"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/1213 E., 2023/21 K.
DAVA TARİHİ : 17.01.2014
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı şirket tarafından açılan temizlik ihalesinde işin dava dışı ... Hizmet Yönetim Temizlik ve Ticaret A.Ş. tarafından üstlenildiğini, bu şirket tarafından ihale nedeni ile 07.11.2011 tarihli ve 400.000,00 TL değerindeki teminat mektubunun davalı şirkete verildiğini, kendisinin de bu teminat mektubuna kefil olduğunu, davalı şirket tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesinin istenilmesi üzerine bedelini kefil sıfatıyla bankaya ödediğini ancak dava dışı şirket ile yapılan görüşmelerde borcun teminat mektubu miktarının çok altında olduğunun anlaşıldığını, gerekli bilgi ve belgeyi elde edememesi nedeni ile net bir şekilde borçlu olunan miktarın belirlenemediğini, bunun dava dışı şirketle davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını, davalının ise dava dışı şirketin ödemesi gereken miktar ile teminat mektubu arasındaki fark kadar sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş; ıslah ile talebini 400.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, teminat mektubuna dair ilişkinin davacı, banka ve dava dışı şirket arasında olduğunu, bankaya yapılan ödemenin tahsili için dava dışı şirkete davanın yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.06.2014 tarihli ve 2014/18 E., 2014/165 K. sayılı kararıyla; davanın, nakde çevrilen ve davacının kefil sıfatı ile ödemek zorunda kaldığı banka teminat mektubundan kaynaklandığı, davacının gerçek kişi olduğu, davanın tarafları arasında ticari ilişki bulunmadığı, bu nedenle davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 19.02.2015 tarihli ve 2015/933 E., 2015/2525 K. sayılı ilamla; davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 16.09.2020 tarihli ve 2015/795 E., 2020/393 K. sayılı kararla; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 03.03.2021 tarihli ve 2020/11782 E., 2021/2256 K. sayılı ilamla; davanın hem usulden hem de esastan reddedildiği, bu nedenle davanın öncelikle usul kuralları uyarınca incelenip değerlendirilmesi, usul hükümleri uyarınca davanın reddi mümkün ise usul yönünden davanın reddine karar verilmesi, aksi takdirde davanın esasına girilip esas hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 22.09.2021 tarihli ve 2021/412 E., 2021/734 K. sayılı kararla; davanın esastan reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 23.06.2022 tarihli ve 2022/4091 E., 2022/6139 K. sayılı ilamla; davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, her ne kadar, davalının dava dışı şirketin borçlarından dolayı 20.08.2013 tarihinde 81.818,42 TL SGK prim borcu, 21.08.2013 tarihinde 118.877,10 TL SGK prim borcu, 21.08.2013 tarihinde 117.630,34 TL haciz ödemesi, 04.09.2013 tarihinde 186.968,08 TL izin-ihbar-kıdem tazminatı ödemesi olmak üzere toplam 505.293,94 TL ödeme yaptığı, bunun davacının kontrgaran olduğu ve tahsil edilen 400.000,00 TL'den çok fazla olduğu belirtilmiş ise de; davalının haciz ihbarnamesi üzerine ödediği 117.630,34 TL haciz ödemesinin dava dışı şirkete olan borcu olduğu, bunun dışında prim vs. ödemesi toplamının 387.663,60 TL olduğu ve bunun da 400.000,00 TL’den daha az olduğunun anlaşıldığı, bu durumda Mahkemece; davalının fazla tahsilatı olan 12.336,40 TL yönünden davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 12.336,40 TL'nin temerrüt tarihi olan 20.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle bankaya yaptığını iddia ettiği ödemenin tahsili talebini de ... A.Ş.ye yönlendirmesi gerektiğini, davacı ile davalı şirketin hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dışı ... A.Ş.nin davalı şirket ile imzaladığı sözleşme uyarınca verildiği teminat mektubunu bankaya kontrgaranti olarak ödeyen davacının, teminat borçlusunun teminat alacaklısına daha az borcu olduğu iddiasıyla fazladan tahsil edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda, uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.