Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1300 E. 2023/3166 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan mesleki özen yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle hastanın ölümünden doktor ve hastanenin sorumlu olup olmadığına ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, önceki bozma ilamında hastanenin de doktorla birlikte sorumluluğuna ve manevi tazminat ödenmesine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş, yerel mahkeme de bozma kararına uyarak hüküm kurmuş olduğundan, usuli kazanılmış hak ve bozma kararına uyma zorunluluğu gözetilerek davalıların temyiz taleplerinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen yükümlülüğüne aykırılık iddiasına dayalı manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar ... ve Özel ... ...A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin eşi merhum ...’ın 03.04.2010 tarihinde göğüs ve sırt ağrısı sebebiyle dava dışı ... ... Hastanesine kaldırıldığını, doktorların hastaya anjiyo yapılması gerektiğini, ancak hastanede anjiyo aletinin bulunmadığını belirterek davalı sağlık kuruluşuna sevk ettiklerini, merhumenin davalı hastaneye saat 13:00 sıralarında getirildiğini, davalı doktor ...’in ise hasta yakınlarına saat 17:00 sıralarında hastanedeki anjiyo aletinin bozuk olduğunu, bu nedenle müdahale edemediklerini söyleyerek hastayı ... Hastanesine sevk ettiğini, müvekkilinin eşinin 17:30 - 18:00 sıralarında adı geçen hastaneye getirildiğini ve yaklaşık 20 dakika sonra vefat ettiğinin bildirildiğini, merhumeye gerekli tıbbi müdahale yapılsa idi vefat etmeyeceğini, ölümünde davalı ...’ın başhekim olarak idareci sıfatıyla, davalı ...’in uygulayıcı olarak, davalı Hastanenin ise doğrudan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilleri; olay günü acilde görevli hemşirenin durumu bildirmesi üzerine hastaya hemen müdahale edildiğini, hasta yakınlarına anjiyo planlandığının belirtilerek, anjiyo ekibinin gelmesinin beklendiği ve anjiyo cihazının arızalı olup teknik servis tarafından onarılmaya çalışıldığının bildirildiğini, arızanın giderilememesi üzerine durumun hasta yakınlarıyla paylaşılıp başka bir hastaneye sevk edilmesine karar verildiğini, müteveffanın başka bir hastaneye sevk edilmesinde yaşanan gecikmede müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, soruşturma dosyasında ... 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 19.01.2011 tarihli raporda ölümün “akut myokard enfraktüsü” sonucu meydana geldiğinin ve gecikme olmadan sevk işlemi yapılsa dahi hastanın kurtulmasının kesin olmadığının bildirildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.02.2016 tarihli ve 2014/374 E. 2016/49 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre somut olayın, uygulayıcı hekim davalı ...'in ihmali davranışı sonucu zamanında hasta sevkini sağlamaması nedeniyle meydana geldiği, diğer davalılar hastane yönetimi ve hastane tüzel kişiliğinin (ceza davalarındaki beraat kararları ve kusur incelemesi sonucu da dikkate alındığında) manevi tazminat davasının muhatabı olmadıkları; ancak aletin bozuk olduğu anlaşıldıktan sonra hastanın derhal ilgili yere sevkini sağlamakta ihmali olan davalı ...'ın ... bu ihmali eyleminin, davacı tarafın büyük elem ve ızdırabına sebep olacak şekilde sonuçlandığı anlaşıldığından, hak ve nesafet kuralları da gözetilerek, davalı ... yönünden davanın kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın adı geçen davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine; diğer davalılar ...ve ...Sağlık ve Eğitim Hizmetleri A.Ş. yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.02.2021 tarihli ve 2020/4673 E. 2021/1033 K. sayılı ilamıyla; (1) no’lu bentte, davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra (2) no’lu bentte özetle; müvekkilin (hastanın) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahip olduğu, gereken özen görevini göstermeyen vekilin, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılması gerektiği, aynı hususların adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerli olup Mahkemece, davalı ...Sağlık Hizmetleri A.Ş yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, (3) bentte ise Mahkemece, 50.000,00 TL tazminatın davalı ...’den tahsiline karar verilmiş ise de davacının faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının da doğru olmadığı gerekçe gösterilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Davalılar ... ve ...Sağlık Hizmetleri A.Ş vekilinin karar düzeltme istemi ise Dairemizin 26.01.2022 tarihli ve 2021/8180 E. 2022/445 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... yönünden davanın reddine; davalılar ... ve Özel ... ...A.Ş. yönünden davanın kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 03.04.2010 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve Özel ... ...AŞ. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 12.12.2022 tarihli ve 2022/5989 Esas, 9358 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı ... vekili; olay gününün hafta sonuna geldiğinden müvekkilinin mesai saatinin sona erdiğini, buna rağmen hastaya hemen müdahale edildiğini, hasta yakınlarına anjiyo planlandığının belirtilerek, anjiyo ekibinin gelmesinin beklendiği ve anjiyo cihazının da arızalı olup teknik servis tarafından onarılmaya çalışıldığının bildirildiğini, arızanın giderilememesi üzerine durumun hasta yakınlarıyla paylaşılıp başka bir hastaneye sevk edilmesine karar verildiğini, hasta yakınlarının isterlerse beklemeyip hastayı başka bir sağlık kuruluşuna götüreceklerini ifade edebilecek iken herhangi bir beyanda bulunmadıklarını, müteveffanın başka bir hastaneye sevk edilmesinde yaşanan gecikmeden dolayı müvekkilinin kusurunun bulunmadığını; müvekkili hakkında yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, soruşturma dosyasında ... 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 19.01.2011 tarihli raporda da ölümün “kalp krizi” sonucu meydana geldiğinin ve gecikme olmadan sevk işlemi yapılsa dahi hastanın kurtulmasının kesin olmadığının bildirildiğini ileri sürerek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıların vekalet sözleşmesinden kaynaklanan mesleki özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 100 üncü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 116 ncı), 818 sayılı Kanun’un 321 inci (6098 sayılı Kanun’un 400 üncü), 818 sayılı Kanun’un 386 ve 390 ıncı (6098 sayılı Kanun’un 502 ve 506 ncı) maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Somut olayda, davanın temeli, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık iddiasına dayanmaktadır. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki ... gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.

2. Öte yandan, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Bu itibarla, karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozmaya uyularak verilen ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelemenin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.