"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1124 E., 2023/1328 K.
DAVA TARİHİ : 02.06.2017
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.03.2023 tarihli ve 2022/2-142 E., 2023/184 Karar sayılı ilâmı ile, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, kadın yararına 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; her iki tarafın da ikinci evliği olduğunu, evliliğin onuncu gününden sonra davalının gereksiz sebeplerle kavga çıkarmaya başladığını, eşine ve ailesine hakaret ettiğini, erkeğin önceki evliliğinde ihanete uğramasını fırsat bilerek"ben sana fazlayım, sana eski karın gibi seni aldatacak kadın lazım, sen hak ediyorsun" şeklinde sözler söylediğini, ilk evliliğinden olan çocuklarını görmesine izin vermediğini, müvekkilinin annesini evden kovduğunu, sonrasında haklı sebep olmaksızın ortak konutu terk ettiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, faizi ile 30.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tüm iddiaları inkârla, eşlerin evlendikten sonra davacı erkeğin ailesi ile aynı apartmanda oturduğunu, bu sebeple ortak konutun manevî bağımsızlığı bulunmadığını, davacı ve ailesinin davalıya hizmetçi gibi davrandıklarını, erkeğin eşine hakaret ettiğini, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını, önceki evliliğinden olan çocuğu ile görüştürmediğini, müvekkilinin davacı ve ailesi tarafından sürekli olarak erkeğin ilk eşi ile kıyaslandığını, kadının tüm bu baskılara dayanmaya çalışmasına rağmen evden kovulduğunu ve babasının evine bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, aksi halde aylık 800,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 14.11.2018 tarihli ve 2017/503 Esas, 2018/1006 Karar sayılı kararı ile; erkeğin tartışma sonrasında eşini ailesinin evine bıraktığı buna karşılık kadının da eşini önceki evliliğinden olan çocukları ile görüştürmek istemediği, gerçekleşen bu olaylara göre boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu oldukları, kadının kayınvalidesini evden kovma olayından sonra evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle bu kusurlu davranışın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin ailesinin tarafları aynı konutta oturmaya zorlamaları ve eski eş ile kıyasladığı iddialarının ise hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tarafların karşılıklı olarak ileri sürdükleri diğer vakıaların da ispat edilemediği gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, eşit kusur nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili hükmün tamamına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.04.2021 tarihli ve 2019/1354 Esas, 2021/640 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince "davacının tartışmalar sırasında eşini ailesinin evine bıraktığı, buna karşın davalının ise davacının önceki evliliğinden olan çocuklarıyla görüşmesini istemediği" gerekçesiyle taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında erkeğin ailesi ile birlikte yaşama konusunda eşine baskı yaptığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, davalıya fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının boşanmaya ilişkin kusur gerekçesi bakımından düzeltilmesine ve kadın eş yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili kusur ve tazminatlar; davalı kadın vekili hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.10.2021 tarihli ve 2021/6105 Esas, 2021/7542 Karar sayılı kararı ile; "...Mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen “tartışma sonrası eşini ailesi evine bırakan, ailesinin birlikte yaşamaları konusunda baskısı ve olumsuz müdahalesine sessiz kalan ve eşine fiziksel şiddet uygulayan” davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Yoğun aile müdahalesi yaşanan bir ortamda erkeğin annesinin beyanlarına itibar edilerek kadına kusur yüklenmesi doğru değildir. Bu durumda açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.01.2022 tarihli ve 2021/1681 E., 2022/50 K. sayılı kararı ile; Hukuk Muhakemeleri Kanununda benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtayın tamamen bir hukuki denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddî vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukuki denetim yapılması gerektiği gibi davalı kadının, eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarıyla görüşmesini istemediği tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi yukarıda da belirtildiği üzere Yargıtay'ın bozma kararının maddî vakıa denetimine yönelik olduğu, Dairece belirlenen tarafların kusurlu davranışlarına göre 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu belirtilerek önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
2. Kararın davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 11.04.2022 tarih ve 2021/8815 E., 2021/10137 K. sayılı kararı ile; direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.06.2023 tarihli ve 2022/2-589 E., 2023/671 K. sayılı kararıyla; eşlerin fiilen beş ay gibi çok kısa süreyle birlikte kaldıkları, bu süre zarfında bölge adliye mahkemesince de belirlendiği üzere erkeğin tartışmalar sırasında eşini ailesinin evine bıraktığı, kendi ailesi ile birlikte yaşama konusunda eşine baskı yaptığı gibi ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, ayrıca davalıya fiziksel şiddet uyguladığı, buna karşılık davacının annesi olarak dinlenen tanık ...'nin beyanlarından her ne kadar kadının, eşinin eski evliliğinden olan çocuklarıyla görüşmesini istemediği anlaşılsa da, erkeğin ailesinin yoğun baskısı altında geçen beş ay gibi kısa süreli bir evlilikte, erkeğin tespit edilen ağır kusurlu davranışları karşısında birliğin sarsıldığına kabule elverişli beyanlar olmadığı, davalı kadının boşanmaya itiraz etmekte kötüniyetinin bulunmadığı, davalı kadın eşten kaynaklanan başkaca kusurlu bir davranışın varlığının da ispat edilemediği gerekçesiyle Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı kararın oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı kadının kusurlu bir davranışının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili özetle; davanın reddi kararının hatalı olduğunu, gayri resmi bir evlilik yaptığını ve mutlu olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulan bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı erkek vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.