Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7564 E. 2022/9355 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından optik firmasına uygulanan cezai şart ve sözleşme feshinin iptali talebiyle açılan davada, lehe sözleşme hükmü gereğince cezai şart bedelinin dava tarihinden önce ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya uygulanan cezai işlemin dayanağı olan sözleşmeden sonra yürürlüğe giren ve davacı lehine hükümler içeren 2018 tarihli sözleşme hükmü uyarınca hesaplanan cezai şart bedelinin, dava tarihinden önce davalı kuruma ödendiğinin tespit edilmesiyle davanın konusunun kalmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kurum işleminin iptali davasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ... Optik'in mesul müdürü olduğunu, davalı Kuruma fatura ettiği ... isimli hastanın reçetesinin sahte olarak düzenlendiği iddiasıyla Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzeme Sözleşmesinin 8.1.18. maddesinde yer alan "Müessese sahibi/mesul müdür veya müessesede çalışanlar tarafından reçete/reçete eki belgede haksız kazanç elde edilmesini sağlayacak nitelikte tahrifat yapıldığının veya sahte reçete/reçete eki belgenin Kuruma fatura edildiğinin tespit edilmesi halinde, 30.000 (otuzbin) TL cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süreyle sözleşme yapılmaz." hükmüne dayanarak kendisi hakkında cezai işlem uygulandığını, ancak söz konusu reçetenin sahte olarak düzenlenmediğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından verilen 30.000 TL cezai şart ve altı ay süreyle sözleşmenin feshine ilişkin cezanın iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece: ...'in gözlük reçetesini, davacının mesul müdür olduğu ... Optik firmasına yaptırmak üzere teslim ettiğini, firmanın da reçetede yazılan gözlüğü hazırlayarak davalı SGK'ya fatura ettiği ancak dava dışı yeşil kartlı ...'in reçetesindeki gözlüğü almaya gelmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafından verilen 30.000 TL cezai şart ve altı ay süreyle sözleşmenin feshine ilişkin cezanın iptaline dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 7/11/2019 tarihli ve 2016/27566 esas - 2019/11616 karar sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş; davalı vekilinin karar düzeltme isteğinde bulunması üzerine Dairemizin 15.04.2021 tarih ve 2020/9007 Esas ve 2021/4164 Karar sayılı ilamıyla “...1-Davalı kurumca, sahte olduğu iddia edilen ...’e ait reçeteye ilişkin yapılan soruşturma sırasında dinlenen davacı optik çalışanı ..., ...’in işyerlerine gelerek reçetesini ibraz ettiğini ve fiyat sorduğunu, gözlüğünü almadan reçetesini de alarak ... Optik’ten ayrıldığını, daha sonra reçeteyi silmediklerini farketmeleri üzerine ilgili reçeteyi doktora tekrar yazdırmak suretiyle Kuruma fatura ettiklerini söylemiş ve reçeteyi yazan doktor da hastanın reçeteyi kaybettiğini söylemesi üzerine tekrar yazdığını kabul etmiştir. Reçete aslının halen hastanın elinde bulunduğu ve doktorun aynı reçeteyi tekrar yazdığını kabul etmesi karşısında davacı çalışanının beyanına itibar edilerek, davacının Kuruma sahte reçete fatura ettiğinin kabul edilmesi gerekir. Ancak cezai işlemin dayanağı 2013 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemelerin Teminine İlişkin Sözleşme’den sonra yürürlüğe giren 2018 sözleşmesinin 5.4.16. maddesinde “Bu sözleşmenin yürürlük tarihinden önceki sözleşme hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra yapılan ya da kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih ile ilgili işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu sözleşmenin (5) numaralı maddelerinde yer alan hükümleri uygulanır. Ancak tespiti yapılan fiil/fiiller için reçetenin veriliş tarihinde geçerli olan sözleşme hükümlerinin uygulanması optisyenlik müessesesi tarafından Kurumdan yazılı olarak talep edilirse reçetenin veriliş tarihinde yürürlükte olan sözleşmedeki ceza koşulu ve fesih hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca davacı açısından daha lehe olan 2018 sözleşmesinin 5.3.6. maddesindeki “Müessese sahibi/mesul müdürü veya çalışanlar tarafından reçete/reçete eki belgede tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde ilgili müessese yazılı olarak uyarılır ve reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında ceza koşulu uygulanır. Aynı fiilin tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında ceza koşulu uygulanarak sözleşme 1(bir) yıl süreyle feshedilir.” düzenlemesi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir.

2-Davalı SGK Başkanlığı'nın, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 36. maddesi hükmüne göre harçtan muaf olması nedeniyle kendisinden karar ve ilam harcı alınmamalıdır. Bu nedenle 1.536,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekirken zuhulen düzeltilerek onandığı bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, hükme esas alınan 15/03/2022 havale tarihli rapor birlikte değerlendirildiğinde; sonraki tarihli 2018 sözleşmesi doğrultusunda davacıya cezai yaptırım uygulanan mevzuat hükmünün uygulama alanının kalmadığı, dolayısıyla 30.000,00 TL cezai şart uygulanmasının ve sözleşmenin fesih edilmesinin hukuka uygun olmadığı, güncel mevzuat hükmüne göre reçete bedelinin 10 katı tutarındaki cezai şart bedelinin davacı tarafından ödendiği, eldeki davada davacının haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ve davalı tarafından davacıya yönelik olarak verilen 30.000,00 TL cezai şart ile 6 ay süre ile sözleşmenin feshine ilişkin cezanın iptaline, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dava, kurum tarafından tesis edilen cezai işlemin iptaline ilişkindir.

Dava dosyası incelendiğinde; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın dairemizin 15.4.2021 tarih ve 2020/9007 Esas ve 2021/4164 Karar sayılı ilamıyla davacı açısından daha lehe olan 2018 sözleşmesinin 5.3.6. maddesindeki “Müessese sahibi/mesul müdürü veya çalışanlar

tarafından reçete/reçete eki belgede tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde ilgili müessese yazılı olarak uyarılır ve reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında ceza koşulu uygulanır. Aynı fiilin tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında ceza koşulu uygulanarak sözleşme 1 (bir) yıl süreyle feshedilir.” düzenlemesinin değerlendirilmesi gerektiği yönünden bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak yargılama yapıldığı, 15.03.2022 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, cezai işleme konu olan reçete bedelinin 96,13-TL olduğu, lehe düzenleme içeren 2018 tarihli sözleşmenin 5.3.6. maddesi gereğince reçete bedelinin 10 katı tutarının gecikme faiziyle birlikte 1.041,89-TL olduğu ve davacı tarafından dava açılmadan önce 13/06/2014 tarihinde 1.062,00-TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, iptali istenen cezai işlem bedelinin lehe sözleşme hükmünün uygulanması sonucunda dava tarihinden önce davalı tarafa ödendiği değerlendirilerek, kurum işleminin iptaline ilişkin davanın konusu kalmadığından davanın konusuz kalması nedeniyle karar karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü yönünde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.