"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/54 E., 2016/169 K.
DAVA TARİHİ : 22.07.2011
KARAR : Davanın reddi
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili, Davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekili
Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10.08.2010 tarihinde iş yerinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeni ile Balta Limanı Hastanesi'nde ilk müdahaleler yapılarak filmler çekildikten sonra Anadolu Hastanesi'ne götürüldüğünü, orada yeniden filmler çekildiğini ve sol ayak bilek ve diz kapağında düşme sonucunda kırıklar meydana geldiği ve ameliyat olması gerektiğinin bildirildiğini ancak bu ameliyat için yeterli cihazlarının olmadığının belirtilmesi üzerine davalı ... Hospital Avcılar Hastanesi'ne götürüldüğünü, burada da diğer davalı doktor ... tarafından filmler çekildiğini ve acil ameliyat olması gerektiğinin kendisine belirtildiğini, doktor tarafından ameliyattan sonra sadece diz kapağında kireçlenme olabileceği bunun dışında herhangi bir şey olmayacağının söylendiğini ve 2 gün boyunca iğne ve ağrı kesici ilaçlar verilerek ameliyat olması için bekletildiğini, 2 gün sonra ameliyat edildiğini ve ameliyattan sonra da ameliyatın sorunsuz geçtiğinin söylendiğini, ameliyattan 10 gün sonra kontrole ve 20 gün sonra da dikişlerin alınması için davalılara giden ve dayanılmaz ağrılar çeken, kendisine herhangi bir sorun olmadığı, platinler çıkarıldıktan sonra ağrılarının geçeceği söylenen müvekkilinin ameliyattan 4.5 ay sonra platinleri çıkarılmışsa da bu süre zarfında yaşadığı acılarla baş başa bırakıldığını ve eve gönderildiğini, 6 aylık raporu 12.02.2011 tarihinde biten müvekkilinin dayanılmaz acılarının geçmemesi üzerine Balta Limanı Hastanesi'ne gittiğini ve kontroller sonucunda kendisine yeniden ameliyat olması gerektiği yoksa hiç yürüyemeyeceğinin söylendiğini, bunun üzerine de 15.02.2011 tarihinde Bakırköy Devlet Hastanesi'ne başvurduğunu, 3 farklı doktora muayene olarak filmlerinin çekildiğini, Bakırköy Devlet Hastanesi'ndeki tetkikler sonucunda kemiklerinde yanlış kaynama olduğu belirtildikten sonra dava dışı doktor Mustafa Gökhan Bilgili tarafından ameliyat edildiğini ve önceki ameliyattan dolayı kemiklerde erime ve çatlaklıklar olduğunun söylendiğini, davalıların tıbbi müdahaleleri nedeniyle aylarca dayanılmaz acılar çeken, ikinci defa ameliyat olmak zorunda kalan ve bugün dahi ayağındaki ağrılar nedeniyle tam basamayan müvekkilinin yaşadığı bu ızdırap ve acı veren durum karşısında maddi ve manevi tazminat talepleri olduğunu, davalıların sebebiyet verdiği tıbbi hata nedeni ile fazlaya ilişkin talep haklarının saklı kalmak üzere 7.000.00 TL manevi 1.000,00 TL maddi zararının davalılardan haksız filin meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya yapılan tüm tıbbi işlemlerin usulüne uygun olarak yapılmış olup hiçbir tıbbi hata bulunmadığını, 10.08.2010 tarihinde yüksekten düşmek suretiyle iş kazası geçiren davacının, müvekkili şirketin işletmekte olduğu hastaneye müracaat etmeden önce ilk tedavisinin başka bir hastanede yapılarak kendisine ayak bileği ve dizinde kırıklar olduğu ve ameliyat olması gerektiği söylenerek alçı ateli yapılıp gönderildiğini, davacının, bu aşamadan sonra ise müvekkili hastaneye müracaat ettiğini, davacının, diğer davalı doktor tarafından yapılan muayenesinde sol patella parçalı kırığı, sol tibia alt uç parçalı intraantiküler kırığı ve dizinin üzerinde derin sıyrıklar olduğunun saptandığını, bu tespitin akabinde davacıya kırıkların ileri derecede parçalı ve eklem içi olduğundan dolayı ileride kaynama açısından problem yaşanabileceği söylenmek ve bu konuda kendisi uyarılmak suretiyle hastaneye yatırılıp, gerekli ameliyat hazırlıklarını takiben davacının başvurusunun ertesi günü yani 11.08.2010 tarihinde diğer davalı doktor tarafından ameliyat işlemi gerçekleştirildiğini, dolayısıyla davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü gibi ameliyat için 2-3 gün boyunca bekletilmediğini, davacının başvurusunun ertesi günü ameliyata alındığını, sol ayak bileğinden gerçekleştirilen ameliyattan sonra uzun bacak ateli uygulandığını, 14.08.2010 tarihinde tekrar ameliyata alınanan davacıya bu kez diz bölgesinden operasyon yapıldığını, bu operasyonun ardından 17.08.2010 tarihinde taburcu edildiğini, davacı taburcu edildikten sonra pansuman işlemlerinin de müvekkili hastanede yapıldığını, 14.09.2010 tarihinde ise davacıya uygulanan uzun bacak telinin çıkarılarak kısa bacak alçısı yapılıp diz egzersizlerine, 28.09.2010 tarihinde de bilek egzersizlerine başlandığını, bundan sonra davacının periyodik olarak aylık grafi kontrollerine çağrıldığını ve