"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davalının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, sahibi ve mesul müdürü olduğu ... Eczanesini işletmekteyken ruhsatnamesinin 6197 sayılı Kanunun 6. maddesinin ek fıkrasında "...muvazaalı eczane açıldığının tespiti halinde, ruhsatname iptal edilir ve eczacı beş yıl süreyle eczane açamaz..." hükmü gereği Şanlıurfa Valilik Makamının 19.10.2017 tarih 1577 sayılı oluru ile 5 yıl süre ile ruhsatın iptal edildiğinin bildirildiğini, akabinde 1.274.518,83 TL asıl alacak, 389.373,47 TL faiz olmak üzere toplam 1.665.892,30 TL'lik borç bildirim belgesi tanzim edilerek tebliğ edildiğini, dava konusu işlemin durdurulması ve iptali talepli olarak Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinde 2017/1233 esas sayı ile dava açtığını, mahkemenin 19.12.2017 tarihli kararla teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına hükmettiğini, 5510 sayılı yasanın 96. maddesinde ve bu maddenin dayanağı yönetmeliğin ilgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarından doğan fazla ve yersiz ödemeler başlıklı 5. maddesinde hangi hallerde fazla ve yersiz ödemenin söz konusu olduğunun ayrı ayrı sayıldığını, sayılan haller içinde muvazaa nedeniyle eczane işletilmesi veya benzeri hal belirtilmediğini, bildirilen asıl alacak ve faiz miktarlarının nasıl hesaplandığı, borcun kaynağı, faiz başlangıcı ve oranı hakkında belgelendirme yapılmadığını ileri sürerek, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kavaklıdere Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi ile imzalanan tip sözleşmesinin feshi kararının iptaline, borçsuz olduğunun tespiti ile aleyhine tahakkuk ettirilen borç bildirim belgesinin idare mahkemesi kararı dikkate alınarak iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının muvazaalı olarak eczane işlettiğinin valilik kararı ve yaptırılan inceleme sonucunda anlaşıldığını, yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunu, muvazaalı olarak eczane işlettiği idarece tespit edilen davacının kurumla sözleşme imzalarken eczanenin sahibi ve mesul müdürü olarak görev yapacağını beyan ettiğini, davacının muvazaalı olarak eczane işletilmesine sebebiyet vermesinin kuruma gerçeğe aykırı bildirimde bulunması anlamına geldiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; idare mahkemesi kararıyla, muvazaalı eczane açma fiilinin hukuki bir şekilde araştırılmadığı belirtilerek ruhsat iptali işleminin iptal edildiği, davalının davacıya sözleşme hükümlerine göre borç tahakkuk ettirirken eylemlerini araştırmadığı, davacının borçlu olmasını gerektirecek hiçbir sebep bulunmadığı, davacının davalı kuruma borçlu olmadığı ve sözleşmenin feshini de gerektirecek hukuki bir dayanak bulunmaması sebebiyle feshin de haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflar istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; dosya içeriği, toplanan deliller, yerel mahkeme gerekçesi ve özellikle Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin 09.03.2018 gün ve 2017/1233 esas 2018/238 karar sayılı kararında tespit edilen bulgular nazara alındığında davanın kabulüne dair mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerektiği; ancak davacının dava dilekçesi ile toplam 1.665.892,30 TL cezai şart işleminin iptalinin yanı sıra anılan borçtan sorumsuzluğunun tespitini de istediği ve bu yöndeki talebin de kabul edildiği, davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle, davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulüne, Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2020 tarih ve 2018/157 esas, 2020/333 karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı kurumca, davacı adına tahakkuk ettirilen toplam 1.665.892,30 TL tutarlı 22.01.2018 tarihli ve 20170615019197 belge nolu borç bildiriminin ve tip sözleşmenin feshi işleminin iptaline, davacının anılan borç bildirim belgesinde yazılı toplam 1.665.892,30 TL için davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere ve özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararındaki yazılı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde; "(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda; davacı tarafça maktu harç yatırılmış olup dava kabul edilmiştir. Buna göre, bölge adliye mahkemesince; davacı lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin karar tarihinde geçerli olan AAÜT'ne göre maktu vekalet ücreti olarak belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan "91.106,23 TL nispi" rakam ve yazısının çıkartılarak yerine "5.100,00 TL maktu" rakam ve yazısının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.