Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1560 E. 2023/3145 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesiyle kiralanan maden sahasındaki mermerlerin kiraya veren tarafından götürülmesi nedeniyle kiracı tarafından açılan zilyetliğin korunması ve bedel iadesi davasının niteliği ve mahkemenin görevi.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın temelinde şahsi hak doğuran kira sözleşmesi bulunduğu ve zilyetlik iddiasının bu hakka dayandığı gözetilerek, mahkemenin kira sözleşmesi hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığı değerlendirip esası hakkında karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirketin, davalının maliki olduğu ... Yaylabelinde yer alan ruhsatlı maden sahasını 8 yıl süreli ve 20.05.2014 tarihli kira sözleşmesiyle kiraladığını, sözleşmenin Maden İşleri Genel Müdürlüğü (...) ilgili birimine 11.03.2015 itibariyle tescil edildiğini, davalının sözleşmenin 6 ncı maddesi çerçevesinde rodövans sözleşmesinin başlangıç tarihi olarak belirlenen maden işletme ruhsatı alımı ile sair işlemleri yapmak ve ... nezdinde danışmanlığı yürütmek için teknik personel Gökhan'a ve yine dava dışı şirkete verilen vekaletnameleri haksız ve yersiz olarak iptal ettiğini, haksız ve dayanaksız ihtarnamelerle müvekkili şirketi rahatsız ettiğini, şirkete devri gereken işletme izni, zaruri kantar ve maden sevk fişlerini yedinde tutarak para cezası ile karşılaşmasına neden olduğunu, şirketin faaliyetine engel olduğunu, bunlara ek olarak 28.01.2016 tarihinde müvekkili rodövans sözleşmesi uyarınca zilyet olduğu sahadaki deneme numune sınırları içinde üretilen yaklaşık 50.000 kg ağırlığında 5 bloktan oluşan mermeri ocaktan çalarak götürdüğünü, bu hususta Jandarmaya suç duyurusunda bulunulduğunu, keşide edilen ihtarname ve şikayet dilekçelerinde de fiili zilyetliğinin devam ettiği kabul edilen müvekkili şirketin bu zilyetliğinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 981 ve 982 nci maddeleri gereğince korunmasını, haksız ve izinsiz çalınan yaklaşık 50.000 kg ağırlığında 5 bloktan oluşan mermerin iadesini veya bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin 19.03.2015 tarihli ihtar ile feshedildiğini, 08.04.2015 tarihli ihtarname ile davacı şirketin saha içinde bulunan araç ve gereçlerini kaldırması için ihtar gönderildiğini, davacının iddia ettiği tarihte zilyet olmadığını, Yargıtay kararları gereğince zilyetlik iddiası nesnel veya kişisel hakka dayandığında davanın bir hak davası olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.02.2016 tarihli ve 2016/139 E., 2016/229 K. sayılı kararıyla; davada davacının zilyetlik iddiasının, arkasında bir hak iddiasını bulundurması, davanın zilyetliğin korunması davası olmayıp temelinde bir hak davası olduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/19248 E., 2020/3557 K. sayılı ilamıyla; kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkların sulh hukuk mahkemesinde görülüp çözüme kavuşturulacağı, dava tarihi itibariyle Mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirketin 4721 sayılı Kanun'un 981 ve devamı maddelerine dayanarak açtığı zilyetliğin korunmasına ilişkin davada, davalı tarafından çalındığını iddia ettiği mermerler üzerinde korunmaya değer üstün zilyetliğinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiği, taraflar arasındaki rödevans sözleşmesinin davalı tarafından 19.03.2015 tarihinde feshedildiği, davacı şirketin iadesini talep ettiği mermerler üzerinde korunmaya değer üstün zilyetliğinin bulunduğunu ve çalındığını iddia ettiği mermerlerin davalının zilyetliğinde olduğunu ispat edemediği, zilyetliğin korunması hükümleri gereğince zilyetliğin iadesine karar verebilmek için iadesi istenen şeyin davalının zilyetliğinde bulunması gerektiği ancak bu durumda üstün zilyetliğin kimde olduğunun değerlendirilebileceği, zira görülmekte olan davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin geçici bir çözümden ibaret olduğu, tarafların arasındaki sözleşmeye dayalı bu uyuşmazlığı tamamıyla sona erdirmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava tarihi itibariyle kiralananın zilyedi ve kiracısı olduğunu, kira sözleşmesine dayalı olarak zilyet olduğu 50.000 kilo mermer bakımından gasp nedeniyle geri istemeye hakkı olduğunu, ocaktan çıkardığı mermer bloklar üzerinde dava tarihi itibariyle zilyet olduğundan bunları geri alması gerektiğini, daha üstün bir hakkı olduğunu ispat yükünün davalıda olduğunu, olayın gerçekleştiği 28.01.2016 tarihinde jandarma suç duyurusu ve davalının ihtarıyla da zilyet olduğunun belli olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/8-518 E., 2009/573 K.

3. Değerlendirme

1. Yukarıda yer verilen Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere 4721 sayılı Kanun'un 982 ve 983 üncü maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni veya şahsi bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.

2. Somut olayda; davacı kiracı, imzaladığı kira sözleşmesi uyarınca zilyet olduğu alandaki mermerlerin davalı kiraya veren tarafından götürüldüğü iddiasına, davalı kiraya veren ise sözleşmeyi ihtarla feshettiği savunmasına dayanmaktadır. Dolayısıyla somut uyuşmazlığın şahsi hak doğuran kira sözleşmesinden kaynaklandığı gözetilerek kira değerlendirilmesi gerekmektedir.

3. Hal böyle olunca Mahkemece; kira sözleşmesi taraf delilleri ile taraf vekillerinin birlikte değerlendirilerek esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile taraflar yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.