yapılan bu kontrollerde callosum yetersizliği görülerek 6 ay beklenmesinin önerildiğini, davacının Ocak ayında yapılan kontrolünde konulmuş olan implantların bir kısmının batmaya başlaması ve aşırı ağrı yapması üzerine 25.01.2011 tarihinde genel anestezi ile bir adet vida ile batmakta olan iki adet hirsehneor teli eksrante edildiğini, davacıya diğer davalı doktor tarafından yapılan tüm bu işlemlerde hiçbir tıbbi hata bulunmadığını, davacıya yanlış ameliyat yapılması ve yanlış kaynama olması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, yukarıda da belirtildiği gibi kırıkların ileri derecede parçalı ve eklem içi olması nedeniyle kaynama açısından sorun yaşanabileceğinin ameliyat öncesinde diğer davalı doktor tarafından davacıya söylendiğini, davacının kırığının defektif ve parçalı olması gözönünde bulundurulduğunda komplikasyon gerçekleşmesinin muhtemel olduğunu, dolayısıyla davacıya yapılan işlemlerle ilgili olarak gerek diğer davalı doktorun, gerekse müvekkili hastanenin hiçbir kusurlu eylem ve işlemi bulunmadığından açılan bu davanın haksız olup, reddi gerektiğini beyan etmiş, 11.11.2012 tarihli dilekçesi ile de Yapı Kredi Sigota A.Ş.'ye davanın ihbarını talep etmiştir.
2. Davalı ... ...'e usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.06.2013 tarihli ve 2011/691 E., 2013/285 K. sayılı kararı ile; davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davacının dava dilekçesinin görev nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 19.11.2013 tarihli ve 2013/28838 E., 2013/28593 K. sayılı ilamı ile; ''Somut olayda, davacı ile davalılar arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümlerinin uygulanması ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, hal böyle olunca,mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği'' gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ''davacının 10.08.2010 tarihli yüksekten düşme suretiyle geçirdiği iş kazasından sonra ilk tedavisinin yapıldığı, daha sonra Avcılar Sağlık Hizmetleri'ne başvurarak davalı doktor tarafından ameliyat işlemi gerçekleştirildiği, yapılan ameliyat sonrasında bit takım komplikasyonlarla karşılaşıldığı, davacının ağrıları nedeniyle ameliyattan bir süre sonra tekrar kontrole gittiği ve yeniden filmler çekildiği, bu süre zarfında davacının ağrılarının olduğu, takılan platinlerin çıkartıldığı, davacının halen ağrılarının devam ettiği, bu kez Balta Limanı Hastanesi'nde kontrole geldiği, ilgili hastanece "tekrardan ameliyat olman lazım, yoksa yürüyemezsin" denmesi üzerine bu kez 15.02.2011 tarihinde Bakırköy Devlet Hastanesi'ne gelerek tekrar film çektirerek muayene olduğu, yanlış kaynama olduğunun anlaşıldığı, Bakırköy Devlet Hastanesi'nde tekrar ameliyat olduğu, dosyanın hastane ve doktorların kusuru olup olmadığı konusunda Adli Tıp İhtisas Kurulu'na gönderdildiği, alınan 21.07.2014 tarihli raporda bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, söz konusu komplikasyonları gidermeye yönelik müteaattit operasyonların yapılabileceği, bu amaçla ilgili hekimin de hastayı üst merkeze yönlendirdiği, komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, doktor ...'ye atfı kabil kusur tespit edilemediğinin bildirildiği, davacı vekilinin Adli Tıp Kurumu raporuna itirazı doğrultusunda bu kez dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilerek dosya kapsamı doğrultusunda davalıların kusur ya da ihmal olup olmadığı hususunda rapor istendiği, sunulan 03.12.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda ilk ihtisas kurulu raporunu destekleyen mahiyette rapor verildiği ve davalı doktora herhangi bir kusur yüklenemeyeceğinin oy birliği ile mütalaa edildiği, tazminatın ana unsurlarının; zarar, kusur (kasıt yada ihmal), illiyet bağı ve haksız fiil olduğu, ancak somut olayda davalıların kusurunun ya da ihmalinin olmadığı, bu nedenle eylemin haksız fiil boyutuna da dönüşmediği ve tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı, Adli Tıp Kurulu İhtisas ve Genel Kurul raporlarında anlaşılmakla; davacının davasının reddine karar vermek yönünde tam bir vicdani karar hasıl olduğu'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 13.09.2022 tarihli ve 2022/3869 E., 2022/6432 K. sayılı kararıyla; ''dava dosyasında Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan rapor alındığı, raporda sonuç olarak, ameliyatı gerçekleştiren hekime atfı kabil ihmal ya da kusur tespit edilmediği görüşünün bildirildiği, davacı vekilinin rapora itiraz etmesi üzerine dosyanın kül halinde yeniden bilirkişi raporu alınması için Adli Tıp Genel Kurulu’na gönderildiği, Adli Tıp Genel Kurulu’nca itiraza uğrayan rapor mihvalinde rapor hazırlanarak dosyaya