"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 07.06.2022
SAYISI : 2019/3505 E., 2022/1156 K.
DAVA TARİHİ : 09.11.2015
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/14 E., 2019/548 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 07.06.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Esasa ilişkin karar ile ek karar davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat Burak Karadaş ile davalı vekili Avukat ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre; davacı asıl tarafından fazlaya ilişkin hak saklı tutularak alacağın bir kısmının dava edildiği, yargılama sürecinde alacağın tamamının belirlenmediği gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyecektir. Bu durumda, temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin 30.05.2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalının avukatı olarak Kartal 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1254 E. sayılı dosyası ile İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesisin 2011/289 E. sayılı dosyasında davalı vekili olarak, İstanbul 49. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/393 E. sayılı dosyasında davacı vekili olarak, İstanbul 8.İcra Md. 2010/23868 E. sayılı dosyasında alacaklı vekili olarak ve İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/2384 E. - 393 K.sayılı dosyasında davacı vekili olarak hizmet sunduğunu, bütün bu çalışmalar karşılığında ofis giderleri dahi karşılanmadığından 24.10.2011 tarihli ihtarname ile vekalet görevinden istifa ettiğini, ayrıca davalının vasisi olduğu ... ile ilgili Sarıyer 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/168 E. sayılı dosyasında avukatlık hizmeti sunduğunu, davalının bu ihtilafı karşılıklı anlaşma ile sona erdirdiğini, bütün bu dosyalardan vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini, bu süreçte kiracısı ... ile anlaşmış olmasından dolayı mesleki anlamda rencide ettiğinin ortaya çıktığını, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2384 E sayılı dosyasından temyizden feragat ettiği ve bu feragat ile kararın kesinleştiğini ileri sürerek; ileride artırma haklarını saklı tutarak şimdilik 24.000,00 TL avukatlık ücret alacağının 24.10.2011 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, vekalet ilişkisinin başladığı tarihten itibaren beş yıllık zamanaşımı süresi geçtiğini, kiracısının kira parasını ödememesi üzerine kiraların tahsili ve tahliyeyi sağlama için vekilliğini üstlendiğini ve kendi gördüğü hukuksal işlemleri yaparak davalar açtığını, davacının her talebinde masraf ve avukatlık ücretlerinin bir kısmı elden, bir kısmı ilgili yerlere bir kısmının ise makbuz karşılığı ödediğini, davacının, kiracının taşınmazı tahliye etmesine rağmen uzun süre taşınmazın anahtarlarını teslim almayarak davaların sayısını çoğalttığını ve 1.5 yıla yakın bir sürede ne kira tahsilatı ne de dükkanın teslimini sağlamayarak kira kaybına uğramasına sebebiyet verdiğini ve gerçeğe aykırı olarak kendisine ücret ödemediği gerekçesiyle 24.10.2011 tarihinde vekillikten istifa ettiğini, istifa üzerine kendisine yeni bir vekil tayin ettiğini ve yeni vekilin enerjisi ile 2 aylık bir süre içinde 20.12.2011 tarihinde 28.000,00 TL karşılığında açılmış bulunan davalardan karşılıklı olarak masraf ve ücreti vekalet de talep etmeksizin vazgeçildiğini, yine vasisi olduğu ... ile ilgili bir kez duruşmasına girdikleri Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesi dava dosyası için vesayet makamından değil şahsen sorumluymuş gibi kendisinden ücret talep edilmesinin etik bir davranış olmadığını ve davacının istifasının haklı bir istifa olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine yapılan inceleme ile vekalet sebebi ile takip edilen dosyaların incelenmesinde davacının istifasının haksız olduğu değerlendirilmekle, haksız istifa öncesinde hakettiği vekalet ücretinin 750,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 750,00TL'nin dava tarihi olan 09.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2384 Esas sayılı dava dosyasında iş sahibi olan davalı yararına karar verilerek ve hukuki uyuşmazlığın anılan dosyanın davacısı olan ve huzurdaki davanın davalısı ... tarafından başka bir vekil ile vekaletname verilmek sureti ile feragat ile sonuçlandığını, hal böyle olunca bu dava dosyasının bitirilmediğinin mütalaa edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, anılan dava dosyasındaki tutum ve davranışların esasen istifaya neden olduğunu, davalının kendi kazanmış olduğu dava dosyasında ofisini taciz raddesinde eylemlere giriştiğini ve kiracısı ile haricen anlaşarak hem kendi ödemek zorunda kalacağı vekalet ücretini hem de karşı taraftan alınması gereken vekalet ücretinin tahsilinin önüne geçilmek için türlü agresif