"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2104 E., 2022/2487 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/37 E., 2022/216 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş, bilahare davacı asil ... 14.02.2024 tarihli beyanı ile duruşma talebinden vazgeçtiğini bildirmiş olup, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili, kısıtlı davalı ... tarafından 02.10.2003 tarihli vekaletname ile vekil tayin edilen müvekkili ile arasında Avukatlık Ücret Sözleşmesi imzalandığını, davalının Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/374 E., 2014/657 K. sayılı ilamı ile kısıtlanarak vasi tayin edildiğini, davalının kısıtlandığı tarihe kadar müvekkili tarafından bir kısım davalarının takip edilerek sonuçlandırıldığını, ancak vekalet ücreti alacağının ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, alacağa davalının kısıtlandığı 10.12.2014 tarihinden itibaren veya Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin ödeme kararı verdiği 25.07.2016 tarihinden itibaren veya dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini istemiş, 26.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 549.633,33 TL'ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının vesayet altındaki ...'ın vesayet altına alınmadan önceki süreçte dava ve takip işlemlerini vekil sıfatıyla sürdürdüğünü, vesayet dosyasından aldırılan bilirkişi raporlarının vasiye tebliğ edilmediğini, Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/374 Esas - 2014/657 Karar sayılı kararı üzerine 150.000,00 TL ücretin de davacıya ödendiğini, iş bu alınan kararın içeriğinden, bizzat kısıtlı ve dolayısıyla ona vesayeten vasi tarafından eda edilecek bir borcun hüküm altına alınmadığının açıkça anlaşıldığını, bu karar dayanak gösterilerek kısıtlı ve dolayısıyla ona vesayeten vasiye yönelik bir takip başlatılması yahut dava açılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 01.10.2002 tarihli ücret sözleşmesi düzenlendiği, bu ücret sözleşmesinin Karşıyaka 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/747 E sayılı davası ile Karşıyaka 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/748 Esas sayılı vasiyetname nedeniyle mirasçılık belgesi alınması işlerini kapsadığı, davacının ıslah dilekçesi ile belirlediği dava değeri dikkate alınarak taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne, 549.633,33 TL'nin 10.000,00 TL'lik kısmı yönünden dava tarihinden itibaren bakiyesi yönünden ise ıslah tarihi olan 08.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, eksiklikler giderilmeden, bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlar değerlendirilmeden, deliller toplanmadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini, davalı kısıtlı olduğundan ve yetki vesayet makamında olduğundan, davalının taraf sıfatına haiz olmadığını, davalı kısıtlının kısıtlanmadan önce davacıya yaptığı ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, ayrıca kısıtlının vekaletname tarihinde fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, Mahkemece yapılan zamanaşımı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 11.820,42 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; görevde olan vesayet makamının yaptırdığı taşınmaz değerleri üzerinden vekalet ücreti hesaplanarak 150.000,00 TL'nin ödendiğini, vesayet makamının verdiği kararın kesin olup istinaf ve temyiz yolunun kapalı olduğunu, vesayet makamının bu kararına vasinin de itiraz etmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında, vesayet makamınca yaptırılan taşınmaz değer tespitleri üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği belirtildikten sonra kararın devamında vekalet ücreti hesaplarken dava dosyalarındaki harca esas değerlerin dikkate alarak hüküm kurulması nedeniyle kendi içerisinde çelişkiye düşüldüğünü ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vesayet altına alınan davalıya vekaleten takip edilen dosyalardan kaynaklanan vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/l maddesi.
2. Aynı kanunun 73 ncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacı, eldeki dava ile davalının kısıtlanması üzerine takip ettiği dosyalardan kaynaklı hakettiği vekalet ücreti alacağının tahsilini istemiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3 üncü maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez.
2. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı, eldeki dava ile haksız azil nedeniyle vekalet ücreti talebinde bulunmuş olup, vekalet ücreti alacağı talebine dayanak davalar mirasçılık işlemleri ve vasiyetnamenin tenfizine ilişkin olup, davalı tüketici konumundadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.
3. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
4. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak HMK'nın 114/1-c ve 115/2 nci maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; görevi olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca esasın incelemeden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak görevsizlik hükmü kurulması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye ya da görevli Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkeme tarafından görülen davanın esastan incelenerek yeniden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
5.Bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.