ibraz edildiği, davacı vekili, hem Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu raporuna, hem de itiraz üzerine alınan Adli Tıp Genel Kurulu raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçe vermiş ise de itirazları karşılar yeni bir rapor alınmaksızın mahkemece davanın reddine karar verildiği, hükme esas alınan her iki rapor da incelendiğinde, davacının ameliyat öncesi durumu, ameliyata hazırlık evresinde yapılan ve/veya yapılması gereken tahlil ve tetkikler, özellikle davacının davalı ... hastaneye başvurma tarihi ile ameliyatın gerçekleştiği tarih arasında geçen zamanın sebebinin, gerekli olup olmadığı hususunun hiçbir şekilde irdelenmediği, ameliyat esnasında davalı doktor tarafından uygulanan işlem ve bu işlem sonucu davacıda kırıkların kaynamaması veyahut yanlış kaynaması sonuçlarından hangisinin vuku bulduğu ve bu sonuca davalı doktorun hatalı veya eksik eyleminin sebebiyet verip vermediği ile ameliyat ve yapılan diğer işlemlerin yerindeliği ve gerekliliği ile davacının sonradan geçirmek zorunda kaldığı ameliyatlar ve mevcut durumu gibi önemli hususların tartışılıp açıklanmadığı, o halde mahkemece, üniversitelerden, konusunda uzman, akademik kariyere sahip bilirkişi heyeti oluşturularak özellikle, konulan teşhis, bu teşhise yönelik yapılan işlemler ve yerindeliği ile davacının mevcut durumu hakkında ayrıntılı ve açıklayıcı, mahkeme, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir rapor hazırlanmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği'' gerekçesiyle kararın bozulmasına, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ... Hastanesinden alınıp davalıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekili karar düzeltme, davacı vekili ise katılma yoluyla karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1. Davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; davacının ameliyatın müvekkili hastaneye yatış tarihi olan 10.08.2022 tarihinden 4 gün sonra yani 14.08.2010 tarihinde gerçekleştiğini iddia ettiğini, davacının ameliyatının diğer davalı doktor tarafından 11.08.2010 tarihinde yani davacının hastaneye başvurusunun ertesi günü gerçekleştirildiğini, bu durumun Adli Tıp Kurumu raporunda da tespit edildiği, bu nedenle "davacının davalı ... hastaneye başvurma tarihi ile ameliyatın gerçekleştiği tarih arasında geçen zamanın sebebinin, gerekli olup olmadığı hususunun hiçbir şekilde irdelenmediği..." gerekçesiyle kararın bozulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada mevcut raporlarda varılan sonuçlar ile davacıda ameliyat sonrası ortaya çıkan tablonun detaylı bir şekilde değerlendirildiğini ve davacı hastada meydana gelen durumun bu tür ameliyatlardan sonra her türlü özene rağmen oluşabileceği yani bunun bir komplikasyon olduğunun açıkça ortaya konulduğunu, buna rağmen raporun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı ve bu nedenle üniversitelerin ilgili ana bilim dallarından seçilecek konularında uzman bilirkişilerden oluşmuş bir kuruldan rapor alınması gerektiği kanaati ile kararın bozulmasının hatalı olduğunu beyan ederek bozma kararının düzeltilerek, yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili katılma yoluyla karar düzeltme dilekçesinde özetle; davalıların düzenlendiği epikriz raporunda ve daha sonraki rapor ve muayene yazılarında neden 4 gün sonra 14.08.2010 tarihinde ameliyat yapıldığının açıklanmadığı gibi ameliyat sırasında kemiklerin redükte edildiğinin de yazılmadığını, yapılan cerrahi müdahale hakkında müvekkilinin hukuka uygun olarak aydınlatılmadığını, onamının alınmadığını, dolayısıyla ameliyat rıza dahilinde gerçekleştirilmediğinden davalı tarafın hukuken sorumlu ve kusurlu olduğunu, temyiz başvurusunda yerel Mahkemenin kararının lehe olacak şekilde bozulduğunu fakat Yargıtay İlamının sonuç kısmında 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ... Hastanesinden alınıp davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulduğunu, kararda davacı yerine sehven davalı yazıldığını ve dosyada birden fazla davalı olduğu nazarı dikkate alındığında hükmün icrasının tereddüt uyandırdığını beyan ederek Yargıtay ilamının lehlerine düzeltilerek onanması, davalı tarafın tüm karar düzeltme taleplerinin reddi ile 1086 sayılı HMUK’nın 442/2. maddesi uyarınca katılma yoluyla karar düzeltme taleplerinin kabulüne, Yargıtay kararının lehlerine düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi; ''I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2 – Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3 – Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması. 4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması'' şeklindedir.
