"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/864 E., 2022/1128 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/384 E., 2020/247 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 01.01.2014 tarihinde,...plakalı VW Passat marka araçla ...-... istikametinde seyir halinde iken yaralamalı trafik kazası geçirdiğini, kendisi dışında araçta başka kimse bulunmamasına rağmen, ön yolcu baş ve yan hava yastıklarının açıldığını, müvekkilinin emniyet kemerinin takılı olduğunu, alkollü olmadığını, kaza tarihindeki mevsim şartlarına uygun kış lastiği bulundurduğunu, sürücü konumunda bulunan müvekkilinin sürücü baş ve yan hava yastıklarının açılmadığını, bu durumun aracın gizli ayıbından kaynaklandığını, müvekkilinin özellikle baş bölgesinden aldığı darbeler sonucu yaralanarak bilinci kapalı bir şekilde hastaneye yoğun bakıma kaldırıldığını, müvekkilinin hastanede yatarak uzun süre tedavisinin devam ettiğini, halen daha müvekkilinin tedavisinin devam ettiğini, kendisine omurilik felci teşhisi konulduğunu, kaza tarihinden itibaren çalışamaması sebebi ile maddi kayıplarının meydana geldiğini, yaşanan kaza ve sonrasındaki süreçte yaşananlardan kaynaklı manevi olarak derinden etkilendiğini ileri sürerek; 500.000 TL manevi tazminat ve 2.173.600 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; görev ve yetki itirazında bulunarak, davacının talep ve dava hakkının zamanaşımına uğradığını, hava yastıklarının kazanın oluş şekli, karşılaşılan yavaşlatıcı ivme artışı vb. şartları dahilinde birlikte veya ayrı ayrı devreye girebildiğini, her çarpmada aynı anda açılması gerektiğini düşünmenin yanlış olduğunu, davacının meydana gelen kazada asli kusurlu olduğunu, manevi tazminat talebinin de yasal koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alınan birbiri ile uyumlu bilirkişi raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, aracın hava yastıklarının açılması için çok kuvvetli bir negatif ivme oluşmasının gerekli olduğu, bu negatif ivmenin aracın ön tarafındaki yumuşak kaporta ve radyatör parçaları tarafından yutulduğu durumlarda da hava yastıklarının açılmayabileceği, yan hava yastıklarının da yandan güçlü darbeler alması halinde açılabileceği, dava konusu aracın kullanım kılavuzunda çarpma esnasında kontağın kapalı olması, araç önüne çarpmada kontrol ünitesi tarafından ölçülen gecikmenin çok düşük olması, hafif yandan darbe olması, arkadan darbe olması, aracın takla atması durumu ve çarpma hızının kontrol ünitesindeki gerekli referans değerinden düşük olması halleri ön, yan ve tavan hava yastığının tetiklenmediği durumlar olarak belirtildiği, buna göre hava yastıklarının belirli durumlarda açılmaması mümkün olup, bu durumun araçtaki bir arıza halini göstermediği, genel olarak direksiyon hava yastığının açılması için aracın ön tampon kısmında yeterli şiddette bir darbeye maruz kalması gerektiği, ön tamponun sağ ve solundan 30 derecelik açı içinde etkiyen darbelerin hava yastık sensörlerini tetikleyebildiği, dava konusu olayda da aracın sağ arka çamurluk ve tavan kısımlarından darbe aldığı, dolayısıyla direksiyon hava yastığının şişmesi için gerekli uyarıyı yapacak olan sensörün olduğu bölgeye bir darbe gelmediği, bu durumda sürücü hava yastığının açılmamasının normal olduğu, sağ taraftaki yolcu ve sağ yan perde hava yastıklarının açılmasının araçta genel olarak hava yastıkları ile ilgili bir imalat hatasının olmadığını, sistemin normal olarak çalıştığını gösterdiği, ayrıca aracın elektronik sisteminin kontrol edildiği ve bir arıza halinin olmadığının belirtildiği, bu durumda araçtaki hava yastıklarının imalattan kaynaklı bir arızasının olmadığını gösterdiği, bu haliyle fiziksel şartlar nedeniyle aracın direksiyon hava yastığının açılmadığı, araçta diğer sağ yan hava yastıklarının açılmasından hava yastığı merkezi beynin faal olduğu, herhangi bir imalat hatasının olmadığı gerekçesiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi raporlarının özensiz ve yetersiz olduğunu, dosyaya sunulan uzman görüşlerine göre kazanın oluş şekli ve aracın hasar durumu gözetildiğinde aracın sürücü bölümündeki hava yastıklarının açılması gerektiğini, uzman görüşleri ile dosyadaki bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu, kaza tespit tutanağına göre aracın ilk darbeyi önden aldığını, yolcu tarafındaki hava yastıklarının açılmasına rağmen sürücü müvekkili tarafındaki hava yastıklarının açılmamış olmasının bilirkişi raporlarında açıklanamadığını, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “davacının iddiasının teknik bir incelemeyi gerektirmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünden iki öğretim üyesi ve bir makine mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alındığı, raporda