Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7837 E. 2023/859 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalı adına yapılan elektrik dağıtım ve iletim tesisi varlıklarının maliyetinin, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanarak davalıdan tahsili istenmesine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan yatırımın vekaletsiz iş görme hükümlerine uygun olduğu, talep edilen bedelin yapılan işlemlerle uyumlu olduğu ve zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek, usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1461 E., 2022/2262

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/246 E., 2021/941 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... EDAŞ yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı ... EDAŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... EDAŞ vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; müteahhit olduklarını, inşaa edeceği konut amaçlı sitenin elektrik enerji ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla davalı BEDAŞ'a abonelik tesisi için müracaat ettiklerini, davalı BEDAŞ tarafından elektrik dağıtım şirketinin karşılaması gereken transformatör, yeraltı elektrik iletim kablosu, OG proje vb yatırımları yapmaları halinde abonelik tesis edebileceğinin belirtilmesi üzerine bedelini karşılayarak yatırımları yaptırttıklarını ileri sürerek, tesis bedellerinin imal tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı BEDAŞ'tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı BEDAŞ; davanın zamanaşımı ya da husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin TEDAŞ’a ait olduğunu, husumetin TEDAŞ’a yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu edilen tesislerin yapım maliyetlerine ilişkin bedellerin bizzat davacı tarafça karşılandığı dikkate alındığında belirsiz alacak davası ikame etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalılar arasında müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilişkinin bulunmadığını, davacı tarafla davalı şirket arasında henüz bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması da bulunmadığını, anlaşma tesis edilmeden huzurdaki dava ile tek seferde ödeme talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...; husumet yokluğundan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kurum tarafından yapılması gerekli olan yatırımın davacılar tarafından yapılması nedeniyle aktif husumet ehliyetlerinin bulunduğu, talep edilebilecekleri miktarın faturalı işlere dayalı olup piyasa rayiç bedelleri ile uyumlu olduğu ve davalılar TEDAŞ ile BEDAŞ arasında düzenlenen 24.07.2006 tarih işletme devir hakkı sözleşmesine göre davalı BEDAŞ'ın pasif husumet ehliyetine haiz olduğu, Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği'ne göre bağlantı anlaşmasının imzalanmamış olmasının dava konusu tesislerin bedelinin ödenmesine etkisinin bulunmadığı, yine davalılar TEDAŞ ile BEDAŞ arasında düzenlenen 24.07.2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesi gereğince davalı ...'ın husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle; davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı BEDAŞ yönünden açılan davanın kabulü ile 130.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı BEDAŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı BEDAŞ vekili; tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu tesisin Tip C/2 grubuna dahil olduğunu ve Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce tesis edilip devri yapıldığından, geriye dönük bedel talebinde de bulunulamayacağını, bağlantı ve tesis kullanım anlaşması bulunmaması sebebi ile tesis bedellerin iadesinin mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bağlantı anlaşmasına ilişkin yapılan tespitlerin eksik, varılan kanaatin ise elektrik piyasası mevzuatına aykırı olduğunu, taraflar arasında gerek tesis kullanım anlaşması gerek ise de bağlantı anlaşması bulunmadığını, kullanıcı tarafından yapılan trafo bedellerinin ancak iletim tarifesi bedelinden düşülmesine karar verilmesi gerekirken, defaten ödenmesine karar verilmesinin doğru olmadığını, bilirkişilerce hesaplama yönteminin mevzuata aykırı ve bulunan bedelin son derece fahiş olduğunu, davacı ile dava dışı firmaların kendi aralarındaki hizmet ilişkisi nedeniyle

oluşan KDV'lerden davalı şirketin sorumlu tutularak (KDV dahil) 130.000 TL'ye hükmedilmesi mümkün olmadığını, dava konusu edilen talebe faiz istenilemeyeceğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; talep edilen miktarın faturalı işlere dayalı olup piyasa rayiç bedelleri ile uyumlu olduğu, davacıların, aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalı BEDAŞ'ın pasif husumet ehliyetini haiz olduğu, bu bedellerin tüketimden düşülmesi mümkün olmadığından defaten ödeme kararı verilmesinde ve KDV Kanunu uyarınca davacıların KDV ödemesi sebebiyle bedeller yönünden KDV talep etmelerinde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı BEDAŞ'ın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı BEDAŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı BEDAŞ vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık,davacı tarafça yaptırılan dağıtım ve iletim tesisi varlıklarının maliyetinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Vekâletsiz iş görme, davaya konu dağıtım tesisinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 410 ila 415 inci maddeleri arasında düzenlenmiş olup, genel olarak bir kimsenin sözleşme veya hukuken yükümlü olmadığı hâlde başka bir kimsenin hukuk ve menfaat alanına müdahale ederek iş görmesinden doğan hukuki ilişkiyi ifade etmektedir. Vekâletin bulunmaması, görülen işin bir vekâlet ilişkisine veya başka bir sözleşmesel ilişkiye ya da benzer bir yükümlülüğe dayalı olmadan yapılması anlamına gelmektedir. Görülen işin başkasına ait olması gerektiği de açıktır. Ancak bazı durumlarda görülen işte vekâletsiz iş görenin de menfaati olabilir. Bu durumda ortak yarar söz konusu olur ki; ortak yararın bulunduğu durumlarda iş göreninin menfaati iş sahibinin menfaatine göre daha üstün değilse işin başkasına aidiyeti unsuru var sayılır. Vekâletsiz iş görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki bir sözleşme ilişkisi olmamakla beraber iş gören ile iş sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi doğmaktadır.

