilinin velâyet dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin sorumsuz davranışlarının bulunduğunu, borçlandığını, yalan söylediğini, evin geçimini sağlamadığını, evi terk ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu kadının evlilik birliği içerisinde olan özel konuları kendi ailesine anlattığını, erkeğin elini ısırdığını, kadının ve ailesinin ekonomik şiddet uyguladığını, evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin annesine saygısız davranışlarının bulunduğunu ve ittirdiğini, ufak sebeplerden dolayı tartışma çıkardığını, kadının abisine aşırı düşkün olduğunu, büyük alışverişleri abisi ile yaptığını, kadının Turgutlu Aile Mahkemesinin 2019/35 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiğini, savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, aylık 600,00 TL tedbir iştirak nafakasına, 60.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî azminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin eşine ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise abisinin evliliğe müdahalelerine itiraz etmediği vakıalarının sabit olduğu, belirlenen kusurlu davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi, kabul edilen karşı dava, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddi bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve istinaf edilmemek suretiyle kesinleşen kusurların yanında erkeğin sık sık ortak konutu terk ettiği, ilk boşanma davasından sonra barışarak bir araya gelmelerine rağmen yine sık sık ortak konutu terk ettiği, en son kadından kaynaklanmayan nedenlerle ortak konutu terk ederek kadını ve çocuğu yalnız bırakarak birlikte yaşamdan kaçındığı, kadının bilgisi dışında ona ait kredi kartını kullanarak borçlanıp borcu ödememesi nedeniyle banka tarafından kadına borç bildirimine ilişkin ihbarın yapılmasına sebebiyet verdiği, İlk Derece Mahkemesince, kadına abisi olan Veli'nin erkeğin bilgisi olmaksızın sıradan bir alışverişi aşacak şekilde ortak konuta beyaz eşya alması ve erkeğin her ay maaş bordrosunu talep ederek evliliğe müdahalede bulunmasına sessiz kalması nedeniyle kusur verilmiş ise de; tanığın erkeğin eve gelmediği bir dönemde kız kardeşinin ihtiyacı nedeniyle eve derin dondurucu aldıklarını beyan ettiği, kadının çalıştığı, erkeğin eve gelmediği bir dönemde evin ihtiyacı olan eşyanın alınması nedeniyle onun rızası sorulmadan yapılan alışverişin evliliğe müdahale olarak kabul edilemeyeceği, erkeğin davranışları nedeniyle bile olsa kadının abisinin her ay erkekten maaş bordrosunu isteyerek ne kadar maaş aldığını kontrol etmesinin evliliğe müdahale olduğu, kadının bu müdahaleye sessiz kalması nedeniyle bu yönden kadına kusur verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının abisinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, erkeğin de istinaf edilmemek suretiyle kesinleşen evlilik birliğini etkileyecek şekilde aşırı derecede borçlanarak kadına ekonomik şiddet uygulaması yanında sık sık ortak konutu terk edip, en son kadından kaynaklanmayan nedenlerle müşterek konutu terk ederek kadını ve çocuğu yalnız bırakarak birlikte yaşamdan kaçındığı, kadının bilgisi dışında ona ait kredi kartını kullanarak borçlanıp borcu ödememesi nedeniyle banka tarafından davacı-davalı kadına borç bildirimine ilişkin ihbarın yapılmasına sebebiyet verdiği gerçekleşen bu durumlar karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda, davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları, gelir seviyeleri, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, hükmün kadının maddî tazminat ve manevî tazminat talepleri bakımından kaldırılmasına ve esas hakkında hüküm tesis edilerek kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi, velâyet, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin velâyete yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 oy birliğiyle karar verildi.