tavırlar sergilediğini, mahkemenin bu anlatımlar üzerinde hiç durmadığını ve bilirkişinin İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2384 Esas sayılı dava dosyasındaki süreci incelerken feragat tarihinin daha sonraki bir tarih olduğunu gerekçe göstererek emek verilmiş, tamamlanmış ve iş sahibi yararına bitmiş olan bir dava dosyasından vekalet ücreti ödenmemesi gerektiği şeklindeki yorumunun hukuksuz olduğunu, davalının yıllar süren dostluğa dayanarak davalıyı adeta kendi maaşlı personeli gibi kullandığını, mahkemenin itibar ettiği bilirkişi raporunda İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/289 Esas sayılı dava dosyası ile İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2384 Esas sayılı dava dosyası arasında bağlantı olduğu hususunun dahi saptanmadığını, oysa bu dava dosyasında davalının kiracısı olan ... tarafından ... aleyhine menfi tespit davası açıldığı ve davacının, açılan davaya 05.09.2011 tarihli dilekçesi ile cevap verdiği, 24.10.2011 tarihli dilekçe ile de ofis giderleri ve vekalet ücretinin ödenmediği, sözleşme yapmaktan kaçınılması sebebi ile görevden istifa edildiğinin kayıtlandırdığını, bu şekilde istifa nedeni olarak ofis giderlerinin karşılanmaması, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/2384 Esas sayılı dava dosyası iş sahibi lehine kazanıldığı halde vekalet ücretinin ödenmemesi ve sözleşmeye davet edildiği halde iş sahibinin sözleşme yapmaktan kaçınması olarak gösterildiğini, bilirkişinin ise bu gerekçeleri dikkate almadığını, davacının ödevlerini ifa etmiş olmasına rağmen, davalının vasisi olduğu ... ile ilgili Sarıyer 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/168 Esas sayılı dava dosyasına vekalet görevini ifa etmiş olmasına rağmen anılan dosyada da vekalet ücreti ödemeyerek bu dosyanın davacısı ile anlaşma sağlayıp, kazanç temin ettiği hususunda da bir izahat bulunmadığını, istifanın haklı olduğunu, kimsenin bir başkası için hiçbir ücret, masraf talep etmeden emek harcamaya zorlanamayacağını, belirterek verilen gerekçesiz kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahkemece verilen kararın gerekçesiz olduğu, kararın bilirkişi raporundaki kanaat benimsenerek verildiği düşünüldüğünde; somut olayda, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada dosyaya sunulan raporda muaccel olmayan bir alacağını isteyen davacı avukatın, bu isteğinin karşılanmaması üzerine istifa etmesinin haklı bir istifa olarak kabul edilemeyeceği tespiti yapılmış ise de; davacının, davalı adına vekil olarak takip ettiği
Sarıyer 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.09.2010 tarih ve 2010/107 D.İş-2010/107 K.sayılı tevdi mahalli karar örneğinin incelenmesinde; kararın 14.12.2010 tarihinde kesinleştiği, davacının dosyaya sunduğu istifa dilekçelerindeki istifa nedenlerinden birinin de davalının kısmen de olsa vekalet ücreti ve masraf ödememesi yönünde olduğunu, davacı vekilin 28.11.2011 tarihinde istifa etmesine göre 14.12.2010 tarihi itibariyle vekalet ücretinin muaccel hale geldiği, ancak davacının istifasından önce davalıdan muaccel olan vekalet ücreti alacağını ve takip ettiği davalar için gerekli olan masrafları talep ettiği halde davalının ödeme yapmadığı hususunu ispatlayamadığı, bu nedenle istifasının haksız olup, istifa tarihine kadarki tamamlanan işlerden kaynaklanan vekalet ücretini talep edebileceğinden, bu şekilde hazırlanan rapor doğrultusunda verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebeplere ek olarak, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu kabul ettiğine göre kararı kaldırarak mahkemesine gönderme kararı vermesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haklı istifa nedenine dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 512 nci (eski BK 396/1) maddesine göre, "Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Ancak, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür."
2. Avukatlık Kanununun 171/1 maddesi “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.”
3.Avukatlık Kanununun 174/1 inci maddesinde "Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır."
4.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesinde “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükmü mevcuttur.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre usul ve kanuna uygun olup, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından ücretin ancak işin sonuçlanarak kesinleşmesiyle muaccel hale geleceği, dosya kapsamından davacı vekil tarafından istifadan önce vekalet ücretinin talep edildiğine dair davalıya gönderilen bir bildirimin bulunmadığı hususları dikkate alındığında; davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 07.06.2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.