2. Vekâletsiz iş görme, yasal düzenleme uyarınca gerçek (caiz olan) vekâletsiz iş görme ve gerçek olmayan vekâletsiz iş görme olmak üzere ikili bir ayrıma tabiidir.

3. Gerçek vekâletsiz iş görmede, iş gören iş sahibinin menfaatine ve yararına iş görme iradesi ile hareket etmektedir. Gerçek vekâletsiz iş görmede, bir kimse başkasına ait bir işin görülmesi iradesiyle, onun hukuk alanına bir yetkisi bulunmaksızın müdahale etmektedir. 818 sayılı Kanun'un 413 üncü maddesine göre;“İş sahibinin menfaati için yapılmış olan bir işte yapan kimsenin hâl icabına göre zaruri veya faideli bulunan bilümum masraflarını faizi ile edaya ve bu kabil taahhütlerini ifaya ve hakimin takdir edeceği zararı tazmine, iş sahibi mecburdur.

Maksadı hasıl olmasa bile, işi yaparken icabeden ihtimamda bulunan kimse hakkında dahi bu hüküm tatbik olunur.

İşi yapan kimse yaptığı masrafı istifa edemediği takdirde, haksız bir fiil ile mal iktisabı faslındaki hükümlere göre yaptığı şeyi ref ettirebilir.”

4. Bu hükme göre kanun koyucu, iş görenin haklarını düzenlerken başkasının menfaatinin gerektirdiği bir işe kalkışan kimsenin bu mühadale ile kendi malvarlığında bir azalma olmamasını sağlamak ve bu suretle herkesi başkalarına yardıma teşvik etmek amacıyla iş görene malvarlığında meydana gelen azalmanın telafisini isteme yetkisini vermiştir. Diğer taraftan, vekâletsiz iş görme işi yapan için bir kâr teminine de vesile teşkil etmemelidir.

5. 818 sayılı Kanun’un 413 üncü maddesinde bahsi geçen “masraf” tabirinden; iş görme nedeniyle, iş görenin malvarlığında kendi iradesiyle meydana gelen yahut meydana gelmesine katlandığı azalmalar anlaşılmalıdır.

6. Gerçek olmayan vekâletsiz iş görmede ise; iş görenin bir başkasının işini haksız bir biçimde ve kötü niyetli olarak kendisinin veya üçüncü bir kişinin menfaatine görmesi yahut bilerek ya da bilmeyerek başkasının işini kendi işiymiş gibi ve kendisine menfaat sağlamak üzere görmesi hâlidir ve 818 sayılı Kanun'un 414 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Kendi menfaati için yapılmamış olsa bile iş sahibi yapılan işten hasıl olan faydaları temellük etmek hakkını haizdir.

Temellük ettiği faydalara göre, işi yapan kimsenin masrafını tazmin ve yapmış olduğu taahhütlerden onu tahlis eder.”

7. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526 ıncı ve devamı maddelerinde de benzer düzenlemeler yer almaktadır. Nitekim anılan Kanun’un 529 uncu maddesinde, 818 sayılı Kanun'un 413 üncü maddesine paralel olarak “İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır.

İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir.” hükmü mevcuttur.

8. Öte yandan, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak davaları; 01.10.1958 tarihli ve 1958/15 E., 1958/6 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesiyle hüküm altına alınmış olan on yıllık zamanaşımına tabidir.

3. Değerlendirme

Somut olayda, davalı ... EDAŞ tarafından yapılması gerekli olan yatırımın davacı tarafça vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı, davacı şirketin faturalı olarak talep ettiği bedelin bilirkişi raporuna göre yapılan işlemlerle uyumlu olduğu, dava konusu tesisin yapıldığı tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinde hüküm altına alınan zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.