2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi'' başlıklı 141 inci maddesi; ''(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.
'' şeklindedir.
3. Değerlendirme
1. Davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekilinin karar düzeltme taleplerinin incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, davalı şirkete bağlı Özel Medicana Hastanesi'ne 10.08.2010 tarihinde başvuran davacının 11.08.2010 tarihinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu'nun 21.07.2014 tarihli raporunda da belirtildiği üzere tibia alt ucunun parçalı intraartüküler kırığı için ameliyat edildiği ancak patella alt polünün parçalı kırığı içinse 14.08.2010 tarihinde ameliyat edildiği, iki ameliyat arasında neden zaman bulunduğu ve ikinci ameliyat için 3 gün beklenildiği konusunda dosyada mevcut raporlarda bir açıklama yer almadığı, bu nedenle bozma ilamında ''davacının davalı ... hastaneye başvurma tarihi ile ameliyatın gerçekleştiği tarih arasında geçen zamanın sebebinin, gerekli olup olmadığı hususunun irdelenmesi'' gerektiğinin belirtilmesinin yerinde olduğu, dosyada mevcut olan raporların taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı ve davacının rapora itirazlarının karşılanmadığı görüldüğünden konusunda uzman, akademik kariyere sahip bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasının yerinde olduğu anlaşılmakla, davalının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı vekilinin katılma yoluyla karar düzeltme taleplerinin incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, davacı vekilince ilk kez temyiz aşamasında ileri sürülen müvekkilinin komplikasyonlar konusunda bilgilendirilmediği ve aydınlatılmış onam alınmadığı yönündeki itirazının, davacı tarafından yargılama aşamasında ileri sürülmeyen aydınlatılmış onam vakıasının mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz ve karar düzeltme aşamasında da ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle reddi gerektiği, ayrıca dosyada mevcut bulunan 10.08.2010 tarihli ''Ameliyatlar ve Girişimsel İşlemler İçin Hastanın Bilgilendirilmiş Onam Belgesi'nin davacı ... tarafından imzalandığı ve belgeye el yazısı ile '' Kırığımın parçalı olup, ileride kaynamama olasılığı olduğu ve başka ameliyatlar gerektirebileceği anlatıldı'' şeklinde yazıldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3. 13.09.2022 tarihli duruşmaya davacı vekili Avukat ... ile davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş. vekili Avukat Melisa Aykanat'ın geldiği, Dairenin 13.09.2022 tarihli ve 2022/3869 E., 2022/6432 K. sayılı iamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının davacı lehine bozulduğu ancak maddi hata sonucu duruşma vekalet ücretinin davalı ... Hastanesinden alınıp davalıya verilmesine karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöndeki talebinin kabulü ile bozma ilamının sonuç bölümünde yer alan vekalet ücretine ilişkin kısmın düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalının karar düzeltme talebinin REDDİNE,
2. Davacının sair karar düzeltme talebibinin REDDİNE,
3. Davacının duruşma vekalet ücretine yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 13.09.2022 tarihli ve 2022/3869 E., 2022/6432 K. sayılı ilamında yer alan ''8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ... Hastanesinden alınıp davalıya verilmesine,'' ibaresinin ''8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ... Hastane İşletmeciliği A.Ş.'den alınıp davacıya verilmesine'' şeklinde düzeltilmesine,
Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyen davalıya yükletilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.