sonuç olarak, kazanın meydana geliş şekli ve aracın darbe aldığı kısımlar dikkate alındığında araçtaki açılmayan sürücü ön ve yan hava yastıklarının açılmasını gerektirecek koşulların oluşmadığı, aracın hava yastıklarının üretimden kaynaklı ayıplı olduğu yönünde bir bulguya rastlanılmadığının mütalaa edildiği görülmüştür. Davalı tarafın bilirkişi kurulu raporuna itirazları üzerine bu kez İTÜ Makine Mühendisliği ve Ulaştırma Mühendisliği bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, raporda sonuç olarak, dava konusu araçta hava yastık sisteminde genel bir imalat hatasının olmadığı, araçta sürücü ve sol yan perde hava yastığının açılmamasının imalat hatasından kaynaklandığının söylenemeyeceği mütalaa edilmiş olup konusunda uzman iki bilirkişi kurulu raporunun, ayrıntılı, gerekçeli, dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu ve birbirini teyit etmesi nedeniyle mahkemece hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği" gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, kendilerinin sunmuş olduğu uzman görüşü ile dosyadaki bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, bu çelişki giderilmeden karar verildiğini, araçta başka bir yolcu bulunmamasına ve ilk darbenin aracın sol ön kısmından alınmış olmasına rağmen yolcu hava yastıklarının açılmış olması, sürücü hava yastıklarının hiçbirinin açılmamış olmasının teknik olarak açıklanamadığını, bilirkişilerin uzmanlık alanlarının da teknik olarak yeterli olmadığını, davalı firmanın tek yanlı düzenlemiş olduğu elektronik test sonuçlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, olayın oluş şekline göre bilirkişi raporundaki tespitlere ışığında araçtaki hiçbir hava yastığının açılmamış olmasının gerektiğini, oysaki araçta yolcu bulunmamasına rağmen yolcu hava yastıklarının açıldığını, verilen kararın olayın oluş şekli ve aracın mevcut durumu ile uyumlu olmadığını ve hatalı olduğunu belirterek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının hakimiyetindeki araç ile geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu araçta bulunduğu iddia edilen ayıp nedeniyle uğranılan maddi manevi zarar tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’nun 8 inci maddesi: "(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
(3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur."
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ncı maddesi: "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz."
3. Değerlendirme
Yargılama aşamasında alınan 06.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda, kaza esnasında araçta başkasının bulunmadığı, buna rağmen yolcu hava yastıklarının tamamının açıldığı, sürücü hava yastıklarının hiçbirinin açılmadığı, sürücü tarafından yaşam alanının daralması, sürücü emniyet kemerinin takılı olmasına rağmen sürücünün ileri geri ani hareket etmesi sonucu yaralandığı kanaati bildirilmiştir. Yine anılan raporun sonuç kısmında Volkswagen yetkili servisinin düzenlediği teknik rapordaki bilgisayarlı kontrol sonucunda “kaza esnasında (SRS) sisteminin normal çalıştığı ve sürücü ön ve sol yan taraf sensörlerinden tetiklenme sinyali gerektirecek bir bilgi alınmadığı” tespiti bilirkişinin bildirdiği görüşte etkili olmuştur. Daha sonra alınan 29.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda, araçta kaza anında, sağ yolcu ve sağ yan perde hava yastıklarının açılmış olmasının araçta hava yastıklarının çalışmasına dair bir imalat hatasının bulunmadığını gösterdiği tespiti, yine Volkswagen firmasının tek yanlı düzenlemiş olduğu elektronik sistemin kontrol edildiği ve bir arıza olmadığını bildirir test raporunun bilirkişi raporuna dayanak alınması bilimsel ve tarafsız tespitten uzaktır. Kaldı ki aynı raporun devamında, aracın önden darbe alması sonucunda takla atması sırasında sol ön direk kısımlarından içe doğru ezildiği tespiti de mevcut olup buna rağmen sürücü yan perde hava yastıklarının açılmamış olmasının açıklanamadığı görülmektedir. Alınan her iki raporda da, kazanın oluş şekli ve yolcu hava yastıklarının hepsinin açılmış olmasına rağmen sürücü hava yastıklarından hiçbirinin açılmamış olmasının sebebi her türlü şüpheden uzak ve davacı itirazlarını karşılayacak şekilde açıklanamamıştır. O halde mahkemece, üniversitelerin otomotiv kürsüsünden seçilecek bilirkişi heyetinden, kazanın oluş şekli, araçta bulunan sürücü ve yolcu hava yastıkları, bunların her birinin işlevi, çalışması için alması gerekli ivme ve aracın kaza sonrası durumu bir bütün halinde değerlendirilerek yeni bir rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,
Hükmü temyiz eden davacının adli müzaheret kararı almış olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.