Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1650 E. 2023/2425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından öldürülen polis memurunun ailesine ödenen tazminatın, cezai ehliyeti bulunmayan davalıdan rücuen tahsil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Haksız fiil sorumluluğu ile ceza hukuku sorumluluğunun kapsam olarak farklı olduğu, ayırt etme gücü bulunmayanların da Borçlar Kanunu'nun 54/1. maddesindeki hakkaniyet gereği objektif sorumluluk hali nedeniyle sorumlu tutulabileceği, bu kapsamda tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile olayın oluş şekli nazara alınarak hakkaniyetin gerektirdiği miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu hususlar değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2006/55 E., 2010/225 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Dava dilekçesinde; dava dışı polis memurunun 01.12.2005 tarihinde meydana gelen olayda davalının saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini, davalının ceza mahkemesinde yargılandığını, olay sonucu ölen polis memurunun eşine 2330 sayılı kanun gereğince ... Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile toplam 39.520,00 TL nakdi tazminat ödendiğini, nakdi tazminatı ödeyen Devletin BK'nun 51/2 maddesinden kaynaklı rücu hakkına dayanarak ödediği tazminatı haksız fiil faili davalıdan talep hakkına sahip olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 39.520,00 TL nakdi tazminatın ödeme tarihi olan 13.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça her ne kadar dava dışı polis memurunun davalı tarafından öldürüldüğü ve polis memurunun ölümünden sonra ailesine davacı idare tarafından nakdi tazminat ödendiğinden bahisle ödenen nakdi tazminatın faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş ise de, ceza mahkemesi kararı ile yapılan yargılama neticesinde dava dışı polis memurunu davalı olan sanığın öldürdüğü, ancak olay sırasında cezai ehliyetinin bulunmadığından bahisle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, cezai sorumluluğu olmayan davalının bu olay neticesinde meydana gelen zarardan da maddi olarak sorumlu olmayacağı, olay tarihi itibarı ile de fiil ehliyetinin de bulunmadığının kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; kararın eksik inceleme ile verildiğini, haksız fiil sorumluluğu ile ceza hukuku sorumluluğunun kapsam olarak birbirinden farklı olduğunu ve bir fiil nedeniyle kişiye ceza sorumluluğu yükletilemese de kişinin fiilinin oluşturduğu zarardan sorumluluğu bulunduğunu, davalının kurum personellerini öldürerek kurumlarının zarara uğramasına neden olduğunu, kurumlarının bu haksız fiil nedeniyle ölen polis memurunun eşine tazminat ödemek zorunda kaldığını, maktülün ailesine ödenen tazminatın rücuen haksız fiil sorumlusu davalıdan tahsili ve kurumlarına ödenmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine davalının adı ve soyadının ... Menteş olarak yazılmış ise de, davalının ad ve soyadının ... olduğunu, bu yazım hatasının gerekçeli kararda da devam ettirildiğimi ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2330 sayılı kanun ve bu kanun uyarınca çıkarılan yönetmelik kapsamında davacı idarenin dava dışı kamu görevlisinin davalı tarafından öldürülmesi nedeniyle dava dışı kamu görevlisinin eşine yaptığı ödemenin davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanunu'nun ''Nakdi Tazminat'' kenar başlıklı 3 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

a)( Değişik 01.04.1998- 4356/1 Md.) Ölenlerin kanuni mirasçılarına, en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının (ek gösterge dahil) 100 ... tutarında,

b) ( Değişik 01.04.1998- 4356/1 Md.) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteği ile sürdürebilecek şekilde malül olanlara 200 ..., diğer engelli hale gelenlere (a) bendinde belirtilen tutarın %25'inden %75'ine kadar, yaralananlara ise %20'sini geçmemek üzere engellilik ve yaralanma derecesine göre,

Nakdi tazminat ödenir.

Bu nakdi tazminatın tespitine esas tutulacak aylık; tazminat verilmesine dair karar tarihindeki en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarıdır.

2. Olay ve dava tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanununun ''temyiz kudretini haiz olmayanların mesuliyeti'' kenar başlıklı 54 üncü maddesinin brinci fıkra hükmü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 65 ... maddesi) şöyledir;

''Hakkaniyet iktiza ediyorsa hakim, temyiz kudretini haiz olmayan kimseyi ika ettiği zararın tamamen yahut kısmen tazminine mahkum eder''.

3. Olay ve dava tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanununun ''ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet'' kenar başlıklı 53 üncü madde hükmü (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74 üncü maddesinin birinci fıkrası) şu şekildedir;

Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyle de mukayyet değildir Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda hukuk hakimini takyit etmez.

3.Değerlendirme

1. Mahkemece, ceza mahkemesi kararı ile yapılan yargılama neticesinde dava dışı polis memurunu davalı olan sanığın öldürdüğü, ancak olay sırasında cezai ehliyetinin bulunmadığından bahisle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, cezai sorumluluğu olmayan davalının bu olay neticesinde meydana gelen zarardan da maddi olarak sorumlu olmayacağı, olay tarihi itibarı ile de fiil ehliyetinin de bulunmadığının kabulü gerektiği gerekçesiyle hatalı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 54 üncü maddesi (6098 sayılı TBK'nun 65 ... maddesi) ve yine Borçlar Kanununun 53 üncü maddesi (6098 sayılı TBK'nun 74 üncü maddesi) hükümleri de nazara alındığında, haksız eylemlerden sorumluluğun kusura dayanması, kusur sorumluluğu içinse ayırt etme gücünün varlığının gerekli ve yeterli koşul olması, diğer yandan yasada gösterilen ayrık durumların varlığı halinde ise, ayırt etme gücü bulunmayanların da sorumlu tutulabileceği (TMK madde 15), bu ayrıksı durumlardan birinin de Borçlar Kanununun 54/1 hükmünde düzenlenen hakkaniyet gereğine dayalı objektif sorumluluk hali olması, bu düzenleme ile hakime geniş takdir yetkisinin verilmesi, bu yetkinin ise somut olayın özelliklerine göre kullanılması gerektiği, bu çerçevede ayırt etme gücü bulunmayanların, eylem sırasındaki öznel durumu ve zarar görene yönelik tutumu ile tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının da dikkate alınması gerektiği nazara alınarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları belirlendikten sonra, olayın oluş şekli ile hakkaniyetin gerektirdiği şekilde davacı idarenin uğradığı zarar (rücu) kapsamı belirlenerek bu miktarın hüküm alına alınması gerekirken, bu husus nazara alınmadan davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

2. Davacı vekilinin davalının ad ve soyadının gerekçeli karar başlığında yanlış yazılmış olmasına ilişkin itirazları yönünden ise, bu husus mahallinde her zaman mahal mahkemesince düzeltilebilecek olmasına göre, sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 ... maddesi gereğinc davacı yararına BOZULMASINA,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

28.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.